• Hepinizin bildiği üzere PSU‘lar bilgisayarlarımızın Pikachu’su. Bu cihaz bilgisayarlarımız için hayati öneme sahip.

    Peki neden?
    PSU’nun açılımı Power Supply Unit (Güç Kaynağı Ünitesi)’dir. Bu ünite şehir şebekesinden 220v elektiriği çekerek watt olarak bilgisayar bileşenlerimizin ihtiyaçları doğrultusunda iletir. Bu sebeple güç kaynağı seçimine çok dikkat edilmesi gerekir. Peki doğru güç kaynağı seçebilmek için nelere dikkat etmeliyiz?Doğru güç kaynağını seçerken dikkat edilmesi gereken başlıca kriterler verimlilik standardı, aktif PFC mi yoksa pasif PFC (Power Factor Correction) mi olduğu, ve tabiiki bilindik marka olması.İlk olarak verimlilik standardından başlayalım. Bu sıtandart 80 Plus olarak geçer. Bu standart 80 Plus’tan başlayarak 80 Plus Titanium’a kadar gider. Aşağıdaki görselde sıralamayı görebilirsiniz.


    Orijinal boyutunu görüntülemek için buraya tıklayın 818x230px ve 69KB.


    80 Plus’ın anlamı bulunduğu güç kaynağı en az %80 verimli demek. Biraz kafalar karıştı galiba. Şu şekilde açıklayabilirim. Örneğin sizin bilgisayarınızın ihtiyaç duyduğu güç 450watt ve siz 500watt’lık bir güç kaynağı kullanıyorsunuz. bu güç kaynağının 80 Plus sertifikasına sahip olduğunu düşünürsek şebekeden tam ihtiyaç olanı değil teorik olarak %20 daha fazlasını çekmek durumunda. Tabiiki bu sertifikalı olanlar için geçerli. Sertifikasız olanlarda durum daha vahim. Bunun üzerine akla bir de şu soru geliyor. “Titanium’a kadar artmasının espirisi nedir?”. Haklısınız. Aşağıda ki resim üzerinden anlatayım.


    Orijinal boyutunu görüntülemek için buraya tıklayın 710x256px ve 23KB.


    Bu görselde 230v yazan kısım bizi ilgilendirmekte. Öncelikle “% of Rated Load” yazan kısım ne kadar yük altında olduğunu gösteriyor. Sertifika arttıkça verimlilikte artıyor. Burada işin içine bütçe girmeye başlıyor. Benim önerim eğer ev kullanıcısı iseniz 80 Plus Gold olur ancak iş yeri kullanıcısıysanız muhakkak 80 Plus Titanium almanızı öneririm. Ev kullanıcısı farkı bir kaç lira ile hisseder ancak bir iş yerinde güç kaynağı kendi hemen amorti eder.
    Sıra geldi ikinci krıterimize:

    Aktif PFC mi? Pasif PFC mi?


    Bu kısım ev kullanıcılarını pek ilgilendirmiyor, daha çok 500 bilgisayar gibi rakamlara çıkan büyük şirketlerin IT çalışanlarını ilgilendirmekte. Ancak yine de bilginiz olsun.
    Hepiniz Edison abimizin doğru akımı (DC) bulduğunu, Nikola abimizin ise Alternatif akımı (AC) bulduğunu biliyoruz. Osiloskop ile bakıldığında doğru akımda pek dalgalanma olmaz ancak alternatif akımda sürekli dalgalanma görülür. PFC burada devreye girip ikisni dengeleyip şebeke hattınızın aşırı yüklenip zarar görmesini engeller. Aralarında ki fark ekran kartınızın soğutmasında aktif soğutma ile pasif soğutma gibidir. Aktif olan daha etkili iken pasif olan orta hallidir.Seçimlerinizi yaparken sadece dolar matematiği değil aynı zamanda elektrik faturanızın ve bileşenlerinizin çekebileceği güçleri düşünüp o şekilde alımınızı gerçekleştirin.

    Şu da unutulmamalıdır ki bir bilgisayarı aldığınızda ona sahip olma maliyetini ödemiş olursunuz ancak bununla birlikte uzun vade de sahip olma maliyeti doğmaktadır.

    Uzun vadede sahip olma maliyetlerinizi düşürmek adına bunlara dikkat etmenizde yarar var.