turk-dreamworld.com Sitesine Hoşgeldiniz.


1. sayfa - 22 sayfa var 1234511 ... SonuncuSonuncu
219 sonuçtan 1 ile 10 arası
  1. #1
    Banned eerol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Feb 2007
    Mesajlar
    19.323
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    792 Toplam

    Standart Hayvanlar Alemi



    Malaya ayısı

    Malaya ayısı (Helarctos malayanus), esasen güneydoğu Asya'nın (Sumatra ve Borneo gibi) tropikal yağmur ormanlarında yaşayan bir ayı türüdür; var olan ayıların en küçüğüdür ve çok iyi tırmanıcıdır.
    Malaya ayısı için "güneş ayısı" ya da "tropikal ayı" adları da kullanılır. Göğsünde nal veya gerdanlık biçiminde sarımsı-turuncu bir leke bulunur.

    Bilimsel adlandırma

    Malaya ayısı için Wikipedia'da açılmış olan Sun Bear maddesinde yer alan bilimsel sınıflandırma tablosunda, cins için "Ursus (Helarctos)" ve tür için de "Ursus (Helarctos) malayanus" adlarına yer verilmektedir. Ancak:
    Wikispecies'deki "Ursus" maddesinde "Ursus malayanus" bulunmamaktadır ; Malaya ayısı, "Helarctos malayanus" olarak, "Helarctos" cinsi maddesinde görülmektedir.
    Bütünleştirilmiş Taksonomik Bilgi Sistemi'nin (Integrated Taxonomic Information System, ITIS) internet sitesinde de benzer bir durum söz konusudur:
    Helarctos, içinde tek bir tür olarak Helarctos malayanus`u (güneş ayısı) içeren bir cinstir.
    Ursus cinsinde yer alan türler içinde, "Ursus malayanus" olarak adlandırılmış bir tür yoktur.
    IUCN Helarctos malayanus olarak geçmektedir.
    AlıntıAlıntı

  2. #2
    Banned eerol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Feb 2007
    Mesajlar
    19.323
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    792 Toplam

    Standart İlgi: Hayvanlar Alemi



    Afrika yaban köpeği

    Afrika yaban köpeği (Lycaon pictus), köpekgiller (Canidae) familyasından Afrika'da yaşayan vahşi bir köpek türü.
    Büyük Sahra'nın güney ve doğu kesimlerinde yaşar. İri ve yuvarlak kulaklı, postu siyah, sarı ve beyaz benekli alacalı, son derece yırtıcı bir hayvandır. Yiyebileceğinden çok daha fazlasını öldürür.
    Bilimsel ismi Lycaon pictus "alacalı kurt" anlamına gelir ve bu adı postunun çok alacalı olmasından alır. Temel rengi siyah olmasına rağmen, bütün vücudu kahverengi, sarı, beyaz ve kırmızımsı lekelerle kaplıdır. Post rengi her bireyde farklı dağılım gösterir. Böylelikle hiçbir köpek eşit olarak görünmez. Kürkü kısa, yer yer dökülmüş olduğundan, bazı yerlerinde çıplak et görünebilir.
    Kafası dahil uzunluğu 90 cm'dir. Buna ek olarak 35 cm kuyruk gelir. Yerden omuz yüksekliği 70 cm'dir. Ağırlığı ise yaklaşık 25 Kg tutar. Bu ebatları ile çakal ile kurt arasında bir yer edinir.
    AlıntıAlıntı

  3. #3
    Banned eerol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Feb 2007
    Mesajlar
    19.323
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    792 Toplam

    Standart İlgi: Hayvanlar Alemi




    Ada tavşanı

    Evcilleştirilmiş tavşanların atası olan ada tavşanları, Türkiye’de ve dünyada en sık görülen tavşan türüdür. Boy 35-45 cm., ağırlığı 1-2.5 kg. arasındadır. Yabani tavşana göre daha küçük olan kulaklarının ucunda benekler vardır. Arka ayaklar daha büyük ve güçlüdür. İlk olarak Güney Fransa, İber Yarımadası ve bir olasılıkla Kuzeybatı Afrika’da yaygın olan bu tür, besin kaynağı ve eğlenmek için avlanmak amacıyla diğer bölgelere insanlar tarafından yerleştirilmiştir.
    Üç metre derinlikte, 45m. uzunlukta, 15 cm. çapında oyuklar kazarlar. Bu dehlizlerde, yuva olarak kullandıkları bölgeler, 30-60 cm. yükseklikte ve otla döşelidirdir. Ana girişin ağzında toprak yığılıdır. Akşam ve sabah karanlığında aktiftirler. Koloni halinde yaşarlar. Koloni içinde dominant hiyerarşi vardır. Kısmen göç ederler. 9 yıl kadar yaşarlar.
    Ot ve diğer bitkilerle beslenir. Bunları bulamadıklarında ise kabuk ve filizleri kemirirler. Tarlalardaki ürünleri de yerler. Sıcak mevsimlerde çoğalılar. Gebelik 28-33 gündür. Yavrular, 1 aylıkken sütten kesilirler ve anneden ayrılıp koloniye katılırlar. Bundan sonra anne, yeniden bir yuva kazar ve yeni yavrularını burada büyütür.
    Ada tavşanları postları ve etleri için avlanırlar. Türkiye’de avı serbesttir. Kırmızı listede soyları tehlikede olmayan hayvanların yer aldığı nt statüsündedir. Evcil türleri denek olarak kullanılır.
    AlıntıAlıntı

  4. #4
    Banned eerol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Feb 2007
    Mesajlar
    19.323
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    792 Toplam

    Standart İlgi: Hayvanlar Alemi



    Tırtak

    Bayağı yunus (Delphinus delphis) Türkiyenin bütün denizlerinde bulunan, ve bütün dünyada büyük okyanusların farklı kısımlarında yaygın olan bir Yunus türü. Tırtak Yunusgiller familyasının asıl örnek türüdür. Afalina türünün "Flipper" dizisi ile dünyaca ünlü olup insanların aklına örnek Yunus türü olarak yerleşmesi´nden önce dünyaca en çok tanılan Yunus türüydü.

    Özellikleri
    Sırtı silah ya da kahverengi, ve karın kısmı beyazımsıdır. Yanlarında açık-sarı renkten gri renge geçen uzun alanlar vardır. Yöresel olarak renklerinde farklar olabilir; bazılarının yanlarındaki sarı-gri alanlar tamamen ek******. Tırtak yunusu bütün Yunusların ve hatta bütün balinaların arasında en renklisidir. Boyu 1,70m-2,40m olur.


    Yaşam şekilleri
    Bütün Yunuslar gibi Tırtak da balıklar ve ara sıra mürekkep balıkları ile beslenir. Çok hızlı bir yunusdur ve gemilerin önlerinde oluşan "Bıyık" denilen dalganın içinde yüzmeyi sever. Diğer yunuslar gibi, çok gelişmiş bir sosyal sistemin içersinde yaşar. Oluşturdukları sürüler bazen 1.000 yunustan oluşur. Yazın bu topluluk küçük grublara bölünür. Yunuslarda birbirine yardım etmek çok doğal birşeydir. Örneğin, hasta yunusların diğer yunuslar tarafından taşınılıp nefes aldırmak için su yüzüne çıkarıldıkları izlenilmiştir.


    Doğum
    Eğer bir yunus doğum yapacaksa diğer yunuslar onun etrafında bir çember oluşturup o yunusu olası köpekbalığı saldırılarına karşı korurlar. Yavru yunuslar annelerinden ilk önce kuyrukları ile çıkar. Çünkü ilk önce kafası çıksaydı, iki saat süren doğum sırasında boğulurdu. Hemen doğumdan sonra annesi yavrusunu su yüzüne itekliyerek, ilk kez nefes almasını sağlar. Yavru yunus bir yıl boyunca emzirilir, ve toplam 3 yıl boyunca annesinin yanında yaşar.


    Korunmaları
    Eskiden dünyanın bazı yerlerinde Tırtaklar insanlar tarafından avlanılmışlardır. Örneğin geçmişte Peru da ve Karadenizde çok Tırtak avlanılmıştır. 1960'lı yıllarda akdeniz ve karadenizde Tırtak popülasyanunda feci bir azalma olmuştur, ama bunun nedenleri bugüne kadar aydınlatılamamıştır. Ama Tırtakların hala bugüne kadar süren en büyük sorunları şunlardır: Gemilerin pervanelerine çarparak ölmeleri, balık ağlarına takılarak su altında boğulmaları ve günden güne azalan balıklar ve kirlenen denizsuyu.


    Sınıflandırma
    Tırtak denilen yunusların sadece tek bir türdenmi yoksa birkaç türler ya da alt-türlerdenmi oluştuğu konusunda farklı görüşler vardır. Bazı bilimcilere göre Delphinus bairdii ve Delphinus tropicalis gibi diğer türleri vardır, ama bunlar bilimcilerin çoğunluğu tarafından tanılmaz. Bunlar gibi şimdiye kadar 20 Tırtak türü ortaya koyulup sonra tekrar vazgeçilmiştir.

    1990'lı yıllardan beri Tırtak türünün ikiye ayrıldığı yeni bir görüş şeklini kabul eden Zoologların sayısı günle artmaktadır:

    Uzunburunlu Tırtak (Delphinus capensis)
    Kısaburunlu Tırtak (Delphinus delphis)
    Ama bunların iki ayrı türlermi, alt-türlermi yoksa hatta sadece alt-türlerin variyantlarımı oldukları konusunda hala anlaşmazlıklar devam etmektedir.
    AlıntıAlıntı

  5. #5
    Banned eerol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Feb 2007
    Mesajlar
    19.323
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    792 Toplam

    Standart İlgi: Hayvanlar Alemi



    Timsah

    Familyası
    Timsahgiller (Crocodilidae)
    Yaşadığı yerler
    Sıcak bölgelerde bataklıklar ve su kenarlarında.
    Özellikleri
    Yapısı kertenkeleyi andırır. Vücudu kemiksi pullarla örtülüdür. Suda iyi yüzerler. Balık, kuş ve memelilerle beslenirler.
    Ömrü
    Yüz yıl kadar.
    Çeşitleri
    23 türü vardır. Nil timsahı (Crocodylus niloticus), Deniz timsahı (Crocodylus porosus), Mississippi alligatoru (Alligator mississippiensis) meşhurlarıdır.
    Timsah, sıcak bölgelerdeki akarsularda yaşayan, Timsahgiller ailesinden iri yapılı, kalın ve kabuksu derili sürüngen türlerinin genel adı. Uzaktan bakıldığında kertenkeleye benzerler. Vücutlarının üzeri, sert kemiksi plakalarla örtülüdür. Ön ayaklarında beşer, arka ayaklarında dörder parmak bulunur. Parmak araları tamamen veya kısmen perdelidir. Uzun, yandan basık kuyrukları suda kürek vazifesi görür. Güçlü dişlerle bezenmiş, çok kuvvetli çeneleri vardır. Yalnız üst çene açılır. Etli dil, alt damağa yapışıktır. Gözleri, burunları ve kulakları başlarının üst kısmında bulunur. Suda yüzerken rahatça etraflarını görür, işitir ve solunum yaparlar. Karada vücutlarını zor taşımalarına rağmen, suda çok iyi yüzerler. Gündüzleri dinlenir, çoğunlukla gece avlanırlar. Gözbebekleri dikey olduğundan gece de iyi görürler. Balık, kuş ve suya gelen memelilerle beslenirler. İnsanlara da saldıranları vardır. Avlarını güçlü çeneleri arasına sıkıştırıp suya çekerek boğarlar. Dişlerini avlarını parçalamada kullanırlar. Çiğnemeden parçalar halinde yutarlar. Sindirim için çakıl ve taş da yutarlar. Sonra dişlerinin arasındaki artıkları dışarı çıkarırlar. Taze etin sindirimi zor olduğu için bazı türler avlarını gömerek çürümelerini bekler.
    Gözleri üç perdelidir. Suya daldıkları zaman burun ve kulak delikleri birer kapakla örtülür. Ağız gerisinde bulunan bir kıvrımı damaklarına yapıştırarak soluk ve yemek borularını birbirinden ayırabildiklerinden su altında bile ısırıp yiyebilirler. Konik yapılı dişler aşındıkça yenileri sürer. Derilerinden bavul, çanta iskarpin yapılır. Bu bakımdan bol miktarda avlanırlar.

    Yürekleri dört gözlüdür. Aort kökleri Panizza kanalı vasıtasıyla birleştiklerinden vücutlarında kirli kan dolaşır. Diğer sürüngenler gibi soğukkanlı hayvanlardır. Vücut ısıları çevre ısısına göre değişir.

    Yumurtayla çoğalırlar. Çiftleşmeden sonra dişi, kıyıdaki bir kumlukta açtığı çukur içine kaz yumurtası iriliğinde 50 kadar yumurta yumurtlar. Yumurtaların üzerini kumla örterek yakınlarında nöbet bekler. Bazan bu süre üç ayı bulur. Dişi bu sürede hiçbir şey yemediğinden kilo kaybeder. Zaman zaman erkek de dişinin yakınına gelir. Ama dişisini beslemeyi akıl edemez. Yavrular, yumurta kabuğunu kırmaya hazır olunca 20 metre kadar uzaklıktan duyulan sesler çıkararak annelerini yardıma çağırırlar. Dişi, kumları açarak yumurtalardan yavruların çıkmasına yardım eder. İnce derili yavrular büyük bir titizlikle tek tek annenin ağzında su kıyısına taşınır. Bakıma muhtaç yavrular altı ile sekiz haftalık bir süre içinde anne ve baba tarafından dış tehlikelerden büyük bir dikkatle korunur. Yırtıcı kuşlar ve vahşi memeliler timsah yavrularına düşkündür. Yavrular kendilerine bakacak duruma gelince anne ve babalarından uzaklaşarak kendilerine av sahaları ararlar. Büyük timsahlardan uzak olmak zorundadırlar. Hatta bazan sonraki karşılaşmalarda anne ve babalar yavrularını tanıyamamakta, onlara av gözüyle bakmaktadır. Yavrular, balık yumurtaları, salyangoz ve su böcekleriyle beslenirler.

    Timsahlara çoğunlukla Amerika, Afrika, Madagaskar, Güney ve Doğu Asya ile Orta Avustralya'da rastlanmaktadır. Tuzlu sularda yaşayanları da vardır. Nil timsahının anayurdu Nil Irmağı olduğundan bu adla anılır. Eski Mısırlılar bunlardan korkar ve mukaddes sayarlardı. Bugün Nil kıyılarında bu timsahlar kalmamıştır. Afrika'da ve Madagaskar'da mevcuttur. Uzunluğu 7-9 metreye ulaşabilir. İnsana da saldırabilir. Amerikan timsahı 5-7 metre boyundadır. Denizde de yaşayabilir ve insan için tehlikelidir. Hindistan ve Sri Lanka'da yaygın olan Hint timsahı tatlı sularda yaşar. Uzunluğu 5 metre kadar olabilir. Çoğunlukla balıkla beslenir. İnsana nadir saldırır. ABD'nin güneydoğusundaki bataklık, göl ve ırmaklarda yaşayan Mississippi alligatorunun derileri ayakkabı ve valiz yapımında değerli sayılır. En çok Florida bataklıklarında yaşar. Üreme dönemlerinde avlanmaları yasaklanmıştır. Boyları 5-6 metreye ulaşabilir. Timsahlar yok edilmediği takdirde uzun süre yaşayabilmektedir. Hayvanat bahçelerinde 80 yaşını aşanlar vardır. Bazı kuşlar timsahların açık ağızlarının arasına çekinmeden girerek artık etleri ve damağa yapışmış sülükleri yerler. Timsahlarla bu kuşlar arasında adeta ortak bir yaşama göze çarpar. Tehlike anında timsahları çığlıklarıyla uyarırlar
    AlıntıAlıntı

  6. #6
    Banned eerol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Feb 2007
    Mesajlar
    19.323
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    792 Toplam

    Standart İlgi: Hayvanlar Alemi



    Vaşak

    Kedigiller (Felidae) familyasından Lynx cinsini oluşturan orta büyüklükte etçil ve yabanıl hayvan türlerinin ortak adı.


    Vaşak türleri [değiştir]Bayağı vaşak, Avrasya vaşağı (Lynx lynx)
    Kanada vaşağı (Lynx canadensis)
    İber vaşağı, İspanya vaşağı, Pardel vaşağı (Lynx pardinus)
    Doru vaşak, Kızıl vaşak (Lynx rufus)
    AlıntıAlıntı

  7. #7
    Banned eerol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Feb 2007
    Mesajlar
    19.323
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    792 Toplam

    Standart İlgi: Hayvanlar Alemi



    Yarasa

    (Chiroptera), uçma yeteneğine sahip memeliler takımı.


    Özellikleri
    El parmakları uzamış ve esnek uçma derisiyle çevrilmiştir. Çoğu tür, baş aşağı tutunarak uyur. Geceleri aktif olan bu canlıların koklama ve tat alma duyuları çok iyi gelişmiştir. Meyveyle beslenen türler haricinde, görme duyuları iyi gelişmemiştir. Çıkardıkları çok yüksek frekanslı ses dalgalarının, etraflarındaki cisimlere çarpıp geri dönmesi yardımıyla yönlerini bulurlar (ekolokasyon). Bu sesler, çoğunlukla insanlar tarafından duyulamaz.


    Sınıflandırma
    Dünyada 18 familyaya bağlı, 986 tür yarasa varken Türkiye’de 4 familyaya bağlı, 30 tür yarasa bulunmaktadır. Türkiye’de yaşayan yarasa familyaları şunlardır:

    Uçan köpekler (Pteropodidaa): Gözleri oldukça büyüktür, dış kulakları huni şeklindedir. Meyvelerle beslenirler.
    Nal burunlu yarasalar (Rhinolophidae): Burunları atnalı şeklinde, gözleri küçüktür. Kış uykusu sırasında serbest olarak baş aşağı sarkarlar ve uçma derisiyle bütün vücutlarını örterler. Böceklerle beslenirler.
    Düz burunlu yarasalar (Vespertilionidae): Burunları düz, gözleri küçüktür. Sadece böceklerle beslenirler. Koloniler halinde yaşarlar.
    Kuyruklu yarasalar = Buldok yarasalar (Molossidae): Kuyrukları oldukça uzun, kulakları büyük ve köşelidir. Kanatları dar ve uzundur. Pis kokarlar.
    Antrozoidae
    Craseonycteridae
    Emballonuridae
    Furipteridae
    Megadermatidae
    Molossidae
    Mormoopidae
    Mystacinidae
    Myzopodidae
    Natalidae
    Noctilionidae
    Nycteridae
    Phyllostomidae
    Thyropteridae

    Yarasalar hakkında bazı gerçekler

    Meyve yiyen yarasalar, 450 kadar ticari maddeyi ve 80 kadar ilacı insanoğlunun hizmetine sunmaktadır. Yağmur ormanları için yarasalar, yaşamsal önem taşır. Yarasalar, bu bölgedeki ağaçların yaklaşık yüzde 95’inin çoğalmasını sağlar. (polen ve tohumlarını taşıyarak)
    Dünyadaki 1000’i aşkın yarasa türünden sadece 3’ü vampir yarasadır ve bunlar Latin Amerika’da yaşar. Vampir yarasalar insanlara saldırmazlar. Kümes hayvanlarını tercih ederler.
    Avrupa’nın ve Türkiye’nin en küçük yarasası olan cüce yarasa sadece 5 gram ağırlığındadır. (Yaklaşık bir madeni paradan daha hafif!)
    Dünya üzerinde yaklaşık 4500 memeli türü bulunmaktadır ve bunların 1000’den fazlasını yarasalar oluşturur.
    AlıntıAlıntı

  8. #8
    Banned eerol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Feb 2007
    Mesajlar
    19.323
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    792 Toplam

    Standart İlgi: Hayvanlar Alemi



    Yılan

    Vücutlarını örten boynuzsu tabakanın kalınlaşmasından pulları meydana gelmiştir. Bu sayede vücuttaki suyun buharlaşma ile kaybı önlenmiş olur. Vücutlarını örten pulların şekli ve rengi sınıflandırmada önemli rol oynar. Salgı bezleri olmadığından derileri daima kurudur. Büyümeye mani olduğu için zaman zaman deri değiştirirler.

    Dişler besini tutmaya yarar ve geriye doğru yatıkçadır. Zehirli yılanlarda ön çenede uzun oluklu zehir dişleri de vardır. Bunlarda tükürük bezleri, zehir bezine dönüşmüştür. Yürekleri üç gözlüdür. Yarım bir zar ile kısmen ayrılmış olan karıncıkta karışık kan bulunur. Vücutlarında da karışık kan dolaşır. Güneşin altında yatarak vücutlarını sıcak kayalara temas ettirerek, vücut ısılarını yükseltirler. Sonbaharda, kuytu yerlere çekilerek kışı hareketsiz ve uyuşuk olarak geçirirler. İlkbaharda, kış uykusundan uyanınca tekrar ortalıkta görünmeye başlarlar.

    Canlı hayvan avlayarak beslenirler. Böcek, karınca yiyenleri olmakla beraber, fare gibi kemirgenlerin baş düşmanıdırlar. Boa ve piton gibi büyükleri avlarını sıkarak öldürdükten sonra yutarlar. Bütün yılanlar avlarını parçalamadan bütün olarak yutarlar. Çeneleri 180° ye kadar açıldığından iri avlarını yutmakta zorluk çekmezler. Küçük bir bahçe yılanı, iri bir kurbağayı rahatça yutabilir. Ziraat için zararlı, fare, tavşan gibi kemirgenleri yiyerek yok ettiklerinden bir bakıma faydalı da sayılırlar. Kuş ve kertenkele de yerler. Zehirlerinden de panzehir yapılarak faydalanılmaktadır.

    Yılanlar, genellikle üç metre öteyi göremezler. Koku almada burun deliklerini değil dillerini kullanırlar. Uzun ve çatallı dillerinin her iki ucu havadan ve yerden gelen kimyâsal kokuları alır. İçeri çekildiğinde dil ucundaki kokular damaktaki jakobson organında duyu hâline dönüştürülür. Engerek yılanları zehirledikleri avının izini dilleriyle tâkip ederler ve ölüsünü bularak yutarlar. Yılanların burun delikleri, ağız kapalıyken alt çenedeki hava borusunun üzerine geldiğinden ağızlarını açmadan solunum yaparlar. Avlarını yutarken ağız açık olduğundan burun deliklerinin hava borusuyla ilgisi kesilir. Böyle zamanlarda, vücutlarında bulunan hava torbalarındaki yedek havadan faydalanırlar. Çoğu yılanların sâdece sağ akciğerleri gelişmiştir. Diğeri âdetâ kaybolmuştur. Boa ve piton yılanlarında sol akciğerler küçüktür. İri avların yutulması uzun sürdüğü zaman ağız tabanında bulunan soluk borusunun girişi ağızdan dışarı çıkarılabilir. Bu özellik büyük hayvanları yemek için bir adaptasyondur, yılana ağız dolu olduğunda dahi nefes alma imkânı sağlamaktadır.

    Dış kulakları olmadığından, uzun zaman yılanlar sağır zannedildi. Çeneleriyle kulakları arasında kemik bağlantıları olduğundan, üzerinde bulunduğu toprağın yansıttığı sarsıntıları kolayca işitirler. Çenesini yere koyan çıngıraklı bir yılan çok uzaktan gelen bir atın ayak seslerini kolayca duyabilir. Yılanların bulunabildiği arâzilerden geçen bir insan, gürültülü ayak darbeleriyle yürüdüğünde hiçbir yılana rastlamaz. Bâzı yılanların göz ve burunları arasında ince zarlı iki çukur bulunur. Bunlar, sıcak kanlı hayvanların vücutlarından yayılan ısı dalgalarını (infrared) tespit ederler. Bunların sâyesinde avlarını karanlıkta bile bularak tâkip ederler. Yılan zehiri av etini eritmeye yarayan kuvvetli bir sindirim sıvısıdır. Zehirsiz yılanlarda bile zehirli olan kuvvetli bir sindirim sıvısı vardır. Ağızlarına parmak sokulduğunda veya dişlendiğinde tükürüklerinden dolayı yanma ve şişme yapar. Dişleri sökülen zehirli yılanlarda dişler tekrar sürer. Yılanların renkleri ve boyları çeşitlidir. Zehirli yılanların başları üçgen ve kuyrukları küt olduğu söylenirse de bunlar kesin belirtiler olamaz. Her yılan zehirli kabul edilerek sakınmak gerekir.

    Yılanlar yumurtlayarak ürerler. Yumurtalardan ergine benzer yavrular çıkar. Bunlar hemen başlarının çevresine bakarlar. Boa, anakonda ve engereklerin çoğu yavrularını doğurur. Bunlar gerçek doğum değildir. Yumurtalar ana karnında gelişip açıldığından doğum gibi görülür. Buna “‘ovoviviparite” denir.
    AlıntıAlıntı

  9. #9
    Banned eerol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Feb 2007
    Mesajlar
    19.323
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    792 Toplam

    Standart İlgi: Hayvanlar Alemi



    Zargana balığı ya da Sargan balığı

    (Belone belone), Belonidae familyasına ait uzun ve ince vücutlu bir deniz balığı türü. 60-70 cm. bazen hatta 1 m. uzunluğa varır ve ortalama 18 yıl yaşar. Çaça, hamsi, kıraça ve çamuka gibi küçük balıklarla beslenir. Ilıman denizlerimizin yerli balıklarındandır. Kılıç balığının başlıca düşmanıdır. Vücut yapısıyla gayet çevik ve hızlı yüzen bir balıktır. Kendini korumak için su yüzeyine Sıçrayarak da ilerliyebilir. Lezzetli eti ticari açıdan değerlidir. İlkbahardan Sonbahara kadar üreme süresince 30-50000 yumurta döker.
    AlıntıAlıntı

  10. #10
    Banned eerol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Feb 2007
    Mesajlar
    19.323
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    792 Toplam

    Standart İlgi: Hayvanlar Alemi



    Zürafa

    (Giraffa camelopardalis), zürafagiller (Giraffidae) familyasından bir Afrika memelisi. Dünyanın en uzun hayvanlarından biridir.

    Özellikleri
    Erkeklerinin boyu 4.4 ve 5.5 metre boyunda olup 1.5 ton ağırlığındadır. Bügüne kadar kayıt edilmiş en büyük zürafa 5.87 m. olup 2 ton ağırlığındadır. Dilleri boynuzumsu yapıya sahiptir. Dişiler ise 1 2 feet gibi yüksekliğe sahiptir ve erkeklere göre daha hafiftir. Dişiler genellikle erkeklerine göre hafif ve daha kısa olurlar. Her iki cinsinde boynuzları vardır, dişilerin boynuzu daha kısadır. Boynuzları kemikleşmiş kıkırdaktan oluşmuştur ve ossiconesden çağırıştırılır. Erkekler yaşlandıkça kafasındaki boynuzlarıda kalsiyumun etkisiyle onlarda gelişir. Zürafaların derilerinde onları kaplaya siyah noktalar bulunmaktadır. Karınları vücutlarında olmasına karşın ayrıktır. Bu noktalar zürafanın desenleridir.


    Dağılımı
    Zürafalar, geyik ve ineklerle anılır ama farklı bir familyadandır. En yakın akrabası okapidir. Yaşam bölgesi ise Çad ve Güney Afrika'dır.


    Köken bilim ve tarih
    Türün bilimsel adı olan camelopardalis Roma İmparatorluğundan gelmektedir. Bu adı deve ve leopar özelliklerinden gelmektedir. Camelopard ilk olarak, İngilizce sözcük olarak 14'üncü yüzyılda gözükmüştür ve 19. yüzyılda resmi olarak kullanılmıştır. Bir kaç Avrupa dilinde bu şekil kayıtlara geçmiştir. Arapçada ise الزرافة diye yazılır ve zurapha diye okunur, anlamı "Topluluk" (Hayvanlarda) veya sadece uzundur.
    AlıntıAlıntı

 

 
1. sayfa - 22 sayfa var 1234511 ... SonuncuSonuncu

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  

Page generated in 1.714.986.513.75381 seconds with 21 queries Sayfa Boyutu (288976)