turk-dreamworld.com Sitesine Hoşgeldiniz.


3 sonuçtan 1 ile 3 arası
  1. #1
    Junior Member -=ayhan=- - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Feb 2012
    Mesajlar
    7
    Total 'Thanks' Received by This User :
    4 Bu Konu icin
    24 Toplam

    Standart Kabul Olmayan Dualar

    Bismillahirrahmanirrahim !

    Allah'a hamd ve onun resulü Hz Muhammed(sav)e selam olsun.
    Değerli bacı ve kardeşlerim; bazen insanın aklına şöyle bir soru gelir,ben dua ediyorum ama neden kabul olmuyor? Veya bir zalime beddua ediyorum ama neden tutmuyor? Elbette ki,Allah'a dua eden kimsenin bazı hususlara dikkat etmesi gerektiğini bilmesi gerekir. Biricisi ve en önemlisiua eden biri Allah'ı tanımalı ve yüceliğine iman etmelidir. Bu konuda Resulullah (s.a.a)şöyle buyurmuştum:"Eğer Allah'ı hakkıyla tanısaydınız,dualarınızla dağlar yerinden oynardı."Bu konuda 15-20 hatta daha fazla maddeler sıralaya biliriz. Duanın kabulünü önleyen en önemli etkenlerden biride günah konusudur. Duanın kabul olma anlarından biride kalbin yumuşak olduğu andir. Kalbin yumuşak olduğu anlar rahmetin iniş anlarıdın.Resulullah(saa) şöyle buyurmuştum:"Kalp yumuşadığında (huzu ve huşu hali bulduğunda) duayı ganimet bil;çünkü o huşu anı rahmettir." Hz Ali (r.a) efendimiz uzun bir duasının bir kısmında şöyle buyuruyor:Allahım! Benim İsmet perdesini yırtan günahlarımı bağışla. Allahım! Bedbahtlıklara yol açan günahlarımı bağışla. Allahım! Nimetleri değiştiren günahlarımı bağışla. Allahım! Duanın icabetini(kabulünü)önleyen günahlarımı bağışla. Allahım! Belanın inmesine sebebiyet veren günahlarımı bağışla.Allahım! İşlediğim bütün günahları ve yaptığım bütün hataları bağışla. Dikkat edin duanın devamında Hz Ali efendimiz bize dua etme usulünü ve sistemini anlatıyor.:Allahım! Huzu, huşu ve zelil olmuş bir dille senden hatalarıma göz yummanı,bana merhametli davranmanı,beni verdiğine razı ve yetinen ve her durumda mütevazı kılmanı dilerim. Yukardaki sıralamalara göre müthiş bir yalvarış sergilemiş Hz Ali efendimiz. Kardeşlerim! Hz Ali'nin bu duası tam 26 sayfadir ve en sonunu şöyle bitiyor. Ey çabuk razı olan! Duadan başka bir şeye sahip deyilim,bağişla beni; muhakkaki sen her istediğini yaparsın. Ey ismi deva,zikri şifa ve itaati zenginlik olan! Sermayesi ümit ve silahı ağlamak olan!Bana merhamet eyle. Ey nimetleri tamamlayıp yayan,ey zorlukları defeden! Ey karanlıklarda dehşete kapılanların nuru! Ey öğretilmeden bilen... Deyip peygamber efendimize selat ve selamla bitiriyor. İşte dua budur ve böyle yapılır. Dedik ya;duanın bir sürü şartları,önemli zamanları ve kabulü engelleyen etkenleri vardır vesselam!!!
    Dualarınızda benide unutmayın lütfen. Selam ve dua ile Allah'a emanet olun.
    Ayhan
    AlıntıAlıntı

  2. Teşekkür edenler:

    enes34 (26.04.2012) , by_kernekli (21.04.2012) , ADANALI. (21.04.2012) , himm (21.04.2012)

  3. #2
    Senior Member yasinyurt - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Feb 2012
    Mesajlar
    235
    Total 'Thanks' Received by This User :
    2 Bu Konu icin
    187 Toplam

    Standart Cevap: Kabul Olmayan Dualar

    Eğer desen: Birçok defa dua ediyoruz, kabul olmuyor. Halbuki âyet umumîdir; 'Her duaya cevap var' ifade ediyor."

    Elcevap: Cevap vermek ayrıdır, kabul etmek ayrıdır. Her dua için cevap vermek var. Fakat kabul etmek, hem ayn-ı matlubu vermek, Cenâb-ı Hakkın hikmetine tâbidir.

    Meselâ, hasta bir çocuk çağırır: "Ya hekim, bana bak."

    Hekim "Lebbeyk," der. "Ne istersin?" Cevap verir.

    Çocuk "Şu ilâcı ver bana" der.

    Hekim ise, ya aynen istediğini verir, yahut onun maslahatına binaen ondan daha iyisini verir, yahut hastalığına zarar olduğunu bilir, hiç vermez.

    İşte, Cenâb-ı Hak, Hakîm-i Mutlak, hazır, nazır olduğu için, abdin duasına cevap verir. Vahşet ve kimsesizlik dehşetini, huzuruyla ve cevabıyla ünsiyete çevirir. Fakat insanın hevâperestâne ve heveskârâne tahakkümüyle değil, belki hikmet-i Rabbâniyenin iktizasıyla, ya matlubunu veya daha evlâsını verir veya hiç vermez.

    Hem dua bir ubudiyettir. Ubudiyet ise, semerâtı uhreviyedir. Dünyevî maksatlar ise, o nevi dua ve ibadetin vakitleridir. O maksatlar, gayeleri değil.

    Meselâ, yağmur namazı ve duası bir ibadettir. Yağmursuzluk, o ibadetin vaktidir. Yoksa, o ibadet ve o dua, yağmuru getirmek için değildir. Eğer sırf o niyetle olsa, o dua, o ibadet hâlis olmadığından kabule lâyık olmaz.

    Nasıl ki, güneşin gurubu, akşam namazının vaktidir. Hem güneşin ve ayın tutulmaları, "küsuf ve husuf namazları" denilen iki ibadet-i mahsusanın vakitleridir. Yani, gece ve gündüzün nuranî âyetlerinin nikaplanmasıyla bir azamet-i İlâhiyeyi ilâna medar olduğundan, Cenâb-ı Hak, ibâdını o vakitte bir nevi ibadete davet eder. Yoksa o namaz, açılması ve ne kadar devam etmesi müneccim hesabıyla muayyen olan ay ve güneşin husuf ve küsuflarının inkişafları için değildir.

    Aynı onun gibi, yağmursuzluk dahi, yağmur namazının vaktidir. Ve beliyyelerin istilâsı ve muzır şeylerin tasallutu, bazı duaların evkat-ı mahsusalarıdır ki, insan o vakitlerde aczini anlar; dua ile, niyaz ile Kadîr-i Mutlakın dergâhına iltica eder. Eğer dua çok edildiği halde beliyyeler def olunmazsa, denilmeyecek ki, "Dua kabul olmadı." Belki denilecek ki, "Duanın vakti kaza olmadı." Eğer Cenâb-ı Hak, fazl ve keremiyle belâyı ref etse, nurun alâ nur, o vakit dua vakti biter, kaza olur.

    Demek, dua bir sırr-ı ubudiyettir. Ubudiyet ise, hâlisen livechillâh olmalı. Yalnız aczini izhar edip, dua ile Ona iltica etmeli, rububiyetine karışmamalı. Tedbiri Ona bırakmalı, hikmetine itimad etmeli, rahmetini itham etmemeli.

    Evet, hakikat-i halde, âyât-ı beyyinâtın beyanıyla sabit olan budur ki: Bütün mevcudat, herbirisi birer mahsus tesbih ve birer hususî ibadet, birer has secde ettikleri gibi, bütün kâinattan dergâh-ı İlâhiyeye giden, bir duadır:

    Ya istidat lisanıyladır-bütün nebâtat ve hayvânâtın duaları gibi ki, herbiri lisan-ı istidadıyla Feyyâz-ı Mutlaktan bir suret talep ediyorlar ve esmâsına bir mazhariyet-i münkeşife istiyorlar.

    Veya ihtiyac-ı fıtrî lisanıyladır-bütün zîhayatların, iktidarları dahilinde olmayan hâcât-ı zaruriyeleri için dualarıdır ki, herbirisi o ihtiyac-ı fıtrî lisanıyla Cevâd-ı Mutlaktan idame-i hayatları için bir nevi rızık hükmünde bazı metâlibi istiyorlar.

    Veya lisan-ı ıztırariyle bir duadır ki, muztar kalan herbir zîruh, kat'î bir iltica ile dua eder, bir hâmî-i meçhulüne iltica eder, belki Rabb-i Rahîmine teveccüh eder.

    Bu üç nevi dua, bir mâni olmazsa, daima makbuldür.

    Dördüncü nevi ki, en meşhurudur, bizim duamızdır. Bu da iki kısımdır: Biri fiilî ve hâlî, diğeri kalbî ve kàlîdir.

    Meselâ, esbaba teşebbüs, bir dua-yı fiilîdir. Esbabın içtimaı, müsebbebi icad etmek için değil, belki lisan-ı hal ile müsebbebi Cenâb-ı Haktan istemek için bir vaziyet-i marziye almaktır. Hattâ çift sürmek, hazine-i rahmet kapısını çalmaktır. Bu nevi dua-yı fiilî, Cevâd-ı Mutlakın isim ve ünvanına müteveccih olduğundan, kabule mazhariyeti ekseriyet-i mutlakadır.

    İkinci kısım, lisanla, kalble dua etmektir. Eli yetişmediği bir kısım metâlibi istemektir. Bunun en mühim ciheti, en güzel gayesi, en tatlı meyvesi şudur ki: Dua eden adam anlar ki, Birisi var, onun hâtırât-ı kalbini işitir, herşeye eli yetişir, herbir arzusunu yerine getirebilir, aczine merhamet eder, fakrına medet eder.

    İşte, ey âciz insan ve ey fakir beşer! Dua gibi hazine-i rahmetin anahtarı ve tükenmez bir kuvvetin medârı olan bir vesileyi elden bırakma. Ona yapış, âlâ-yı illiyyîn-i insaniyete çık, bir sultan gibi bütün kâinatın dualarını kendi duan içine al, bir abd-i küllî ve bir vekil-i umumî gibi 1 de, kâinatın güzel bir takvimi ol.
    AlıntıAlıntı

  4. Teşekkür edenler:

    by_kernekli (21.04.2012) , ADANALI. (21.04.2012)

  5. #3
    Junior Member -=ayhan=- - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Feb 2012
    Mesajlar
    7
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    24 Toplam

    Standart Cevap: Kabul Olmayan Dualar

    Bu alıntı biraz anlaşılması zor kelimeleri içeriyor Yasin kardeşim.Şayet kendi fikriniz varsa bu konuda,lütfen onu yazınız.
    Biz duanın olmadığını deyil,kabulünü engelleyen etkenleri beyan ettik. Konu biraz mihverinden sapmış.Allah(c.c) Kuran'da" duanız olmasa Allah sizi neylesin" diye hitab ediyor. Başka bir ayette" siz dua edin,ben icabet edeyim"diyor. Sizin yazınızı ben bir nebze olsun anlayabilirim ama bu günümüzün gençliği biraz zor anlar. Selam ve dua ile Allah'a emanet olun.
    AlıntıAlıntı

 

 

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  

Page generated in 1.713.306.495.82229 seconds with 15 queries Sayfa Boyutu (227086)