iOS 7, bize gelecek nesil iPhone ve iPad'ler hakkında pek çok ipucu veriyor. İşte o ipuçları...

Apple, mobil işletim sistemi ailesinin son üyesi iOS 7'nin tanıtımını geçtiğimiz günlerde yaptı. Tanıtım etkinliğinden ve firmadan sızan diğer bilgilerden yeni sistemin neye benzeyeceği konusunda öğrenilmesi gereken ne varsa öğrendik. Peki, yeni sistem bizlere Apple'ın bundan sonra üreteceği cihazlarla ilgili ne gibi ipuçları veriyor? iOS 7'ye bakarak bir sonraki iPhone ya da iPad için neler söyleyebiliriz?

Arabirimde fizik motoru desteği: iOS 7'nin en dikkat çekici özelliklerinden biri de kullanıcı arabirimindeki paralaks etkisi. Bu özellik sayesinde telefon, ivmeölçerden gelen verileri yorumlayarak çok daha etkileyici bir kullanıcı deneyimi sunuyor. Kimi uzmanlar Apple'ın kendi uygulaması olan paralaks etkisinin sadece işin görülen kısmı olduğunu, karşımızda yepyeni bir tasarım dili bulunduğunu ve uygulama geliştiricilerin zaman içinde bu dilin sınırlarını keşfe çıkacaklarını iddia ediyor. Bu yöndeki çabaların etkisi hissedilmeye başlanınca karşımıza fizik motoruyla arabirim ve ivmeölçerin daha önce hiç düşünülmemiş karışımları çıkabilir. Örneğin ivmeölçer aracılığıyla arabada seyahat ettiğinizi ya da bisiklet kullanmakta olduğunuzu tespit eden cihaz, arabirim temasını ve davranışlarını ortama ve kullanıcı ihtiyaçlarına uyacak şekilde değiştirebilir.

Renk ve kişiselleştirme: iOS 7'de belirli bazı arabirim unsurları, arka planı süsleyen görüntünün rengiyle uyumlu bir şekilde değişim gösteriyor. Uygulamalar bile ortama ve ana uyacak şekilde renk şemasında değişiklik yapabiliyor. Bu durumda neden kullanıcıların değiştirebileceği ve telefonun arabirimi uyumlu hale getireceği renkli kapaklar kullanılmasın ki? Apple'ın "kişiselleştirme" konusuna yaklaşımını hepimiz biliyoruz. Ama hangi arabirim renginin hangi ortam rengiyle uyumlu olduğuna neden kullanıcı kendisi karar vermesin ki?



Algılayıcılar ve etkileşim: Halen geliştirilmekte olan iPhone 5S ve hakkında henüz hiçbir şey bilmediğimiz iPhone 6'da yepyeni algılayıcılar bulunacağı iddia ediliyor. Bunların arasında parmak izi okuyucu ve irtifa ölçer olduğu da iddialar arasında. Bu ikinci algılayıcı sayesinde iPhone çok daha kesin bir şekilde konumunuzu belirleyebilir örneğin sadece bir binada bulunduğunuzu algılamakla kalmayıp binanın kaçıncı katında olduğunuzu da tespit edebilir. Böylece cihaz bir evde mi yoksa kamuya açık bir yerde mi bulunduğunuzu tespit edip buna uygun güvenlik ayarlarına geçebilir. Ayrıca geliştiricilerin aynen ivmeölçer de olduğu gibi bu algılayıcıyı uygulamalarda kullanma yolları bulacaklarından da eminiz.

Merkez işlemci olarak iPhone: Şu an akıllı telefonların yürüttüğü işlemleri daha küçük cihazların örneğin kol saatlerinin yerine getirememesi için hiçbir neden yok. Elbette pil ömrü dışında! Cihazlar küçüldükçe pilleri de küçülüyor. Bu durumda da akıllı telefonların işlevlerini yerine getirecek işlemciler kullanmak hayal oluyor. iOS 7, birbirinden çok farklı cihazlara uygulanabilecek bir arabirime sahip olduğu için saat benzeri bir cihazın işlem ihtiyacını üstüne alabilir. Böylece kullanıcılar kollarındaki saat üzerinden çantalarında yer alan iPhone ile etkileşime geçebilirler. Böylesi bir olanağın geliştiricilerin elinde ne gibi uygulamalara dönüşebileceğini hayal etmek bile zor.

Paylaşımın önündeki engeller kalkacak: Neden iki iPhone kullanıcısı dosya paylaşımı yapmak için Wi-Fi kullanmaya mecbur olsun ki? iOS 7 ile gelen AirDrop özelliği tam olarak bunu yapıyor. Şimdi bu özelliğin, Apple platformuna dahil olan tüm cihazlar arasında, dosya tipi sınırlaması olmaksızın kullanılabildiğini, örneğin tek bir hareketle iPad'inizden kol saatinize bildirim dosyaları gönderebildiğinizi düşünün. Ya da kol saatinizdeki müzik dosyasını bulunduğunuz odadaki kablosuz hoparlörden dinlemek için sadece parmağınızın ucuyla şöyle bir dokunmanızın yettiğini düşünün. Apple'ın kapalı sistemlere ne kadar düşkün olduğunu bildiğimizden böylesi bir "yarı evrensel" arabirimle karşılaşırsak hiç şaşırmayız.

Kaynak:CHIP