Batı Trakya Bağımsız Hükûmeti
Balkan Savaşları’nda Osmanlı’nın bozguna uğraması, ülke içinde ki dengeleri de değiştirdi. İttihatçılar darbe yaparak iktidarı aldı ve kısa zamanda darmadağın olan orduyu savaşacak hale getirdi.
Osmanlı ordusu 30 Haziran 1913’te Batı Trakya’ya doğru harekete geçti. Keşan, İpsala, Uzunköprü ve Edirne bir hafta içinde geri alındı. Ama ne yazık ki ordu hemen durduruldu. Cephede değil masada durduruldu.
Avrupa’nın emperyalist devletleri (Düvel-i muazzama) elçileri Sadrazam Halim Paşa’ya koşmuşlar; Osmanlı’nın Londra Antlaşması’nın tek taraflı bozduğunu hemen işgal ettiği topraklardan çıkmasını söyleyerek, sözlü nota vermişlerdir.
Tartışmalar sürerken Enver Paşa, 16 subay ve 100 Mehmetçik’ten oluşan müfrezeyi Bulgar zulmü altındaki Batı Trakya içlerine gönderdi. Kuşçubaşı Eşref (Sencer) komutasında ki müfreze, Edirne’den yola çıkıp Ortaköy’e geldiğinde 1200 kişilik Bulgar çetesi tarafından katledilen 400 Türk köylüsünün cesediyle karşılaştı. Bir gün sonra katliamcı Bulgar çetesi bulundu ve imha edildi. Türk müfrezesi önüne çıkan çeteleri bir bir temizleyerek Mestanlı ve Kırcaali’yi ele geçirildi. Avrupa baskı uygulayarak Osmanlı’nın derhal çatışmaları durdurmasını emretti.
Enver Paşa, emri dinlemedi. Kuşçubaşı Eşref’in yanına Süleyman Askeri Bey komutasında bir birlik daha gönderdi. Bu iki komutan güçlerini birleştirerek Gümülcine ve İskeçe’yi aldılar. Meriç boyuna Bulgarlardan tamamen temizlediler. İki Türk birliği Balkanlarda destan yazıyordu. Düvel-i muazzama(Avrupa’nın emperyalist devletleri) ise ortalığı yıkıyordu. Enver Paşa, bu baskılar karşısında iki Türk komutanına dur demek zorunda kaldı.
Avrupalılar için durmak yereli değildi, Osmanlının onların gözünde işgal ettiği topraklardan hemen çekilmesi isteniyordu, yani Birinci Balkan Savaşı’nda ki sınırlara dönmesi için İstanbul’a baskı kuruyorlardı. Burada Türk’ün kıvrak zekası devreye girdi ve plan hemen uygulamaya konuldu. Bu plan gereği Batı Trakya’yı ele geçiren Süleyman Askeri Bey ve Kuşçubaşı Eşref Bey Dünya ’ya bir açıklama yaptılar. “Bizim Osmanlı’yla bir ilgimiz yoktur.” Ve ardından Garbi Trakya Müstakil Hükümeti’nin kurulduğunu duyurdular.
12 Eylül 1913 tarihinde kurulan bağımsız Türk devletinin yönetim şekli neydi biliyormusunuz? CUMHURİYET
Devlet Başkanı Süleyman Askeri Bey’di Genelkurmay Başkanı Kuşçubaşı Eşref Bey, yeni Türk devletinin başşehri Gümülcine’ydi. Bayrağı ay-yıldızlı yeşil-siyah-beyaz renlerden oluşuyordu. Sözlerini bizzat Süleyman Askeri Bey’in yazdığı milli marşları bile vardı. Halkını ise genellikle Türkler, Pomaklar ve Müslüman ahali oluşturuyordu. Bu üç ay yaşamış devletti. Kuva-yi Milliye tabiri ilk defa Batı Trakya Mücadelesinde kullanılır. Bölgede ki Yunanistan siyasi nedenlerden dolayı bu devleti destekliyordu hatta Dedeağaç’ şehrini bu devlete teslim etmişti. Hatta posta teşkilatı kurup kendi adlarına pul bastırdılar. Pasaport sistemi oluşturdular. Yani öyle herkes elini kolunu sallayarak buraya gelemeyecekti. Dünya ile haberleşmek için Batı Trakya Haberleşme Ajansı’nı kurdular. Özgür adı verilen resmi gazete ile Indénpendant adlı Türkçe- Fransızca gazete çıkarmaya başladılar. Garbi Trakya Adliyesi kuruldu, davalara burada bakıldı.
Kısa zamanda 30.000 kişilik ordu kurdular. Amaç asker sayısını 60.000 çıkarmaktı. Öte yandan başta Rusya olmak üzere İngiltere, Fransa ve diğer Avrupa devletleri bu devleti lağvetmesi için Osmanlı’ya müthiş baskı uygulamaya başladılar. Borç batağında yüzen Osmanlı bu baskıya direnemiyordu. Direnirse Ermeni kartını devreye sokacaklarını ve Anadolu’yu parçalayacaklarını söylüyorlardı. Ne garip rastlantı bugünde Avrupalı ve ABD’li sömürgecilerin elinde Türkiye tehdit altında değilmi?
Sonuçta Osmanlı Hükümeti zorla masaya oturtuldu ve İstanbul Antlaşması Garbi Trakya Hükümeti’nin sonu oldu. Yeni Cumhuriyetin ömrü 55 gün sürebildi. Osmanlı bir kez daha diplomasi masasında kaıyp etmişti. Ayrılık günü, Batı Trakya ‘da kalanlar ve gidenler de gözyaşına boğuldu. Son kez hükümet konağı önünde toplu fotoğraf çektirildi.

Batı Trakya Bağımsız Devleti’nin bayrağı üç renkten oluşmaktadır.
Yeşil : İslamiyeti
Siyah : Balkanlardaki Zulmü
Beyaz : Özgürlüğü
Ay - Yıldız : Türklüğümüzü simgelemektedir.

Başkent: Gümülcine
Yüzölçümü: 8.578 Km²
Ordu: Çoğunlukla piyade, 29.170kişi
Yönetimi: Cumhuriyet
Devlet başkanı: Hoca Salih Efendi
Genelkurmay Başkanı: Süleyman Askeri
Başlangıç tarihi: 28 Temmuz 1913
Yıkılışı: 29 Ekim 1913

ULUSAL MARŞI

Ey Batı Trakyalı asil Türk çocuğu ne mutlu sana,
Sen hayat verdin kanınla milli kurtuluş savaşına.
Yüce kahramanlığın nakşedildi cihanın her yanına,
Selam duruyor milletler senin şu milli bayrağına.
Bastığın şu yerler senin şanlı şehitlerinle dolu.
Düşmanlar taciz edemez yüce kahramanların ruhunu.
Şanlı şehitlerin sarılmış kurtuluş bayrağına,
Bu ne ulvi şereftir gömülmek ecdad toprağına.
Yurtta hürriyetin, istiklalin rüzgarı esiyor,
Kahraman mücahitler şu pis esareti deviriyor.
Bu şanlı milli istiklal savaşından asla dönülmez!
Karşımıza çelik ordular da çıksa, bizi ürkütemez!
Biz, milli istiklal için Meriç’i, Karasu’yu aştık,
Bütün müstevlileri ezerek, yenerek hedefe ulaştık.
Balkanlarda şanlı bir cumhuriyet çığırını açtık,
İlk defa hürriyet meş’alesini biz yaktık.
Bu bayrak dalgalanacak, cumhuriyet yaşayacak!
Karşımızdaki düşmanlar bizden ürküp kaçacak!
Binlerce yıl hür yaşayan bir milletin torunlarıyız,
Şu steplerin kurdu, arslanı, göklerin kartalıyız.
Mücahitlerin hamlesi her zaman fırtınalar andırır,
Savaşta heybetimizin dehşetinden düşmanlar bayılır.
Batı Trakya Cumhuriyeti yaşayacak,yaşayacak!
Terakkimizin karşısında milletler şaşıracak!
Ey şirin Batı Trakya!... İşte nihayet esaretten kurtuldun,
Ey düşmanlar!... Sanmayın savaşlardan bu millet yorgun.
Cumhuriyetin yüce bayrağı her an bu yurtta dalgalanacak,
Su bütün Batı Trakyalılar kıyamete kadar hür yaşayacak!

Süleyman Askeri P.Kurmay Bnb. Batı Trakya Türk Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanı
Dedeağaç, 3 Eylül 1913