Kurbanlık hayvanlardan hangileri ortak olarak kesilebilir?
Büyük baş hayvanlara birden yediye kadar ortak olunabilir. Küçük baş hayvanlardan ise ancak bir kurban olur.



Kurban keserken nelere dikkat edilmelidir?
1. Kurban keserken özellikle hayvana sıkıntı vermemeye dikkat etmelidir. Şehirlerde gördüğümüz ve hayvanların itilip kakılarak, dövülerek kurban edilmesi vahşiliktir, İslam ahlakına sığmaz. Böyle eziyet eden insanlar sanki on günah işlemiş iki sevap almış gibidirler. Bu kadar günah almaktansa sevabı terk etmek daha iyidir. Müslümanlar kurban keserken hayvana nasıl şefkatle davranılacağını gösterme şansı yakalarlar. Bu şansı kaçırmamalı ve müslümanın merhametini ve diğerlerinden farkını göstermelidirler.

2. İkinci önemli mesele, temizlik ve insanları tiksindirmemedir. Şehirlerde gördüğümüz manzaralar, Müslümanlığın belirtileri değildir. Bizden Allah kurban kesmemizi ister, etrafı pisletmemizi değil. Ve Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurur: Allah her şeyin ihsan ile yapılmasını şart koşmuştur. (İhsan, bir şeyi yapılabileceğinin en güzeliyle yapmaktır). Öyleyse boğazlarken de ihsan ile boğazlayın, bıçağınızı iyi bileyin ve hayvanınızı rahatlatın”. Bu konuya Müslümanlar çok; ama çok dikkat etmeli ve her fırsatta dine ve dindarlara saldırmak isteyenlere fırsat vermemelidirler.



Hayvanı önce bayıltmak, sonra kesmek ve birden fazla hayvanı birden kesmek, yahudi ve hristiyanların kestiklerini yemek caiz midir?
Fazla eziyet vermemek (ölüm acısını azaltmak) maksadıyla, kesim esnasında hayvanın elektrik şoku ile veya narkoz vererek bayıltılması, bu hayvanın kurban olarak kesilmesine engel ayıplarından sayılmaz. Çünkü kurbana engel ayıp, kesim esnasında meydana gelen arızalar olmayıp, hayvanda önceden mevcut olan ve emsaline göre hayvanın değerini noksanlaştıran kusurlardır. Kesim esnasında meydana gelen kusurlar, kesim işlemine dahil bir ameliyye olup, kurbana engel ayıp sayılmaz. Bu itibarla, canlı olarak (şok etkisi ile ölmeden önce hemen) kesilmek kaydı ile kurbanlık hayvanın elektrik şoku ile bayıltılarak kesilmesi caizdir. Hayvan henüz kesilmeden, şok etkisiyle ölürse, kurban olmayacağı gibi, eti de yenilmez.

Bu nedenle bayıltılmış hayvan, usulüne uygun olarak kesildiğinde eti yenir. Kanın tamamen boşalıp boşalmaması hükmü değiştirmez. Kafasına vurulduğunda hayvan ölürse, ölmüş hayvanı boğazlamak onu helal kılmaz. Yurt dışında yapılan uygulamada hayvanın, kesilmeden önce ölüp ölmediğini sormak ve anlamak gerekir.

Hayvanların öldürülme usulünün islama uygun olması konusunda büyük ve küçük baş hayvanlar arasında çok fark yoktur. Her ikisinin de ya müslümanlar veya ehl-i kitap (yahudi ve hristiyanlar) tarafından usulüne uygun olarak öldürülmüş olması gerekir. Birden fazla hayvanı bir makinede, düğmeye bir basmada kesmek caizdir. Kesen ya Müslüman veya ehl-i kitap olacaktır. Hristiyanların kestikleri, kendi dinlerine göre yeniyorsa, o eti Müslümanlar da yiyebilirler; yeter ki et domuz, yılan gibi eti haram olan hayvanlardan olmasın!



Kurban eti nasıl değerlendirilmelidir?
Kurban kesmekten asıl amaç, Allah için kan akıtmaktır. Bu yapıldıktan sonra kurban tamamdır; ancak elbette kurban kesmenin hikmetlerinden biri de fakir fukaranın et yemesidir. Bunu sağlamak ve kurban etini olabildiğince dağıtmak gerekir.

Hz. Peygamber, kurban etinin üçe taksim edilip, bir bölümünün kurban kesmeyen yoksullara dağıtılmasını, bir bölümünün akraba, tanıdık ve komşularla paylaşılmasını, bir bölümünün de eve ayrılmasını tavsiye etmiştir (Ebû Dâvûd, “Dahâyâ”, 10). Ailenin ihtiyaç durumuna göre etin tamamı evde bırakılabileceği gibi, toplumda muhtaçların arttığı dönemde kurban etinin çoğunun hatta tamamının dağıtılması uygun olur.





Kurban bağışlanabilir mi?
Kurban elbette bağışlanabilir. Kurbanını keser ve etini olduğu gibi bir şahsa, şahıslara, ya da kurumlara bağışlayabilir. Kendisi adına kurban kesilmek üzere kurbanının parasını da bağışlayabilir, yani birisini vekil kılabilir. Ancak kurban kesmek yerine onun parasını bağışlamakla kurban görevini yerine getirmiş olmaz.



Hayır kurumlarına vekalet vererek kurban kesilebilir mi?
Elbette güvendiği ve bu görevi hakkıyla yerine getirdiğinden emin olduğu kurumlara kurbanını verebilir, onları vekil ederek kesilmesini onlardan isteyebilir. Ancak kurbanın bir ibadet olduğunu bilmek gerekir. Bu sebeple kesilen kurbanların etlerinin günah olmayan şekilde ve Müslümanca kullanılıyor olmasına dikkat etmeli ve bunu aynı zamanda takip etmelidir.



Hayır kurumlarına bağışlanan kurbanlar için de şükür namazı kılınır mı?
Kurban için kılınan iki rekat şükür namazı, kurbanını kendi kestiğinde de, başkasına kestirdiğinde de kılınmalıdır. Bunu kılmak şart/farz değildir; ama kılınması sünnettir, sevaptır.



Taksitle kurban alınabilir mi?
Kurbanın peşin alınma zorunluluğu yoktur. Helal olan her türlü alışverişle kurban da alınır. Taksitle alış veriş caiz olduğuna göre kurbanı da taksitle almak caizdir.



Borç para ile kurban kesilir mi?
Borç para ile başka şeyler almak caiz olduğuna göre kurban almak da caizdir.



Ölmüş kişiler için de kurban kesilir mi?
1. Ölü adına veya sevabı ölüye bağışlanmak üzere kurban kesilebilir. Bir kimse, sevabını ölmüş bulunan anne veya babasına yahut diğer yakınlarına bağışlamak üzere, çeşitli hayır kurumlarına, fakir ve muhtaç kişilere bağışta bulunabileceği gibi, kurban da kesebilir.

2. Sevabı Peygamberimiz (s.a.v.)'ın mübarek ruhuna veya başka mübarek zatların ruhuna bağışlanmak üzere kurban kesmek caizdir.



Bayramda adak kesilir mi?
Bayramda adak kesilir. Hatta bazılarına göre “Kurban” denen şey, Kurban Bayramı’nda kesilen hayvan olduğu için, “Ben bir kurban keseceğim” diye adak adayan insan, sanki kurban bayramında bir kurban keseceğim, demiş olacağından, adaklar da ancak kurban bayramında kesilir. Fakat bizim dilimizde “Kurban” dendiği zaman bu anlaşılmadığı için, adaklar, özellikle kurban bayramında denmiş olmadıkça, her zaman kesilebilir.



Adak ne demektir?
Kişinin dinen yükümlü olmadığı halde, farz veya vacip türünden bir ibadet yapacağına dair Allah’a söz vermesidir.



Adak bağışlanabilir mi?
Adak kurban elbette bağışlanabilir. Kişi adak kurbanını keser ve etini olduğu gibi bir şahsa, şahıslara, ya da kurumlara bağışlayabilir. Kendisi adına adak, akika, şükür kurbanı kesilmek üzere kurbanının parasını da bağışlayabilir, yani birisini vekil kılabilir, vekil kıldığı kişi de kurbanı keser veya kestirir.



Hayır kurumlarına vekalet vererek adak, akika, şükür kurbanı kesilebilir mi?
Elbette güvendiği ve bu görevi hakkıyla yerine getirdiğinden emin olduğu kurumlara kurbanını verebilir, onları vekil ederek kesilmesini onlardan isteyebilir.



Kur’an’da anlatılan Habil ve Kabil olayından dolayı, kurban kesmek için takva sahibi olmak şart mıdır?
Kurban ibadetini yerine getirmenin şartlarından biri takvâ değildir; takvâ genel olarak müminlerin elde etmeleri ve geliştirmeleri gereken bir vasıftır. "Kurban ibadeti vaciptir, sünnettir; kesmezsem Allah'a itaatsizlik etmiş, Hz. Peygamber'in sünnetini terk etmiş olurum" düşüncesi bir takvâdır ve bu düşünce de hemen her kurban kesende vardır.

Hz. Âdem'in iki oğlunun kurbanları konusu Kur'an'da açıklanmıştır (Maide. 5/27-31). Buna göre oğullardan birinin kurban ibadetinin kabul edilmemiş olmasını, diğer (kurbanı kabul edilen) oğul "takvâ" ile açıklamakta, "ibadetin ancak takvâ sahibi olanlardan kabul edileceğini" ifade etmektedir. Burada takvânın ne mânaya geldiği de âyetin devamından anlaşılmaktadır: Kurban'ı kabul edilmeyen oğul, kıskançlık yüzünden kardeşini öldürmek istemektedir. Bir kulun Allah'a bağlılığı, O'na karşı sevgi ve saygısı, itaatsizliğin sebep olacağı kötü sonuçlardan korkması (takvâ) onun kıskançlık duygusunu veya başkaca nefsani arzularını yenmesine yetmiyorsa takvâsı eksik demektir; takvâsı eksik olanların itaatı (kulluğu) da eksik olur, ibadetlerini Allah için değil, başka saik ve sebeplerle yapmış olabilirler ve ibadetin kabul edilmemesi işte bu "niyet ve saik" kusuruna bağlıdır. Ayrıca bir kimse diğerinde takvâ olup olmadığını bilemez, kendisinde takvâ duygusu ve buna bağlı davranışların bulunup bulunmadığını ise bilir. Allah emrettiği, Hz. Peygamber de yaptığı için ödev bilerek kurban kesen kimsede -bu mânada- takvâ vardır.