NECATİ DOĞRU




Amerikan kaşığı ile yeniden Misakı Milli!
21 Ekim 2016


Bu konuyu tarihçilerin yazması gerekir. Mutlaka yazacaklardır. Bizi aydınlatacaklardır. “Misakı Milli” ne demek? “Milli Yemin” demek. Duru, temiz Türkçe ile söylersek; “Ulusal Ant” demek. Ulusun, “Vatanımın toprağı şuradan başlar, şuraya kadar uzanır. Buna göz dikenlerle savaşırım” diye yemin edip ant içmesi demek. Ulusal Kurutuluş Savaşı bu yemini kendine bayrak (manifesto) yaptı.
Hadi tarihçilerimiz!
Anlatın.
Bizleri aydınlatın.
Mustafa Kemal, “Padişah Vahdettin'in verdiği tam yetkili ordu müfettişi fermanı ile” Samsun'a çıkıp Anadolu'ya geçti. Sonra “Padişah fermanını yırtıp attı” gücünü padişah fermanından değil halktan alacak bir mücadelenin başlatıcısı oldu. Bunun üzerine Padişah da Mustafa Kemal'i İstanbul'a geri çağırdı, gelmeyince “zındık-kafir-din düşmanı-hilafet karşıtı- katli vacip” ilan etti, idam fermanı çıkarttı. Mustafa Kemal'in “Padişah'ın İngilizlerle imzaladığı Sevr Antlaşması'nı hükümsüz sayan” Kurtuluş Savaşı'nı başlatması idam fermanı için dayanak oldu.

* * *

Haydi tarihçilerimiz!
Anlatın, açıklayın.
Belgeler sunun.
Bugünkü Musul, Kerkük, Padişah'ın imzaladığı Sevr Anlaşması ile zaten kaybedilmişti fakat Mustafa Kemal'in kurduğu strateji ile “Misakı Milli sınırları” içine alındı. Mustafa Kemal, Anadolu'daydı ve o sırada İstanbul'daki Osmanlı Mebusan Meclisi'ne yerleştirdiği arkadaşlarına “Ahd-ı Milli Beyanname (Misakı Milli)” ile Kerkük ve Musul'u vatan toprağı içinde ilan ettiren kararı aldırdı.
Sevr böyle yırtıldı.
Sevr yırtılınca!
Padişah imzası açığa düştü.
İngilizler deliye döndü.
İstanbul'da çalışmasına izin verdikleri “Osmanlı Mebusan Meclis”ini kapattılar. Mebusan Meclisi içindeki Kurtuluş Savaşı'na inanmış milletvekilleri Anadolu'ya geldiler ve “Nerede kalmıştık” diyerek Ankara'da Meclis toplantılarına devam ettiler. Ankara'daki ilk Meclis, İstanbul'daki Meclis'in üyeleriydi. Milli Kurutuluş Savaşı sonunda Lozan'da imzalanan antlaşmada ise “Musul ve Kerkük'ün Misakı Milli sınırları dışında tutulmasına” razı gelindi. Niçin? Mustafa Kemal'i Musul'dan vazgeçmeye zorlayan şartlar vardı. Ortadoğu bataklığına saplanıp debelenmemek için “Yurtta Barış- Dünyada Barış” diyen anlayışa geçildi. Yani dünyaya; “Benim ülkemin iç işlerine kimse karşımasın ben de kimsenin iç işlerine karışmayayım.” mesajı verildi.

* * *

Haydi tarihçilerimiz.
Anlatın. Belgeleyin.
Doğruları bilmeye ihtiyacımız var.
Çünkü bugün “Musul ve Kerkük'ü İngilizlere padişah değil de Kurtuluş Savaşı'nı yapanlar verdi” gibi kirli algı yaratılıp; “Sınırlarımızda Misakı Milli hedeflerimizi koruyamadık. Zorunlu durumu kabul edip kedimizi bu kabuğa hapsedemeyiz” diyerek muhtarlara seçim propagandası yapılıyor.
Ordumuz Irak'a sürüldü.
Suriye'ye gönderildi.
Mehmetçiğin Irak'a Suriye'ye sokulması; “ABD'nin Büyük Ortadoğu Planı'nda Türkiye'ye biçtiği rolü” kabullenmek midir? Yoksa Türk askerinin Irak'a ve Suriye'ye girişi ABD'nin Ortadoğu için yaptığı yeni haritayı yırtıp atmak için midir?
Netlik, açıklık yok.
İnandırıcılık hiç yok.
Çünkü daha iki yıl önce “Ortadoğu'ya bataklık demek ırkçılıktır” diye muhalefete akıl veriyordu. Bugün “oturup beklemeyeceğiz, bataklığı kurutacağız” diyor.
ABD'nin aklı ile.
ABD'nin tekniği ile.
ABD'nin yönlendirmesi ile.
ABD neşteri ile.
IŞİD cerahati temizlenecek.
Amerikan kaşığı ile.
Yeniden Misakı Milli!
Haydi tarihçilerimiz!
Anlatın.
Belgeleyin.