Outlast 2 almamak için 10 sebep

Peki, Outlast 2’yi neden satın almamalı?





[Değerli Ziyaretci, linki görmeniz icin bu mesaja cevap yazmanız gerekiyorÜye olmak icin burayı tıklayınız], nihayet çıkışını gerçekleştirdi ve biz oyuncularla buluştu. Oyun hakkında incelememizi yaptık ve hatta ilk 10 dakikasını bile kaydedip paylaştık, oyun hakkında bir fikrinizin olması için. Satın almak için 10 adet sebep bulduk, fakat bu demek değil ki oyunu satın almamak için hiçbir sebep yok. İşte kendimizce toparlamış olduğumuz 10 adet Outlast 2‘yi satın almamak için geçerli sebep. Unutmadan, eğer henüz ilk 1o dakika videosunu izlemediyseniz, yazımızın içerisinde oyunun ilk 10 dakikasını gösterdiğimiz videoya yer verdik.



Düşmana karşı gelememek

Korku oyunlarının vazgeçilmez bir özelliği haline geldi artık bu özellik ve açıkçası bize sorarsanız bir korku oyununun aslında olmazsa olmazlarından biridir bu. Düşmana herhangi bir şekilde zarar verme özelliğinin olmamasından dolayı, düşman üzerinize yürüdüğünde yapabileceğiniz tek eylemin kaçmaktan ibaret olması, insanı oyun oynarken daha da bir strese sokuyor ve böylece korku dozajı belki de istenmeyen seviyelere kadar yükselmiş oluyor.
Herkesin Outlast serisinin yeni oyunu Outlast 2‘nin, Outlast‘a benzer bir şekilde bol bol sunduğu bu özelliği sevmesini bekleyemeyiz tabii ki. Eğer Outlast 2‘yi almak gibi bir niyetiniz varsa ve aslında silahsız kalmaktan, düşmana karşı koyamıyor olmaktan hoşlanmıyorsanız, en baştan söylememiz gerekli ki, bu oyun maalesef size göre değil.



Sınırları aşırı derecede aşan sahneler

Aslında bu durumun bir yandan da avantaj olduğunu en baştan belirtelim. Bir korku oyununun korku oyunu olabilmesi için bazı sınırları aşabilmesi gerekir. Özellikle psikolojik korku oyunlarında, bu sınırları başarılı bir şekilde aşmak gerekir ki, oyunu oynayan kişi oyundan sizin istediğiniz şekilde korkabilsin. Fakat, bazı sınırlar vardır, oyunda gerçekten aşılmasının gerekli olup olmadığını düşünüp durursunuz.
Outlast 2‘nin de bu tarz gerçekten insanı çok fazla rahatsız eden cinsel içerikli, mide bulandıran ve hayattan soğutan sahneleri mevcut. Zaten oyunun türünde bile cinsel içerik, çıplaklık, şiddet ve kan terimleri yer alıyor. Yani geliştirici ekip olan Red Barrels, bütün bu nimetlerden(!)faydalanmış oyun içerisinde ve fikrimizi sorarsanız insanı, “Gerçekten böyle bir sahne oyuna eklenmeli miydi yahu?” şeklinde düşüncelere sevk eden iğrenç ötesi sahneler eklemiş. Eğer oyunu alacaksanız, kesinlikle midenizin sağlamlığından emin olmanız gerekli.



Gereğinden fazla edilen küfür

Daha oyunun ilk dakikalarından itibaren başlayan itici bir mevzu da, abartılı bir şekilde eklenmiş olan küfürler. Yayımlamış olduğumuz ilk 10 dakika videosunu izlediyseniz eğer, bu konuda bize hak vereceğinize eminiz. Tamam, oyun zaten yetişkinlere yönelik bir şekilde ayarlanmış, ama atılan adım başı 10 kere küfredince, insan ister istemez, “Ne oluyoruz yahu?” diyor.
Küfür çoğu zaman hoş görülmeyen sözlerdir. Outlast 2‘nin gerçekten bu kadar küfre ihtiyacı olup olmadığı konusunda uzun uzun tartışılabilir, fakat bizim fikrimizi sorarsanız, küfür bu oyunda abartılmış olan bir içerik. Eğer Outlast 2 almak gibi bir niyetiniz varsa, küfürlere olan tahammülünüzün de iyi bir seviyede olması gerekli.

Çabuk biten piller

Outlast serisinin kilit eşyası olan kameramız maalesef ki pille çalışıyor. Ortam çok karanlık olduğu için de, sürekli olarak kameramızın gece görüşü özelliğini kullanarak ortalıklarda dolanarak bulmacaları çözmemiz ve yolumuzu bulmamız gerekiyor. Yahu, kameranın sabahtan akşama kadar durmadan çalışmasına pil dayanır mı? Dayanmaz tabii ki ve zaten oyunda da öyle oluyor, zırt pırt pil değiştire değiştire kafayı yemeye başlıyoruz.
Outlast 2‘de piller bol bol var, hatta daha ilk 10 dakikada 3-4 tane falan bulabiliyoruz, ama onlar da bitiyor. Yani uzun uzun bir yerleri inceleme şansımız olmuyor kamera ile. Eğer oyunlarda araştırmayı, bakınmayı seven biriyseniz, Outlast 2‘nin sık sık biten pilleri yüzünden zevkiniz kursağınızda kalabilir. Gönül isterdi ki daha dayanıklı piller olsun, fakat oyun bize kısa ömürlü pilleri layık görüyor maalesef. Oyunu piller yüzünden almak istemezseniz, bu konuda size hak veriyor olduğumuzu bilmelisiniz.



Bir türlü yolu bulamayıp kaybolduğumuz zamanlar

Outlast 2, gerçekten korkunç bir atmosfere sahip. Arkanızda sizi takip eden biri varsa eğer, bir anda korkudan, panikten yolu şaşırabiliyor ve kaybolabiliyorsunuz. Hatta, düşmanlar yakalamadan yolu bulacağım, bulmacayı çözeceğim derken zaten panik olmuş olan oyuncu, bir süre boyunca o yerde yolu bulabilene kadar takılı kalabiliyor.
Bir yerden sonra artık ölmeyi umursamıyor da olsanız, o fısıltılar, takip edildiğini bilmek, her an düşmanın arkadan sizi yakalayacağını düşünmek büyük stres. Bu kadar stresli şartlar altında alelacele o yolu bulmak ise, ömrü tam anlamıyla tüketiyor. Eğer yolu bulamadığınızda ve kaybolduğunuzda çok fena stres yapan birisiyseniz, Outlast 2‘den kesinlikle uzak durmanız gerekiyor.



Kolay zorluk ayarının bulunmaması

Şimdi, eğri oturup doğru konuşmak gerek. Her oyunu normal ve üstü zorluk ayarlarında oynamak biraz yürek ister. Outlast 2 de, o yürek isteyen oyunlardan bir tanesi. İlerleyen zamanlarda eklenir mi bilemiyoruz, fakat yukarıdaki görselden de görebileceğiniz üzere, maalesef bir kolay zorluk ayarıbulunmuyor.
Herkesin normal ve üstü ayarlarda oynamasını beklemek mümkün değil elbette. Çünkü, bazı insanlar sadece hikayenin ve görselliğin tadını çıkarabilmek için oynuyor oyunlarını. Zaten amacı oyuncularına en korkulu günlerini yaşatmak olan Outlast 2‘den böylesi bir kıyak beklememek gerekse de, insan ister istemez arıyor böyle bir zorluğu. Eğer Outlast 2‘nin sadece hikayesinin ve grafiklerinin tadını çıkarmak gibi bir amacınız varsa, kolay zorluk ayarlarının bulunmadığını aklınızdan çıkarmayın.



Yetersiz sisteme sahip olmak

Aslında Outlast 2‘nin optimizasyonu tam anlamıyla mükemmel olsa da, minimum olarak belirtilen sistem gereksinimlerinde Windows 7 ve üstü 64-bit işletim sistemi, Intel Core i3-530 işlemci, 1GB VRAM, NVIDIA Geforce GTX 260 veya ATI Radeon HD 4870 ekran kartı yer alıyor. Sadece bu sistemle bile oyunu 720p çözünürlük ayarlarında ortalama 30 FPS‘lik bir performans ile oynatabilme imkanına sahibiz.
Fakat, neden olmasın? Herkesin ortalama bir sistemi yok sonuçta ve bu sistemin bile çok ütopik geldiği oyuncular mevcut. Eğer bir konsolunuz yoksa ve sisteminiz minimum özellikleri bile karşılamıyorsa, oyunu oynarken korkmaktan çok, kastığı için tadını zerre olsun çıkaramamak gibi önemli bir sebeple Outlast 2‘yi satın almayabilirsiniz. Zaten oyunun her karesinde ayrı bir gerilim, ayrı bir korku, ayrı bir heyecan varken, sistem oyunda kasıp durduğu için hiçbir şey anlamadan oynamaya çalışmak, Outlast 2‘nin bütün sürprizi bozacaktır.



Kalp sorunları ve yaş sınırı

Outlast 2, tam anlamıyla bir korku oyunu. Eğer cesareti çok da yüksek seviyelerde olmayan biriyseniz, bu oyunun kesinlikle en korkulu rüyanız haline geleceğinden emin olabilirsiniz. Outlast2’nin bizde tamamen korku kaynaklı hızlı kalp çarpması gibi bir etkisi olduğunu öncelikle belirterek, kesinlikle eğer kalp sorununuz varsa oynamamanız gerektiği konusundaki düşüncelerimizi dile getirmek isteriz. Eğer kalbinizde bir sorun varsa, Outlast 2‘yi denemeyin bile.
Ayrıca bir de içerik sebebi ile yaş sınırı da mevcut oyunda. Cinsel içerik, çıplaklık, şiddet, kan gibi ögelerin abartılı bir şekilde kullanılmış, sınırları fazlasıyla aşmış olması sebebi ile, birçok 18 yaş ve üstündeki oyuncular da rahatsız olmuştur muhtemelen. Durum böyle olunca da, yaşı henüz 18 yaşına gelmemiş olan genç oyuncu kardeşlerimizin Outlast 2‘nin yakınından bile geçmemesini tavsiye ederiz. Eğer yaş sınırını geçmemişseniz, karakterinizi etkilememesi için oyunu denemeyin bile.



Outlast ve Outlast 2’ye bir türlü ısınamamış olmak

Outlast serisinde bulunan her iki oyun da kelimenin tam anlamıyla birer korku oyunu. Korkuoyunlarından hoşlanmıyorsanız eğer, bu seri size göre değil demektir. Elbette seriyi sevmemiş olmak için tek geçerli sebep bu değil. İçeriklerinin birçoğu, gerçekten aşırı derecede sınırları zorlayan, sağlam bir mide ve hatta yürek isteyen ögelerden ibaret.
Red Barrels‘ın oyunların her ikisini de geliştirirken akıllarında muhtemelen geliştirebilecekler en mükemmel ve sınırları zorlayan oyunu geliştirmek vardı. Peki, bu konuda başarısız olmuşlar mı? Fikrimizi sorarsanız, kesinlikle hayır. Fakat, özel veya genel sebeplerden dolayı bir türlü Outlastserisine alışamamışsanız, hoşunuza nedense bir türlü gidemiyorsa, bu durumu da anlayışla karşılayabiliriz. Sevmediğiniz bir şeyi kimse oynamanızı bekleyemez sonuçta.



Para

Fazlasıyla açık ve net bir sebep oldu muhtemelen. Neredeyse her bu tarz içeriklerimize gelen yorumlarda gözümüze çarpan en büyük mevzu, para mevzusu. Ücret olarak 1 veya 2 basamaklı dolarve euroluk fiyat etiketleri ile çıkan ürünler, Türkiye sınırlarına girdiğinde kendinden geçerek 3 basamaklı sayılara çıkıyor. Bu fiyatlara değip değmeyeceği bir başka tartışma konusu, fakat eğer sizi bu fiyatlar endişelendiriyorsa, oyunu satın almama konusunda fazlasıyla haklısınız demektir.