Tam adı Middle-Earth: Shadow of Mordor olan [Değerli Ziyaretci, linki görmeniz icin bu mesaja cevap yazmanız gerekiyorÜye olmak icin burayı tıklayınız] ilk duyurulduğundan bu yana aklımda hep bir soru işareti vardı. Bugüne kadar ilham verdiği pek çok fantastik kurguyu okumama, filmleri izlememe rağmen, Yüzüklerin Efendisi serisiyle hiç alakam yoktu. Başarılı bir oyun olacağını tahmin ettiğim bu yapımdan aldığım keyif bu yüzden düşer mi kestiremiyordum.
Ne var ki Shadow of Mordor, başladığı andan itibaren bu konuda tüm korkularımı silip attı. Zira bu sefer Orta Dünya’nın kaderine yön vermek gibi bir hedefimiz yok; olay çok daha kişisel. Karısı ve evladı gözleri önünde acımasızca öldürülen bir Ranger’ın intikam öyküsünü kontrol ediyoruz. Arka planda Sauron var, Güç Yüzükleri var, İkinci Çağ var, Gollum bile var ancak bunları daha önce hiç duymamış olsanız bile Shadow of Mordor oynarken sıkıntı çekmeyeceksiniz. Sizin olayınız başka.
Mordor’a terör salan Uruk-Hai’leri bir bir alaşağı edip yola getirirken, oynanış mekaniklerinin oldukça tanıdık geldiğini fark edeceksiniz. Shadow of Mordor’un kontrol mekanizması ve yakın dövüş animasyonları, bir diğer Warner Bros. oyunu olan Batman Arkham serisinden ödünç alınmış gibi geliyor. Bu durum ilk başta “Batman’e Talion kıyafeti giydirmişler, Mordor’a salmışlar” gibi bir intiba uyandırabilir ama bu his çabuk geçiyor. Çünkü Shadow of Mordor’da kullandığınız kılıçtan tutun da, vücudunuzu ele geçiren hayaletin büyülü güçlerine ve karşılaştığınız düşmanların niteliklerine kadar birçok özgün yenilik bulunuyor.
Dişe diş, kana kan!

Talion, oyuna her şeyini kaybetmiş, boynu bükük bir Ranger olarak başlıyor. Ancak içindeki intikam ateşi gürül gürül yanıyor. Hikayenin geçtiği dönemde henüz harabeye dönmemiş olan Mordor diyarında terör estiren Uruk’lar (Orc’un bir büyüğü) ile işe başlayan Talion, sonrasında kabile şefleri, kanaat önderleri ve Mordor fenomenleri derken, bu mücadeleyi savaş beylerine kadar taşıyor. Sonrasında olaya asıl düşmanımız olan ve Sauron’un yaverleri konumunda bulunan The Black Hand, The Tower ve The Hammer dahil oluyor.
Açık dünya oynanışa sahip olan Shadow of Mordor’un en özgün özelliklerinden biri ise “Nemesis” sistemi. Bu sistem sayesinde her bir Uruk şefinin ayrı bir adı ve namı bulunuyor. Alt etmek için sıradan bir düşmandan çok daha çetin bir mücadele gerektiren bu şefler, aynı zamanda saldırılarınızın bir kısmına nahiyesiyle gülerken, bir kısmından topukları mabadına vurarak kaçacak kadar korkuyor. Sözgelimi ok saldırılarından etkilenmeyen bir Uruk şefi, yakınında bir patlama olduğunda korkuya kapılıp zayıf düşüyor. Bu zayıflıkları tespit etmek için ise onlar hakkında bilgi sahibi olan Uruk’ları canlı yakalayıp sorguya çekmemiz gerekiyor.
Nemesis sisteminin sonu yok. Bir Uruk öldüğünde yerine bir başkası geçiyor. Eğer bir Uruk sizi öldürürse, seviye atlıyor ve normal bir savaşçı ise şef, şef ise büyük şef olabiliyor. Udun’da başlayan macerada açık dünyada dolaşırken dikkatli olun, oyunun hangi aşamasında olursanız olun, birden fazla kabile şefine denk geldiğinizde tabanları yağlamanız gerekebilir.
Pırıl pırıl bir Mordor

Daha önce Condemned ve F.E.A.R. gibi FPS serilerinin yapıldığı LithTech oyun motorunun Jupiter EX sürümünü kullanan Shadow of Mordor, göz alıcı bir Orta Dünya ve etkileyici karakterler sunuyor. Hem Talion, hem de karşılaştığımız Uruk’ların ve diğer düşmanların modellemeleri, sahip oldukları gücü ve hırsı gösterecek kadar incelikli tasarlanmış.
Öte yandan, uzayıp giden Mordor diyarında oyunun ilk yarısında bozkır iklimi, ikinci yarısında ise yemyeşil bir coğrafya bizleri karşılıyor. Güçlü bir PC donanımıyla Shadow of Mordor macerasına atılanlar, ücretsiz olarak indirebildikleri “yüksek çözünürlüklü yüzey paketi” sayesinde çok daha detaylı ve göz alıcı görünüyor.
Güçlü atmosferi tamamlayan başarılı seslendirmeler ve müzikler de oyundan aldığınız zevki katlayan bileşenlerden biri. Ana karakter Talion’ı Troy Baker seslendirirken, Gollum’a Liam O’Brien hayat veriyor. Bedenimizi ele geçiren hayalet ise (spoiler olmaması için isim vermiyorum) Alastair Duncan tarafından seslendiriliyor. Böylelikle bu intikam öyküsünü dolu dolu yaşamak mümkün oluyor.
Güce doymuyoruz

Oyunun RPG öğeleri daha çok karakter geliştirme ve canına kıyacağınız Uruk şefini özgürce seçebilme şeklinde zuhur ediyor. Temel özellikler olan ok, kılıç, hançer ve büyülü güçler ile yola koyulan Ranger, adam öldürüp cana kıydıkça, tam bir ölüm makinesine dönüşüyor. Burada da seçme şansı oyuncuya bırakılıyor: Hangi özellikleri güçlendireceğinize, hangi silahlara ağırlık vereceğinize tamamen siz karar vereceksiniz. Ok, kılıç ve hançerinizeyerleştireceğiniz tılsımlar sayesinde bu oynanış öğelerini daha da kişiselleştirmek mümkün.
Shadow of Mordor oynarken Orta Dünya tarihinin ortanca çocuklarıyla tanışıyoruz; onların büyük savaşları yok. Korudukları tüm değerleri unutma aşamasına gelmişler, Saruman’ın çevirdiği hileden hurdadan ve Sauron ile hızla yaklaşan kıyametten de habersizler. Talion kendi intikamı için ölümden döndü, tüm Uruk’ları tahtalı köye göndermek için ant içti ve kılıcını size emanet etti.
Nitelikli grafikleri, güçlü atmosferi, başarılı oynanışı ile Middle-Earth: Shadow of Mordor oynarken bu “bir şeyleri değiştirmek zorunda olma” hissi yakanızı bırakmayacak.