turk-dreamworld.com Sitesine Hoşgeldiniz.


3 sonuçtan 1 ile 3 arası
  1. #1
    Senior Member osmanke - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Sep 2018
    Mesajlar
    537
    Total 'Thanks' Received by This User :
    9 Bu Konu icin
    1.597 Toplam

    Thumbs up 25 kuruşun hikayesi

    “YİRMİ BEŞ KURUŞ’UN HİKAYESİ
    😥😥😥😥😥
    Ağlaya ağlaya okuyacağınız, tarihimizden gerçekleri anlatan bir hikaye. Okurken o anı yaşatan bir hikaye. Bu güzel hikayeyi okumadan geçmeyiniz lütfen….

    Seferberliğin ilânıyla beraber, Ayvalık’taki 9. Tümen’e bağlı 23. Alay ağırlıklarıyla birlikte Soma’ya gelerek, trenle Bandırma üzerinden Tekirdağ’a sevk edildi. 23. Alay’ın Burhaniye’de bulunan bir piyade taburu, mesafenin daha kısa olacağı hesabıyla, Burhaniye–Edremit– Çanakkale yoluyla cepheye sevk edildi. Bu tabur yürüyüşe geçmeden önce, geçecekleri yollara yakın köylere, gönderdikleri çavuşlar vasıtasıyla, geçecekleri gün ve saat belirtilerek, köylülerden asker için yemek hazırlamalarını, misafir olarak geceleyecekleri yerleri hazırlamalarını istedi. Böylece yürüyüş sırasında, asker için iaşe ve ibate (yeme ve barınma) telaşından bir ölçüde kurtulmuş olunuyordu. Aynı şekilde, o yıllarda henüz bir köy olan Havran’a gelen çavuşlar, muhtardan kendilerine kaç kişilik, yemek ve yatak hazırlayabileceklerini sorunca. Muhtar;

    “Burasının köy olduğuna bakmayın. Burası büyük bir köydür. Sizin
    taburun hepsini ağırlayabiliriz, yedirir içiririz.. Merak etmeyin deyince askerler, köyden ayrıldı. Gerçekten de belirtilen günde Havranlılar, bir tabur askeri doyuracak kadar yemek hazırlamışlar, yatacak yerlerini hazırlamışlardı. Tabur Havran yakınlarına geldiğinde, Tabur Kumandanı, Edremit’in çok yakın olduğu ve çok daha büyük olduğunu düşünerek, Havran’a sadece bir bölük asker yollamıştı. Bir taburluk hazırlanan yemek, bir bölüğe göre çok çok fazla gelmiş, artmış, hattâ ertesi güne bile kalmıştı. Bir taburluk yatacak yer hazırlayan Havran Muhtarı, gelen askerleri sadece büyük evlere taksim ederek, küçük ve fakir evlere yük olmasın diye kimseyi göndermemişti. Bölük kumandanı şöyle anlatıyor:

    “Ben her zaman, seferi durumlarda en geç yatar ve en erken kalkarım. Askerleri evlere dağıttıktan sonra, sokaklarda dolaşmaya başladım. Yavaş yavaş evlerin ışıkları sönüyordu. Asker yatmaya, uyumaya başlamıştı. Aydınlatma olmadığı için sokaklar zifiri karanlıktı. En son birkaç evde ışık kalmıştı. Onlar da sönünce ben de gidip yatacaktım. Sokakta, birden, iki büklüm, bastonuna dayanarak yürüyen, ihtiyar bir kadına rastladım. Neredeyse çarpışacaktık. Aklıma çeşit çeşit şeyler geldi. Kadına:

    “Nene, sen bu saatte sokakta ne arıyorsun?” diye sordum.

    “Evlatlarımı arıyorum… Oğullarımı arıyorum…”

    “Kim senin evlâtların?”

    “Dün bana muhtar, askerler gelecek, sana da misafir etmen için dokuz evlât vereceğim, dediydi… Onlara yataklar hazırladım… Yemekler hazırladım… Gelmediler… Onları arıyorum..”


    Bir tabura göre hazırlık yapan muhtar, bir bölük asker gelince, ağırlık olmasın diye, bu ihtiyar nineye, misafir etmesi için asker yollamamış. O yıllarda, kadınların hiçbir sosyal güvenceleri yoktu. Kimsesiz kadınlar, çok zor durumda kalıyorlar, çok zor geçiniyorlardı. Hiçbir gelirleri olmayan, bu yaşlı ve yoksul insanlar, bazen zeytinler silkildikten sonra gidip yerlerde kalan zeytinleri toplayarak, biraz gelir elde etmeye çalışıyorlar, buna da “başakçılık” deniyordu. Bu nene de böyle birisi olduğu için, muhtar acımış, ona kimse göndermemişti. Ama nene büyük sevinç içinde dokuz kişilik yer hazırlamış, yiyecek hazırlamıştı. “Nenenin çok üzüleceğini anladığımdan, ışıkları henüz sönmemiş bir eve gidip, daha yatmamış olan dokuz askeri neneyle birlikte yolladım… Kadıncağız nasıl sevindi bir görseniz… Ertesi gün sabah erkenden bölüğü yol üzerinde topladım, yoklamayı yaptıktan sonra, tam yürüyüş emri verecekken, iki büklüm, yaşlı bir kadın, bastonuna dayanarak elinde bir torba yanıma geldi. Galiba akşam karşılaştığım nene idi.

    “Kumandan oğlum, bu torbada, evdeki bütün zeytinleri ne varsa koydum. Üstüne de biraz çökeleğim vardı onu koydum… Bunları benim asker oğullarıma yedir emi…”

    Almasam, nenenin çok üzüleceğini anladığımdan, çavuşlardan birine işaret edip, elindeki torbayı aldırdım. Nene bu sefer, sevinç içinde, avucunda sımsıkı tuttuğu bir mendili açtı. İçinden tek bir #yirmi #beş #kuruş çıktı. Bana uzattı.

    “Kumandan oğlum… biliyorum, çok az. Ama bütün param bu kadar… Bunu al, benim asker oğullarıma, hiç olmazsa bir çay içir, olur mu?..”

    Şaşırdım..

    Biliyordum ki, nenenin başka parası yoktu… Bütün servetini getirmişti. Yirmi beş kuruşu aldım. Kaldırarak bölüğe gösterdim..

    “Bölük… Bakın neneniz, size bütün servetini bağışladı.. Bunu ona helâl ettirin..!” “Yürüyüş emrini verdim.. Nene arkamızdan el sallıyordu.. Bölüğüm.. O yirmi beş kuruşu helâl ettirdi… Yarısından çok fazlası Çanakkale’de, şehit oldu… Bu millet böyle bir millettir…
    AlıntıAlıntı

  2. Teşekkür edenler:

    Mesut64 (6.01.2020) , SABIR39 (6.01.2020) , kadehte33 (6.01.2020) , XCrypte (6.01.2020) , kocahaydar (6.01.2020) , NEXX45 (6.01.2020) , as11 (6.01.2020) , dragonaxe (5.01.2020) , tepe (5.01.2020)

  3. #2
    Administrator Elvis - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Feb 2007
    Bulunduğu yer
    Istanbul, Turkey
    Mesajlar
    8.327
    Total 'Thanks' Received by This User :
    2 Bu Konu icin
    5.913 Toplam

    Standart Cevap: 25 kuruşun hikayesi

    Okurken inanın gözlerim yaşardı işte gerçek bir Türk anası biz bu vatanı parayla pul ile kazanmadık şimdiki israfcılara baktıkca kahroluyorum.
    Kim Hakkımda ne Düşünüyorsa Allah ona 10 Mislini Versin


    AlıntıAlıntı

  4. Teşekkür edenler:

    osmanke (6.01.2020) , SABIR39 (6.01.2020)

  5. #3
    TDW Team-Co Admin as11 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Feb 2007
    Mesajlar
    15.889
    Total 'Thanks' Received by This User :
    1 Bu Konu icin
    680 Toplam

    Standart Cevap: 25 kuruşun hikayesi

    Acayip bir duygu seli olustu icimde ....
    Haddini bilmedikten sonra çok şey bilmek birşeye yaramaz. Suskunluk kimseyi yanıltmasın, Çünkü susan konuşursa kimse kaldıramaz.
    -W. Butler-


    Ok gibi doğru olsam, yabana atarlar beni,
    Yay gibi eğri olsam; elde tutarlar beni,
    Doğruda aç görmedim; eğride tok,
    Eğri yay elde kalır; menzil alır doğru ok.

    Mevlana
    AlıntıAlıntı

  6. Teşekkür edenler:

    osmanke (6.01.2020)

 

 

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  

Page generated in 1.711.640.017.96147 seconds with 17 queries Sayfa Boyutu (226915)