turk-dreamworld.com Sitesine Hoşgeldiniz.


5. sayfa - 6 sayfa var BirinciBirinci 123456 SonuncuSonuncu
60 sonuçtan 41 ile 50 arası
  1. #41
    Vip Member Batu55 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2007
    Mesajlar
    5.946
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    12.122 Toplam

    Standart Cevap: Avrupa'da Yasayan Gurbetciler Icin Hukuk Kösesi !!!

    Tekrar Vatandasliga Alinma

    Türk vatandaşlığını kazanmak için;
    Sonradan kazanılan Türkiye vatandaşlığı, yetkili makam kararı veya evlat edinilme ya da seçme hakkının kullanılmasıyla gerçekleşecek. Türkiye vatandaşlığını kazanmak isteyen bir yabancı, kanunda belirtilen şartları taşıması halinde, yetkili makam kararıyla bu hakkı elde edebilecek. Ancak aranan şartları taşımak, vatandaşlığın kazanılmasında kişiye mutlak bir hak sağlamayacak.
    Türkiye vatandaşlığını kazanmak isteyen yabancılarda;
    Kendi milli kanununa, vatansız ise Türkiye kanunlarına göre ergin ve ayırt etme gücüne sahip olmak,
    Başvuru tarihinden geriye doğru Türkiye’de kesintisiz 5 yıl ikamet etmek,
    Türkiye’de yerleşmeye karar verdiğini davranışlarıyla teyit etmek,
    Genel sağlık bakımından tehlikeli bir hastalığı bulunmamak,
    İyi ahlak sahibi olmak,
    Yeteri kadar Türkçe konuşabilmek,
    Türkiye’de kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu kimselerin geçimini sağlayacak gelire veya mesleğe sahip olmak,
    Milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmamak, şartları aranacak.
    Türkiye vatandaşlığını kazanmak isteyen yabancılarda, ayrıca mensup olduğu devlet vatandaşlığından çıkma şartı da aranabilecek. Bu takdirin kullanılmasına ilişkin esasların tespiti, Bakanlar Kurulu’nun yetkisinde olacak.

    Yeniden vatandaşlık;
    Türkiye vatandaşlığı kaybettirilenler Bakanlar Kurulu kararıyla, Türkiye vatandaşlığını kaybedenler Bakanlık kararıyla, milli güvenlik bakımından engel oluşturacak bir halinin bulunmaması ve Türkiye’de 3 yıl ikamet etmek şartıyla Türkiye vatandaşlığını yeniden kazanabilecek.
    Türkiye vatandaşlığını kazanma talebinde bulunan bir yabancı, başvuru için aranan ikamet süresi içinde toplam 6 ayı geçmemek üzere Türkiye dışında bulunabilecek.
    Türkiye dışında geçirilen süreler, ikamet süreleri içinde değerlendirilecek.
    Bir Türkiye vatandaşı ile evlenmek, doğrudan Türkiye vatandaşlığını kazandırmayacak. Ancak bir Türkiye vatandaşıyla en az 3 yıldan beri evli olan ve evliliği süren yabancılar, Türkiye vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilecek.
    Başvuru sahiplerinde; aile birliği içinde yaşama, evlilik birliğiyle bağdaşmayacak faaliyette bulunmama, milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama şartları aranacak.
    Başvurudan sonra Türkiye vatandaşı eşin ölümü nedeniyle evliliğin sona ermesi halinde, evlilik şartı aranmayacak.
    Türkiye vatandaşlığını kazanmak isteyen yabancıların başvuru için gerekli şartları taşıyıp taşımadıklarının tespiti, illerde oluşturulan vatandaşlık başvurusu, İnceleme Komisyonu tarafından yapılacak.

    Evlat edinilen çocuğun vatandaşlığı;
    Yetkili makam kararıyla Türkiye vatandaşlığını kazanmak isteyen yabancılardan, başvuru için gerekli şartları taşıyanların adına vatandaşlık dosyası düzenlenecek, karar verilmek üzere Bakanlığa gönderilecek. Yapılan inceleme ve araştırma sonucunda, durumu uygun bulunanlar, Bakanlık kararıyla Türkiye vatandaşlığını kazanabilecek. Yetkili makam kararıyla Türkiye vatandaşlığının kazanılması, eşin vatandaşlığında etkili olmayacak. Ana veya babanın Türkiye vatandaşlığını kazandığı tarihte velayeti kendisinde bulunan çocukları, diğer eşin oluruyla Türkiye vatandaşlığını kazanacak. Muvafakat verilmemesi halinde ana veya babanın meskeninin bulunduğu ülkedeki hakim kararına göre işlem yapılacak.
    Bir Türkiye vatandaşı tarafından evlat edinilen ergin olmayan kişi, milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel oluşturacak bir hali bulunmamak şartıyla, karar tarihinden itibaren Türkiye vatandaşlığını kazanabilecek.
    Ana veya babalarına bağlı olarak Türkiye vatandaşlığını kaybeden çocuklar, ergin olmalarından itibaren 3 yıl içinde seçme hakkını kullanarak Türkiye vatandaşlığını kazanabilecek. Seçme hakkıyla Türkiye vatandaşlığının kazanılması, bu hakkın kullanılmasına dair şartların tespitine ilişkin karar tarihinden itibaren hüküm ifade edecek.


    Lütfen gizli icerikleri görebilmeniz icin soldaki Tesekkür butonunu kullaniniz. Tesekkür butonunu kullandiginiz halede Linkler acilmiyor ise asagidaki nedenlerden kaynaklanabilir!

    Neden 1
    Neden 2


    Neden 3
    Neden 4
    AlıntıAlıntı

  2. #42
    Vip Member Batu55 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2007
    Mesajlar
    5.946
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    12.122 Toplam

    Standart Cevap: Avrupa'da Yasayan Gurbetciler Icin Hukuk Kösesi !!!

    Almanya’da Saglik Reformu

    Almanya’da uzun süreden beri tartışma konusu olan “Sağlık Reformu“ 1 Nisan 2007’de yasallaşarak yürürlüğe girdi. Bu yeni düzenlemenin neleri getireceğini sizler için iki bölümde derledik:

    Yasayla 2009 yılıyla birlikte ülkede yaşayan herkesin sağlık sigortası olması zorunlu hale gelecek. Yeterli geliri olmayanlara ise devlet desteği verilecek. Özel sağlık sigortaları bu tarihten itibaren kamu sağlık sigortaları düzeyinde standart bir prim tarifesi uygulayacak.

    Sigortalıların başka bir sağlık kasasına geçmesi kolaylaştırılacak. Eczaneler doktorun yazdığı ilacın en ucuz fiyatlısını sigortalıya vermeye zorlanacak ve tek tek hap satışı da yapabilecek.

    Kronik hastalıklar konusunda da farklı bir uygulamaya gidilecek. Düzenli olarak sağlık kontrolüne gitmeyenlere ileri de kronik bir hastalığa yakalandığında sağlık harcamalarına brüt maaşının yüzde 2’si nispetinde katkı payı ödeyecek. Buna karşılık sağlık kasaları her türlü aşının masrafını karşılayacak. Estetik ameliyatlarda komplikasyon yaşandığı takdirde sigortalıdan tedavi masrafına ortak olması istenecek.

    Tüm Hastalık sigortaları için aynı şeyler mi geçerli?

    Hastalık kasalarına ödenen primlerde değişiklik yok. Fakat Hastalık sigortaları değişik ek hizmetler sunabilecekler. Katılma payıyla sigortalı Tarifeye uygun indirimden yararlanabilecek.

    Sağlık sigortası zorunluluğu sigortalı biri için ifade ediyor?

    Şayet diğer bir hastalık sigortasına üye olduğunuzu ispat ederseniz, şimdiye kadar üyesi bulunduğunuz Hastalık sigortasından, hastalık sigortasını değiştirdiğiniz için sadece üyeliğinize son verilecektir. Sigortalı olmayanlar; ilk önce bir hastalık sigortasına üye olmak için başvurmalılar.

    İleride hastalık halinde tedavi giderleri tamamen karşılanacak mı?

    Doktorun önermediği ve tıbben zorunlu olmayan piercing, dövme gibi estetik ameliyatının komplikasyona yol açması durumunda, tedavi giderleri kısmen sigortalının kendisi tarafından karşılanacaktır.

    Kronik hastalar için sağlık reformunda ne gibi değişiklikler yapıldı?

    Kim ki düzenli erken teşhis kontrollerini yaptırmazsa yada özel kronik hastalar için uygulanan programlara katılmazsa, ek ödemeleri cebinden kısmen ödeme yapacaktır.

    Ek ödemelerde sınır, şimdiye kadar yıllık kazancın sadece %1’i iken, yeni yasa ile bu %2’ye çıkarılıyor. Ya da Kronik hastalıklar konusunda da farklı bir uygulamaya gidilecek. Düzenli olarak sağlık kontrolüne gitmeyenler ileride kronik bir hastalığa yakalandığında sağlık harcamalarına brüt maaşının yüzde 2’si nispetinde katkı payı ödeyecek.

    Erken teşhis taramalarında ne gibi değişiklikler ön görülüyor?

    45 ila 55 yaş arası, zamanında erken teşhislerini yaptırmayanlar ilerde hastalandıklarında, kendileri daha fazla ödemen yapacaklardır. Bunlar için de ek ödemelerde sınır, simdiye kadar yıllık kazancın sadece %1’i iken, yeni yasayla %2’ye yükseltiliyor. Kanser hastalığında, gerçekten erken tanı yapılması zorunlu ise ikramiye primi geçerli sayılacak.

    Çocuklar için nasıl bir değişiklik getiriliyor?

    Hastalıklardan koruyucu aşıların ücretleri, eskiden de olduğu gibi hastalık kasası tarafından üstlenilecek. Anne-baba ve çocuk kurları zorunlu ödemeleri yine hastalık sigortası tarafından karşılanacak.

    Yaşlılar için neler değişiyor?

    Yaşlı ve bakıma muhtaç kişiler, ilerde Rehabilitasyon destekleyici önlemlere katılmak isterlerse, bu onların yasal hakkı olarak kalıyor. İhtiyaç olan yardımcı teknik aletler karçılanacak.

    Benim hastalık sigortam “aile doktoru modeli“ sunmuştu, bu aynen kalıyor mu?

    Evet. Aile doktorunun “merkezi nokta“ olarak benimsendiği bu model, tüm hastalık sigortaları tarafından da zorunlu hale getiriliyor.

    Doktor masraflarında yapılan değişiklikler beni etkileyecek mi?

    Doktora giden vatandaşlar üç ayda bir 10 Euro “Muayenehane ücreti“ni ödemeye devam edecekler. Mahrumiyet bölgesi olarak görülen bölgelerde muayenehane açan doktorlara, standartın üzerinde ek ödeme yapılacak. Müşterilerin fazla olduğu doktorlara yapılan ek ödeme kaldırılacak. Doktor birliklerinin şikayetçi olduğu muayene ve tedavi bütçelerine getirilen sınırlandırmadan vazgeçilecek. Bugünkü puanlama sistemi kalkacak yerine kişi başı fiyat uygulaması başlayacak.


    Lütfen gizli icerikleri görebilmeniz icin soldaki Tesekkür butonunu kullaniniz. Tesekkür butonunu kullandiginiz halede Linkler acilmiyor ise asagidaki nedenlerden kaynaklanabilir!

    Neden 1
    Neden 2


    Neden 3
    Neden 4
    AlıntıAlıntı

  3. #43
    Vip Member Batu55 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2007
    Mesajlar
    5.946
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    12.122 Toplam

    Standart Cevap: Avrupa'da Yasayan Gurbetciler Icin Hukuk Kösesi !!!

    Kiraci Sorunlari



    Ev sahibime evi kiralarken 1.800 Euro depozito ödedim. Ev sahibinin maddi sorunlarından dolayı oturduğumuz ev icraya verildi. İcra memuru eski ev sahibimden herhangi bir depozitoyu almadığını bildirdi. Bu durumda ödemiş olduğum depozito yanar mı?

    Federal Yargıtay (BGH) 09.03.2005 tarihli (Bundesgesetz für Hausordnung) kararı ile kiracıların hakları dahada güçlendirdi ve yürürlüğe koydu. Bu karara göre evinizin idaresinden sorumlu icra memuru, eski ev sahibinden depozito devralıp almadığına bakmaksızın, sizin depozito miktarınızı geri ödemesi gerekmektedir. İcra memuru her halükarda kira sözleşmesinden doğan haklarınıza ve yükümlülüklerine karşı bir ev sahibi gibi yetkili olacaktır. Yani; icra memuru ev sahibinin kira sözleşmesindeki tüm yükümlülükleri için devreye girebilir. Eğer icra memuru ev sahibinden almış olduğu depozitoyu inkar ederse, bu tabii ki alacaklıların lehine olacak bir cezai durumu gerektirecektir. Kiracıların bu özel durumlarada mağdur duruma düşmesini önlemek için gerekli yasal düzenlemeler yapılmıştır.

    *

    Yakın zamanda bir başka eve taşınacağımız için oturduğumuz evin sahibiyle ilişkiye geçtik. Bir yıl önce oturduğumuz evin tüm duvarlarını badana yaptırdık. Ev çok iyi bir durumda. Ev sahibimiz çıkacağımızı öğrenince kira kontratından harekete geçerek, hiçbir tahribat olmamasına rağmen, yer parkelernii yeniden temizlememizi şart koşuyor. Bu durumda ev sahibinin talep ettiği bu tamiratları yapmak zorunda mıyım?

    Evsahibi ile imzaladığınız kira kontratında; “kiracının evden çıkması durumunda, yer parkeleri yenilenecek veya zımparalanacaktır“ ibaresini içeren madde genelde geçersizdir. Bu tip tamiratlar genellikle kiracıların kendi zevklerine göre yaptıkları güzelleştirme tamiratlarına girmemektedirler. Kiracı evde oturduğu müddetçe oturulan ve kullanılan alanlar; örneğin taban döşemesi normal olarak aşınma sürecine girer. Kiralar bu türden yıpranmalar için evsahibine ödenen bedelleride kapsamaktadır. Şayet kiracının sebep olduğu bir tahribat sözkonusu ise o zaman evsahibinin istekleri yerine getirilmek zorundadır. Aksi takdirde zarar verilmemiş parkeleri yenilemekle mükellef değilsiniz.

    *

    Evsahibimle yaptığım kira sözleşmesine göre evdeki iç restore ve tamiratları kiracı yaptırmakla yükümlü. Her iki senede bir mutfak, banyo, tuvale ve her beş yılda bir diğer odalar bakımdan geçirilecek. 6 yıldan beri bu evde oturuyorum ve bugüne kadar hiçbir güzelleştirme tamiratı yaptırmadım. Ev sahibim şimdi benden tüm güzelleştirme tamiratlarını yaptırmamı talep ediyor. Şayet yaptırmazsam kendisinin yaptıracağını ve tamirat masraflarının büyük bir kısmını bana ödettirmeyle beni tehdit ediyor. Ev sahibimin böyle bir talep ve zorlamaya hakkı var mı?

    Kira sözleşmelerinde genel olarak güzellik tamiratları; duvarların, tavanın boyanması veya duvar kağıdıyla kaplanması, pencere çerçevelerinin, kapıların ve kalorifer peteklerinin boyanması, kiracının yükümlülükleri arasında yeralır. Federal Yargıtayın (BGH) aldığı bir karara yukarıdaki sözleşmeye benzer kira sözleşmeleri tartışmaya açılabilir. Bu karara göre kira sözleşmesindeki kesin ve sınırlı zamanlamalar kiracıyı zor durumda bıraktığından geçersiz sayılmaktadırlar. Sizin kira anlaşmanızda da kesin bir zamanlama şart konulduğundan, geçersiz sayılacaktır. Bu yüzden güzellik tamiratı yapmaya mecbur değilsiniz. Eğer kira anlaşmanızda tamiratlar için esnek bir zamanlama yazılı olsaydı, örneğin “Genelde (im allgemeinen) kiracı güzellik tamiratlarını üstlenir“, o zaman tamiratlar için sizinde pay ödemeniz sözkonusu olacaktı.

    *

    Biz oğlumuzla aynı evde oturuyoruz. Oğlumuz bir trafik kazasından sonra sakatlandı ve yürüyemez oldu. Bu nedenle evin banyosunu özürlülerin kullanabileceği şekle getirmek istiyoruz. Ev sahibimiz bunu kabul etmedi ve bizim kendimize başka bir ev bulmamızı önerdi. Ne yapabiliriz?

    1.09.2001 tarihinden itibaren kira kanununda ev sahipleri gerektiği takdirde kiraya verdikleri evlerine özürlülerin kullanabileceği şekilde yapı değişikliği yapmakla yükümlüdürler. Banyo alanı da bu kanunun kapsamına girer. Ev sahibi, eğer oturulan dairenin iç mimarisindeki değişiklikler binanın dış görünümüne veya kullanım alanına ters düşen veya bina sanki özürlüler için yapılmış izlenimi verildiği zaman buna itiraz edebilir. Yapacağınız değişiklik banyoda olduğundan, yani binanın dış görünümüne dokunulmadığından, yapılacak değişiklik kimseyi rahatsız etmeyecektir. Ama ev sahibi banyoda değişiklik yaptığı takdirde sizden bir “ek” Kaution talep edebilir. (Kiracı evden çıktığı vakit değişiklik yapmak zorunda kaldığı bölümü yine eski haline getirmesi için yapacağı masraflara karşılık olarak.). Talep edilecek “Ek Kaution” makul fiyatta olmalı ve “Ek Haracamalar”ı aşmamalı. Bu talebinizi evsahibinize yazılı yaparak, nasıl bir değişiklik yapacağınızı bildirin ve onay alın. Evsahibi bu kararınızı onayladığını size bildirmeye mecburdur. Genel olarak: Kira ile ilgili yukarıdaki sorunlara benzer tüm sorularınız için kaldığınız kentin “Kiracılar Derneğine (Der Mieterverein)” başvurarak, yardım talebinde bulunmanızı tavsiye ederiz.


    Lütfen gizli icerikleri görebilmeniz icin soldaki Tesekkür butonunu kullaniniz. Tesekkür butonunu kullandiginiz halede Linkler acilmiyor ise asagidaki nedenlerden kaynaklanabilir!

    Neden 1
    Neden 2


    Neden 3
    Neden 4
    AlıntıAlıntı

  4. #44
    Vip Member Batu55 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2007
    Mesajlar
    5.946
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    12.122 Toplam

    Standart Cevap: Avrupa'da Yasayan Gurbetciler Icin Hukuk Kösesi !!!

    GEZ (Alman Radyo Televizyon Vergisi)

    Son zamanlarda Alman basınında da sık sık işlenen bir konu olan GEZ’i (Alman Radyo Televizyon Vergisi) haftalık konu olarak sizler için düzenledik:

    Devlet radyo ve televizyonlarının finansmanı için halktan toplanan vergiye GEZ vergisi adı verilir. Evinde veya arabasında Radyo ve TV bulunduran herkesin ödemesi zorunlu bir vergidir. Bilindiği gibi bu vergiyi ödememek birçok yönteme başvurulur. Buna karşı tedbir alan ARD kurumu geniş çaplı bir çalışma başlatarak, kapı kapı dolaşarak, kayıtlı olmayan TV ve radyoları tespit etmeye çalışıyor.

    Bundan dolayı eğer sizlerde GEZ ödemeyenlerdenseniz, yakında kapınız çalınırsa şasırmamak gerekir. Üçbeş kuruş tasaruf edeyim derken, büyük bir para cezası almak ise an meseledir. Bundan dolayı eğer size GEZ mektupla bilgi sormuşsa mutlaka doğru bir şekilde cevaplamak gerekmektedir. Çünkü olası bir kotrolle dışarıdan gerçekten Tv veya radyo kullanıp kallanmadığınız çok kolayça tespit edilecektir.

    Tüm Almanya’da GEZ memurları yılda bir milyon evin kapısını çalmaktalar. GEZ vergisini vermeyenleri yakalamak amacıyla memurlar Radyo televizyon sinyallerine duyarlı minibüslerle caddelerde araştırma yapıyor. Eğer vergisini ödemediğinden süphelendiği bir daire bulursa kapıyı çalmaktalar. Ancak gelen kontrolcülerin içeri girmeye izinleri bulunmamaktadır. Buna hakkınız bulunmaktadır:

    Kontrol için gelenlerin evinize girme yetkileri kesinlikle yoktur. Gelenlerin amacı evinizde televizyon, radyo, internet olup olmadığını öğrenip veya kanıtlamaya çalışarak GEZ dairesine bildirmekteler. Bunu kanıtlamak da kolay olmadığı için bazen bu yetkililer evinize girmeye çalışabiliyorlar. Buna kesinlikle dikkat etmek gerekir. Mahkeme kararı olmadan sizin evinize hiç kimse giremez. Ayrıca bu kişilere bilgi vermek zorunda da değilsiniz. Evinize gelen kontrolörü içeri almamanıza rağmen, sizin Tv ve radyo sahibi olduğunuzu komşularınızdan sorarak da durumu tespit edebilirler. Bu durumda cezası ile birlikte GEZ vergisini ödemek zorunda kalmak mümkündür. Ama eğer ‘evde televizyonum yok’ derseniz ve bunun aksini memurlar ispatlarsa yalan söylemiş olduğunuz için 1000 Euro ceza alabiliyorsunuz.

    Evinizde kaç televizyon ya da radyonuzun olduğu önemli değil. Yalnız burada dikkat edilmesi gereken bir husus; eğer evinizde sizinle birlikte kalan bir başka kiracı varsa onun cihazları ayrıca bildirilmelidir. Araba için de ayrıca bildirmek ve yine ayrıca ücret ödemek gerekiyor. Şahıs olarak bir veya daha fazla radyonuz için aylık yalnızca 5,52 Euro ödersiniz. Bir televizyona sahip olmanız halinde ise 17,03 Euro ödersiniz. Bu bedeli ödemeniz halinde evinizdeki tüm diğer televizyon ve radyolar ile kişisel otomobilinizin radyosu için de harç ödemiş olursunuz. Aile üyeleri ve hanede yaşayan diğer şahıslar da bu ortak cihazları ücretsiz olarak kullanabilirler. Bununla beraber, kendisine ait kişisel geliri olup, kendi odasında veya aracında radyo-televizyona sahip kişilerin ayrıca kaydolması ve harç ödemesi gerekir.

    Meslek eğitimi alıpta ailesiyle birlikte oturmayanlar, ilticacılar, Harz 4 ve sosyal yardım alanlar GEZ’e dilekçe sunarak radyo ve televizyon harcından muaf tutulabilirler. Aynı şekilde RF damgası taşıyan ağır derecede engelli kimliğine sahip kişilerde bu vegiden muaf olurlar.

    Bir işletme ise kişisel kullanıcılardan farklı olarak mevcut bulunan her bir radyo ve televizyon cihazı için ayrı ayrı harç ödemek zorundadır. Bu durumda bir radyo ve televizyon için 17,03 Euro, ikinci bir radyo için ek olarak 5,52 Euro ödemek zorundalar.


    Lütfen gizli icerikleri görebilmeniz icin soldaki Tesekkür butonunu kullaniniz. Tesekkür butonunu kullandiginiz halede Linkler acilmiyor ise asagidaki nedenlerden kaynaklanabilir!

    Neden 1
    Neden 2


    Neden 3
    Neden 4
    AlıntıAlıntı

  5. #45
    Vip Member Batu55 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2007
    Mesajlar
    5.946
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    12.122 Toplam

    Standart Cevap: Avrupa'da Yasayan Gurbetciler Icin Hukuk Kösesi !!!

    Yeni Vatandaslik Yasasi

    Bilindiği gibi Alman Hükümeti, Göç Yasası’nın sertleştirilmesi yönünde hazırlanan yasa tasarısını onaylamış ve 28 Ağustos 2007 tarihinde resmen yürürlüğe koymuştur. Yapılan değişiklerin başında yabancıların aile birleşimlerinin dil bilgisi şartına bağlanması gelmektedir. Bunlara ek olarak mevcut Vatandaşlık Yasası’nda da bazı önemli değişikler yapılmıştır. Bu değişikleri ana hatlarıyla kısaca sizin için derledik.

    28 Ağustos 2007 tarihinde yürürlüğe giren Vatandaşlık Yasası’nda önemli değişiklikler: 30 Mart 2007 tarihinden itibaren vatndaşlık için başvuranların işlemleri bu değişikliklere tabi olacaktır. Bu tarihten önce yapılmış ve henüz sonuçlanmamış başvurular, eski kanuna göre işlem görmeye devam edeceklerdir.

    1) Yeterli Almanca dil bilgisi;
    Yeni düzenlemeye göre Vatandaşlığa başvuranlar hem sözlü ve hem de yazılı dil sınavından germek zorundalar. Ortak AB Dil Referans Sertifikası B1 Belgesine sahip olmak veya enaz bu düzeyde dil bilgisi şartı getirilmektedir. Bu dil şartı başvuru yapan herkes için geçerlidir. İstisnai olaral bedensel ve ruhi özürlülüğü sahip veya ileri yaşta olanlar bu şartlardan muhaf tutulmaktadır.

    2) 23 yaşından küçük olanların geçimlerinin garanti altında olduğunun ıspatlanması;
    Eski yasaya göre 23 yaşına kadar vatandaşlık için başvuruda bulunanlardan gelir durumları sorulmamaktaydı. Fakat kanunda yapılan son değişikliklerle bu duruma son verildi. Bundan sonra 23 yaşın altında olan ve vatandaşlık için başvuran birisi, sosyal yardım ve İşsizlik Parası 2 (Alg -2) almadığını ıspatlamak zorundadır. Eğer başvuruyu yapan halen öğrenci ise ailesinin onun geçimini sağladığını ıspatlaması gerekmektedir. Aksi takdirde başvurusu işleme konulyacaktır.

    3) EU ve İsviçre vatandaşları için çok vatandaşlık;
    Bundan böyle tüm EU ve İsviçre vatandaşları kendi ülkelerinin vatandaşlıklarını yitirmeden Alman vatandaşı olabilirler.

    4) Ceza alanların vatandaşlığa geçişleri; Herhangi bir suçtan dolayı 90 güne denk gelen para cezası veya tecilli 3 ay hapis cezası (Bewaehrung) alanlar, buna rağmen vatandaşlığa geçmek için müracaat edebilirler. Bu süreler verilmiş toplam cezaların tüm süreleri kapsamaktadır.

    5) Başarılı uyum durumunda başvuru süresinin kısatılması;
    Her kim ki Almanya toplumuna hızlı bir şekilde entegre olduğunu ıspatlarsa, mesela çok iyi derecede Almanca biliyorsa veya kalife bir meslekte çalışıyorsa, bunun vatandaşlık için başvuru süresi olarak koşulan 8 yıllık oturum şartına tabii tutulmayacaktır. Yani bu süre 8 yerine 6 seneye indirilecektir.

    6) Yahudi kökenlilerin çok vatandaşlıkları;
    Konvansiyonel Mülteci konumunda olan ve özellikle eski Sovyet Devletlerinden gelen Yahudi kökenliler, eskiden şarta bağlı olmalarına rağmen, artık çifte vatandaş olamayacaklardır.

    7) Vatandaşlık sınavı;
    Vatandaşlığa başvuranlar bundan böyle dil sınavının yanında, genel bilgileri kapsayan bir sınava tabi tutulacaklardır. Bu sınav Alman toplumu, hukuku, düzeni ve yaşamı hakkında genel bilgileri içerecektir. Bu genel bilgi sınavı 01.09.2008 tarihinden itibaren geçerli olacaktır. Bu tarihi kadar yapılacak başvurularda vatandaşlık sınavı şartı aranmayacaktır.


    Lütfen gizli icerikleri görebilmeniz icin soldaki Tesekkür butonunu kullaniniz. Tesekkür butonunu kullandiginiz halede Linkler acilmiyor ise asagidaki nedenlerden kaynaklanabilir!

    Neden 1
    Neden 2


    Neden 3
    Neden 4
    AlıntıAlıntı

  6. #46
    Vip Member Batu55 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2007
    Mesajlar
    5.946
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    12.122 Toplam

    Standart Cevap: Avrupa'da Yasayan Gurbetciler Icin Hukuk Kösesi !!!

    Isvicrede Aile Birlesimi

    Yabancıların aile birleştirmesi çerçevesinde İsviçre’ye gelmesi İsviçre’de yaşayan C- veya B-tipi oturma izni sahibi olan yabancılar aile birleştirmesi çerçevesinde eş ve 18 yaşından küçük bekâr çocuklarını İsviçre’ye getirebilmektedirler. Bu iznin verilebilmesi için aranan şartlar şunlardır:

    Aile bireylerini getirecek göçmenin;

    * en az bir yıldan beri İsviçre’de ikamet ediyor olması,
    * yeterli kazancının bulunması,
    * uygun bir evinin mevcut olması.
    Bu yasada yapılan son değişiklikle aile birleştirmesinde kadın ve erkek arasında eşitlik sağlanarak, yerleşme hakkına sahip olanlar için aile birleştirmesi bir hak olarak kabul edilmiştir.

    Aile birleştirmesi çerçevesinde İsviçre’ye gelen göçmenlerin evlilik birliğinden bağımsız, kişiye özgü oturma izni almaları durumunda: Aile birleştirmesi çerçevesinde İsviçre’ye eşlerinin yanına gelen yabancılara, İsviçre’de yaşayan eşin oturma izni (Aufenthaltsbewilligung) sahibi olması durumunda ve ayrıca yabancının vatandaşı bulunduğu ülke ile yapılan bir sözleşme var ise 5 yıllık yasal ikâmetten sonra yerleşme izni verilir. Sözkonusu sözleşme yoksa; İsviçre’deki eşin yerleşme hakkı almasını müteakiben 5 yıllık ikâmetten sonra yerleşme hakkı verilmektedir.

    Yabancı eşlerin şahsa özgü oturma oturma izni almaları İsviçre vatandaşlarının yabancı eşlerinin oturma izni almaları: Evliliğin, evlenme tarihinden itibaren 5 yıl içinde boşanma, geçersiz sayılma veya ölüm sonucu sona ermesi durumunda, yabancı eşin oturma izni alma veya uzattırma hakkı yoktur. Evliliğin yasal olarak sürüyor olması; ancak, evli kişilerin ayrı yaşamaları durumunda yabancı eşin oturma izni alma veya oturma iznini uzattırma hakkı vardır. Evli kişilerin kısa süre birlikte olmalarından sonra ayrı yaşamaya başlamaları sahte evlilik (Scheinehe) sayılmaktadır.

    Yabancı eşlerinin oturma izinleri:

    Evliliğin, evlenme tarihinden ve oturma izni alınan tarihten sonra 5 yıl dolmadan ayrı yaşamaya başlamaları durumunda aile birleştirmesi çerçevesinde İsviçre’ye gelen eş oturma izni alma hakkını kaybetmektedir. Verilmiş olan oturma izninin iptali, uzatılmaması veya yeni talebin reddedilmesi mümkündür. Yetkili makamlar, yasaları ve diğer ülkelerle yapılan anlaşmaları dikkate alarak kendi takdirlerine göre karar vermektedirler (Yabancılar Yasası 4.madde)

    Yetkili makamların karar alırken dikkate aldıkları hususlar şunlardır:

    1- İsviçre’de ikâmet edilen süre,
    2- İsviçre’de yaşamayı gerektirdiği düşünülen bağlar (özellikle çocuk sahibi olunup olunmadığı v.s.)
    3- Mesleki durum,
    4- Ekonomi ve iş piyasasının durumu,
    5- Kişisel davranışlar,
    6- İsviçre’ye uyum (entegrasyon) derecesi.
    Diğer taraftan, evlilik birliğinin bozulmasına neden olan sebepler de araştırılmaktadır. Aile birleştirmesi çerçevesinde İsviçre’ye gelen kişinin, evlilik içinde katlanması mümkün olmayan kötü davranışlara maruz kalması durumu, yetkili makamın karar alması sırasında dikkate alınmaktadır.

    Evliliğin 5 yıl sürmeden sona ermesi halinde, yabancının,

    1- Oturma iznini yasal olmayan yollardan almış olması,
    2- Kamu düzenine aykırı davranışlarda bulunması halinde veya bir sınırdışı etme gerekçesinin mevcut olması halinde oturma izninin uzatılmaması veya iptal edilmesi mümkündür.


    Lütfen gizli icerikleri görebilmeniz icin soldaki Tesekkür butonunu kullaniniz. Tesekkür butonunu kullandiginiz halede Linkler acilmiyor ise asagidaki nedenlerden kaynaklanabilir!

    Neden 1
    Neden 2


    Neden 3
    Neden 4
    AlıntıAlıntı

  7. #47
    Vip Member Batu55 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2007
    Mesajlar
    5.946
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    12.122 Toplam

    Standart Cevap: Avrupa'da Yasayan Gurbetciler Icin Hukuk Kösesi !!!

    İsvicre’de Oturma Müsadeleri


    İsviçre Yabancılar Yasasına göre geçerli oturma müsaadeleri:

    İsviçre’de, yabancı statüsünde göçmen olarak yaşayabilmek, dört ayrı oturma ve çalışma izninden birine sahip olmakla mümkün. Göçmenler, İsviçre’de, kantonlar tarafından düzenlenen kısaca L, B, C ve G olarak adlandırılan kimlik kartlarıyla yaşıyorlar.

    1998 yılından bu yana yönetmeliklerle yürürlükte olan ve Ulusal Temsilciler Meclisi’nce kabul edilerek yasal düzeyde de tanımlanan uygulamanın, göçmenleri, AB ve EFTA ülkelerinden gelenler ve gelmeyenler olarak iki ana gruba ayırmasıyla ilgili önemli ayrıntıları da, resmi makamların bu çalışma ve oturma izinlerini düzenlerken hangi kriterleri kullandıklarına bakarak daha iyi anlamak mümkün.

    Diğer taraftan, 01.06.2002 tarihinden itibaren İsviçre-Avrupa Birliği İşgücünün Serbest Dolaşımı Anlaşması’nın yürürlüğe girmesiyle, AB üyesi ülke vatandaşları, diğer birçok konuda olduğu gibi iş piyasasına girişte de ayrıcalıklı duruma gelmişlerdir. Buna bağlı olarak, Avrupa Birliği/EFTA üyesi ülke vatandaşlarına yukarıda belirtilen oturma izni tiplerinden farklı bir şekilde aşağıda belirtilen özel kimlikler tanzim edilmektedir:

    - B EG/EFTA Kimliği (Oturma Müsaadesi)

    - C EG/EFTA Kimliği (Yerleşme Hakkı)

    - Ci EG/EFTA Kimliği (Çalışma İzinli Oturma Müsaadesi)

    - G EG/EFTA Kimliği (Sınır İşçisi Oturma İzni)

    - L EG/EFTA Kimliği (Kısa Süreli Oturma İzni)

    “L Oturumu”: Kısa süreli ve geçici oturma ve çalışma izni:

    İsviçre’de faaliyet gösteren bir firma, genel kural olarak bir yıldan daha az süreyle yurtdışından işgücüne ihtiyaç duyuyorsa, resmi makamlar, anlaşma süresiyle sınırlı olmak üzere bir oturma ve çalışma izni veriyorlar ki, buna kısaca “L Oturumu” deniyor.

    Kontenjan dolu olmasa dahi, AB ve EFTA üyesi olmayan ülke yurttaşlarının “L” statüsünde İsviçre’ye kabulleri için, “yüksek kalifiye işgücü” sınıfında değerlendirilmeleri gerekiyor. Yine bu ülke yurttaşları, kısa süreli oturma ve çalışma izni alabilseler dahi, genel kural olarak, aile fertlerine İsviçre’de oturum izni verilmiyor, yani aile birleşimi hakkından yararlanamıyorlar.

    01.06.2007 tarihinden itibaren İsviçre iş piyasasına girmek isteyen Avrupa Birliği üyesi ülke vatandaşları için kontenjanlar kaldırılmıştır. İsviçreli bir işveren ile iş sözleşmesi yapmış olan AB üyesi ülke vatandaşı işçilere hemen ikâmet izni verilecektir. Ancak, kişilerin serbest dolaşımı uygulaması henüz deneme aşamasında olduğundan, İsviçre’ye gelen işgücünde beklenmeyen şekilde artış olması halinde bu ülke tek taraflı olarak tekrar kontenjan uygulaması başlatabilecektir. İsviçre-Avrupa Birliği Kişilerin Serbest Dolaşımı Anlaşması kapsamına sadece İsviçre ve AB üyesi ülke vatandaşları girmektedir.

    “B Oturumu”: Yıllık oturma ve çalışma izni

    “L Oturumu”nda olduğu gibi kısa süreyle sınırlı bir iş anlaşması değil, bir firmanın ve İsviçre iş pazarının genel ihtiyaçları göz önünde bulundurularak ya da aile birleşimi ve iltica başvurusunun kabulü nedeniyle verilen olağan oturma ve çalışma izni, “B Oturumu” olarak adlandırılıyor. Kural olarak ilk verildiği tarihten itibaren bir yıl süreyle geçerli olan “B Oturumu”nun her yıl yenilenmesi gerekiyor. Uygulamada, toplumsal huzuru bozan bir suç işlemek ya da çalışmadan sürekli sosyal yardım almak gibi durumlar dışında, bu çalışma ve oturma izni kantonlarca her yıl uzatılıyor. AB ve EFTA üyesi ülke yurttaşlarına verilen “B Oturumu”nun, bir yıl değil beş yıl süreyle geçerli olması ise yeni uygulamalar arasında yer alıyor.

    “B Oturumu”na sahip göçmenler, aile birleşimi hakkına sahip olmakla birlikte, bu konudaki karar yetkisi, kişinin durumunu özel olarak değerlendiren kantonlara bırakılmış durum


    Lütfen gizli icerikleri görebilmeniz icin soldaki Tesekkür butonunu kullaniniz. Tesekkür butonunu kullandiginiz halede Linkler acilmiyor ise asagidaki nedenlerden kaynaklanabilir!

    Neden 1
    Neden 2


    Neden 3
    Neden 4
    AlıntıAlıntı

  8. #48
    Vip Member Batu55 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2007
    Mesajlar
    5.946
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    12.122 Toplam

    Standart Cevap: Avrupa'da Yasayan Gurbetciler Icin Hukuk Kösesi !!!

    İsvicre’de Oturma Müsadeleri (2)



    “C Oturumu”: Süresiz oturma ve çalışma izni

    AB ve EFTA ülkeleriyle ABD ve Kanada yurttaşları beş yıl, diğer ülkelerden gelen göçmenler ise on yıl “B Oturumu” ile İsviçre’de yaşamaları halinde “C Oturumu”na sahip oluyorlar. Süresiz oturum olarak da adlandırılan, bu oturma ve çalışma izni, göçmenlere “B Oturumu”na kıyasla önemli avantajlar sağlıyor.

    Bu oturumun her yıl uzatılma zorunluluğu ortadan kalktığı gibi, işyeri ve işkolu değiştirme gibi iş pazarını ilgilendiren tüm noktalarla vergilendirmede İsviçre yurttaşlarıyla eşit haklardan yararlanılıyor. Genel olarak İsviçre yurttaşlığına geçişin de ön adımı olarak değerlendirilen “C Oturumu”, aile birleşimini de mümkün kılıyor.

    “G Oturumu”: Sınırdaki yerleşim birimlerinden gelen işgücü

    İsviçre’ye sınır yerleşim birimlerinde yaşayanlar, bir işyeriyle anlaşmaları halinde, sınırlı haklara sahip “G Oturumu” düzenlemesiyle çalışma hayatına katılabiliyorlar. Sınır işçileri olarak da adlandırılan, “G Oturumu” sahibi yabancılar, sadece bu çalışma iznini veren kanton sınırları içindeki işyerlerinde çalışabiliyorlar ve işyeri ya da işkolu değiştirme de ancak izne tabi olarak mümkün olabiliyor. İlk verildiği tarihten itibaren bir yıl süreyle geçerli olan bu izinle İsviçre’de çalışan yabancılar, haftada en az bir kez İsviçre’den çıkış yapmakla da yükümlüler. “G Oturumu”, ancak, İsviçre’de çalışır durumda olmanın kanıtlanmasıyla yenilenebiliyor.

    Diğer oturma ve çalışma izinleri: “N” ve “F”

    İsviçre’de, yukarıda sayılan dört oturma ve çalışma izin kategorisinin yanında, iltica başvurusunda bulunanları kapsayan özel uygulamalar da var.

    Aslında, eğer bir iltica başvurusu yetkili makamlar tarafından kabul edilmişse, bu durumda yetkili kanton ilgili kişiye “B Oturumu” veriyor. Bu durumda, “C Oturumu”nu daha kısa sürede almak dışında, genel kurallar onlar için de geçerli oluyor.

    Özel uygulamalar ise, iltica başvurusunda bulunup da henüz işlemleri tamamlanmış ya da iltica başvuruları kabul edilmemekle birlikte, ülkelerine geri gönderilmelerinde sakınca görülen kişilerle ilgili. Birinci durumda, çok sınırlı hakların söz konusu olduğu “N Oturumu”, ikinci durumda ise, “F Oturumu” veriliyor. Her ikisi de geçici olmakla birlikte, “N Oturumu”nun süresi sığınma başvurusunun kesin reddiyle sona ererken, “F Oturumu”, iş pazarının ihtiyaçları ve kişiye özel özellikler gibi kriterlerin kantonlarca dikkate alınmasıyla “B Oturumu”na dönüşebiliyor.

    Korunmaya muhtaç olanlar kimliği (S-tipi oturma izni)

    Bu tür kimlik; korunmaya muhtaç olduğu kabul edilen ve ülke içinde geçici ikâmet etmesine müsade edilen yabancılara verilmekte olup, İsviçre’den çıkış veya ülkeye giriş hakkı vermemektedir. Bir işe giriş veya iş değiştirme önceden alınması gereken izne tabidir. Bir iş başvurusu yapıldığında S-tipi oturma iznini işverene gösterme zorunluluğu vardır.

    Oturma izinlerinin geçerliliğini kaybetmesi:

    Yıllık oturma izninin (B-tipi oturma izni) geçerliliğini kaybetmesi:

    -İsviçre’nin kesin olarak terk edileceğinin yetkili makama (Einwohnerkontrolle) bildirilmesi (Abmeldung),

    -Süresi biten oturma izninin zamanında uzattırılmaması veya uzatılmaması,

    -Yabancıların ikâmetiyle ilgili yetkili makamın (Einwohnerkontrolle,

    Fremdenpolizei, vb.) İsviçre’de fiili ikâmet edilmediği, yani bir bildirimde bulunmaksızın İsviçre dışında ikâmet edildiği kanısına varması.

    Yerleşme hakkının (C-tipi oturma izni) sona ermesi

    -İsviçre’nin kesin olarak terk edileceğinin yetkili makama (Einwohnerkontrolle) bildirilmesi,

    -6 aydan fazla süre ile İsviçre dışında kalınması. (Ancak, önceden müracaat etmek suretiyle bu sürenin iki yıla kadar uzatılmasını talep etmek mümkündür.)


    Lütfen gizli icerikleri görebilmeniz icin soldaki Tesekkür butonunu kullaniniz. Tesekkür butonunu kullandiginiz halede Linkler acilmiyor ise asagidaki nedenlerden kaynaklanabilir!

    Neden 1
    Neden 2


    Neden 3
    Neden 4
    AlıntıAlıntı

  9. #49
    Vip Member Batu55 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2007
    Mesajlar
    5.946
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    12.122 Toplam

    Standart Cevap: Avrupa'da Yasayan Gurbetciler Icin Hukuk Kösesi !!!

    Dil Bilgisi ve Aile Birlesimi

    Bilindiği gibi Ağustos 2007’de ‘İkamet Yasası’ ile ilgili yapılan köklü reformlar, Almanya’daki eşinin yanına yerleşmek isteyen 18 yaşını doldurmuş yabancılara, henüz vize talebinde bulunurken kendi ülkesinde basit düzeyde Almanca bilgisine sahip olduğunu kanıtlama zorunluluğu getirmektedir. Bu düzenlemeyle, Almanya’ya gelecek olan bu kişilerin en azından basit bir şekilde de olsa Almanca dilinde iletişim kurarak toplumsal hayata katılmalarının sağlanması amaçlanmaktadır. Bu yöntemle sonradan aile birleşimi yapan eşlere entegrasyon kurslarının başlangıç döneminde ve böylece Alman toplumuna uyum sağlamalarında kolaylık sağlanmış olacak ve Almanya’daki yaşamlarına daha iyi şartlarla başlama imkanı verilmiş olacaktır.

    Basit Almanca bilgilerinden “Diller İçin Ortak Avrupa Referans Çerçevesinde A1 Yeterlilik Seviyesi“ndeki Almanca dil bilgileri anlaşılmaktadır. Buna alışagelmiş, günlük terimleri ve basit cümleleri anlama ve kullanma dahildir (örneğin; yolu sormak, alışveriş yapmak v.s.).

    Dil bilgisini giriş yapmadan önce genelde eşlerin sonradan gelmesi için Alman elçiliğinde ya da başkonsolosluğunda vize için başvuruda bulunduğunuzda ispat etmeniz gerekir. Bunun için dilekçe belgelerine Goethe Enstitüsü’nün dil sınavı A1 “Start Deutsch 1” (Başlangıç Almanca 1)’e ilişkin sertifikasını eklemeniz gerekir. Goethe Enstitüleri yurtdışında Alman kültür enstitüleridir. Bu enstitüler dil eğitimi ve dil sınavları sunmaktadırlar. “Start Deutsch 1” dil sınavı Goethe Enstitüsü’nde yapılabilir. Dil sınavı, bir sınav lisansı alan tarafından ya da Goethe Enstitüsü’nün diğer bir işbirliği enstitüsünde de yapılabilir.

    Henüz “Start Deutsch 1” dil sınavları sunulmayan ülkelerde, elçilikler ya da başkonsolosluklar vize işleminde basit Almanca dil bilgisine sahip olup olmadığınızı tespit ederler. İstisnai durumlarda diğer dil belgeleri de “Start Deutsch 1” dil sınavına denk olmaları durumunda ispat olarak yeterli olabilirler. Şahsen elçiliğe ya da başkonsolosluğa başvurduğunuzda sizden talep edilen basit Almanca dil bilgisine hiç şüphesiz sahip olduğunuz anlaşılırsa, özel bir ispat gerekli değildir. Basit Almanca dil bilgisini nasıl ispat etmeniz gerektiği konusundaki bilgileri Alman elçiliklerinin ve başkonsolosluklarının vize bölümlerinin websitelerinde de bulabilirsiniz. Bunlar hususi durumlarda vize başvurusunda danışmanlık hizmeti sunmaktadırlar. Vize başvurusu sırasında Almanca bilgisi Goethe Enstitüsü’nün verdiği A1 “Start Deutsch 1” (Temel Almanca) sertifikası ile belgelenmelidir. Dil kursu sınav tarihleri hakkında Goethe Enstitü’lerinin aşağıda belirtili internet sayfalarından edinilebilir ( HYPERLINK “[Değerli Ziyaretci, linki görmeniz icin bu mesaja cevap yazmanız gerekiyorÜye olmak icin burayı tıklayınız] [Değerli Ziyaretci, linki görmeniz icin bu mesaja cevap yazmanız gerekiyorÜye olmak icin burayı tıklayınız] , HYPERLINK “[Değerli Ziyaretci, linki görmeniz icin bu mesaja cevap yazmanız gerekiyorÜye olmak icin burayı tıklayınız] [Değerli Ziyaretci, linki görmeniz icin bu mesaja cevap yazmanız gerekiyorÜye olmak icin burayı tıklayınız] , HYPERLINK “[Değerli Ziyaretci, linki görmeniz icin bu mesaja cevap yazmanız gerekiyorÜye olmak icin burayı tıklayınız] [Değerli Ziyaretci, linki görmeniz icin bu mesaja cevap yazmanız gerekiyorÜye olmak icin burayı tıklayınız]).

    Dil bilgisini gerektirmeyen istisnalar var mı? Evet. Mülteci statüsüne sahip kişiler, Avrupa Birliği vatandaşları ve Almanya’ya daha önce de vizesiz giriş yapabilen yabancıların eşleri için bazı istisnalar geçerlidir. Alman vatandaşı olan bir eşle yapılan aile birleşiminde de belirli şartlar altında kendi geçimi sağlama şartı aranabilir. Aşağıdaki durumlardan biri isabet ediyorsa, Almanca dil bilgisini kanıtlamanız gerekli değildir.
    * Siz ya da eşiniz Avrupa Birliği’ne üye olan bir devletin vatandaşısınız (Almanya hariç),
    * Siz bedensel, zihinsel ya da ruhsal bir hastalıktan ya da özürden dolayı Almanca dilinde basit bilgileri kanıtlayacak durumda değilsiniz,
    * Siz üniversite mezunusunuz ya da buna denk bir kalifikasyona sahipsiniz ya da istisnai olarak başka nedenlerden dolayı belli şekilde az bir entegrasyon gereksiniminiz varsa,
    * Siz sürekli Almanya’da kalmak istemiyorsanız, Eşiniz aşağıdaki kişiler için oturum iznine sahip ise:
    * yüksek kalifiyeli kişi (Oturum Yasası md. 19),
    * araştırmacı (Oturum Yasası md. 20),
    * şirket kurucusu (Oturum Yasası md. 21),
    * iltica hakkına sahip kişi (Oturum Yasası md. 25, fıkra 1 ya da md. 26, fıkra 3), kabul edilmiş mülteci (Oturum Yasası md. 25, fıkra 2 ya da md. 26, fıkra 3), diğer AB devletlerinden sürekli oturum hakkına sahip kişiyse (Oturum Yasası md. 38a)
    * Eşiniz Avustralya, İsrail, Japonya, Kanada, Kore Cumhuriyeti, Yeni Zelanda ya da Amerika Birleşik Devletleri vatandaşı ise.


    Lütfen gizli icerikleri görebilmeniz icin soldaki Tesekkür butonunu kullaniniz. Tesekkür butonunu kullandiginiz halede Linkler acilmiyor ise asagidaki nedenlerden kaynaklanabilir!

    Neden 1
    Neden 2


    Neden 3
    Neden 4
    AlıntıAlıntı

  10. #50
    Vip Member Batu55 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2007
    Mesajlar
    5.946
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    12.122 Toplam

    Standart Cevap: Avrupa'da Yasayan Gurbetciler Icin Hukuk Kösesi !!!

    Almanya’da Issizlerin Tatil Hakki

    Bilindiği gibi Almanya’da 1995 tarhinden itibaren işsizlikle daha iyi mücadele etmek için mevcut yasalarda birçok değişiklik yapılmıştır. Bu düzenlemelerden birisi ise işsizlik yardım parasının sosyal yardımla birleştirilmesidir. Bu düzenlemeye göre Almanya’da işsiz olan birisinin, heran iş piyasasına kazandırılması öngörülmekedir. Yani Hartz IV reformları kapsamında İşsizlik Parası II (ALG II) alanların iş imkanlarını ve iş eğitimi programlarını takip edebilmeleri için prensipte her zaman ulaşılabilir olmaları gerekiyor.

    Ancak Federal İş Ajansı’nın (Arbeitsagentur) yönetmeliğine uymaları halinde uzun süreli işsizlerin de en az üç hafta süreyle tatil yapma hakları bulunmaktadır. Ancak pek çok kişinin zannettiğinin aksine bu yardımı alanların yılda üç hafta süreyle ikamet ettikleri yeri ülke içinde ya da dışında olabilecek şekilde terk etme, yani tatil yapma hakları bulunuyor. Federal İş Ajansı’nın Ulaşılabilirliği Düzenleme Yönetmeliği’ne (EAO) göre aradığı en önemli şart, işsiz olanların bağlı olduğu İş Ajansı ya da Çalışma Bölgesi’ne (Arge) yapacakları tatilin süresini bildirilmeleri gerekmektedir. EAO’ya göre tatil süresi üç haftayı geçecek olanların, bunu daha önce bildirmeleri şartıyla izinlerini uzatma hakkı da bulunuyor. Fakat bu durumda uzun süreli işsiz sadece üç haftalık tatil süresince ALG II yardımı alabiliyor. Bunu geçen süreyi ise parasız izin olarak kullanması gerekiyor. Altı haftadan uzun tatil yapacaklar ise ilk üç hafta için herhangi bir ödeme alamıyor.

    İşsiz kişinin en çok dikkat etmesi gereken husus gidiş ve gelişini bildirmeye riayet etmesi. Çünkü geri geldiğini danışmanına bildirmeyen işsizin aldığı ALG II yardımı takip eden üç ay için yüzde 20 azaltılabiliyor. Ayrıca İş Ajansı’nın habersiz yapılan tatil süresince ödediği yardımı geri isteme hakkı bulunuyor ve hatta bazı durumlarda İş ajansı tatil için gerekli izni vermeyebilir.

    İşsiz kişinin daha önceden bildirdiği üç haftalık izni sonradan uzatması ise ancak istisnai durumlarda söz konusu olabiliyor. Buna göre İş Ajansı olası bir grev ya da trafik kazası durumunda gecikmesi muhtemel olan işsizin iznini uzatabiliyor. Ancak izin yapılan yerde hastalanmak mazeret sayılmıyor ve sadece evine kendi imkanlarıyla dönmesi ya da getirilmesi mümkün olmayan hasta işsize, ALG II yardımı ödenmeye devam ediliyor. Dolayısıyla tatil yaptığı beldede hastalanan işsizin gerçekten hasta olduğunu raporla belgelemesi gerekiyor. Federal İş Ajansı’nın EAO yönetmeliğine göre getirilecek raporun geçerli sayılabilmesi için tam teşekküllü bir hastaneden olması, işsizlik yardımı alan kişinin yararına sayılıyor. Yani mahalli hekimden alınacak sıradan bir hastalık raporu işsizlik danışmanı nezdinde her zaman kabul görmeyebiliyor.

    Tekrar vurgulamakta yarar var, İşsizlik Ajansı’nın işsiz kişiye tatil izni vermek zorunda değildir. Eğer işsizin danışmanı muhtemel bir 1 Euro’luk ya da sezonluk iş imkanı bulmuşsa, tatil için verilen dilekçesini reddetme hakkına sahip bulunuyor.

    İş Ajansının görevli danışmanıyla gerekli izinleri kararlaştırdıktan sonra müsade edilen tatilin dönüşünde mutlaka döndüğünüzü bildirmeniz gerekmektedir. Aksi takdirde size verilen yardımdan üç aya kadar varan kesintiler yapılabilir. Meldepflicht (Bidirme yükümlülüğü) esas alındığında, çalışabilir olduğunuz ilk gün itibariyle şahsen gelme yükümlülüğünüz vardır. Bir itiraz durumunda da veya bir dava durumunda da bu bildirme yükümlülüğü, ödemeyi talep ettiğiniz zaman için de geçerlidir. Eğer gerekçeli bir durumunuz olursa, bunu hemen kuruma haber verip, sebep gösteriniz gerekmektedir.

    Kısaca özetlersek: ALG 2 yardımı alan birisi önceden bildirmek süretiyle senede an az 3 hafta tatil yapabilir. Daha fazla süreler için ödeme yapılmadan yani bu süre içerisinden herhangi bir yardım almadan ek günler talep edilebilir.


    Lütfen gizli icerikleri görebilmeniz icin soldaki Tesekkür butonunu kullaniniz. Tesekkür butonunu kullandiginiz halede Linkler acilmiyor ise asagidaki nedenlerden kaynaklanabilir!

    Neden 1
    Neden 2


    Neden 3
    Neden 4
    AlıntıAlıntı

 

 
5. sayfa - 6 sayfa var BirinciBirinci 123456 SonuncuSonuncu

Benzer Konular

  1. Kokoreç Almanya'da...
    Von asemo im Forum Haberler
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 21.10.2009, 17:40
  2. Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 16.07.2009, 21:10
  3. Almanya'da Yoksulluk Gercegi
    Von Batu55 im Forum Haberler
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 20.05.2009, 23:50
  4. Gurbetciler Sinirdan Sorunsuz Gececek
    Von Batu55 im Forum Türkiye Yolu
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 20.05.2009, 19:52
  5. Almanya'da Löw kanunları
    Von metin88 im Forum Futbol
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 30.03.2008, 19:18

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  

Page generated in 1.714.968.634.94076 seconds with 22 queries Sayfa Boyutu (326303)