turk-dreamworld.com Sitesine Hoşgeldiniz.


1. sayfa - 6 sayfa var 12345 ... SonuncuSonuncu
60 sonuçtan 1 ile 10 arası
  1. #1
    Vip Member Batu55 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2007
    Mesajlar
    5.946
    Total 'Thanks' Received by This User :
    4 Bu Konu icin
    12.117 Toplam

    Lightbulb Avrupa'da Yasayan Gurbetciler Icin Hukuk Kösesi !!!

    Almanya’da Calisma Müsaadesi

    Almanya’da işe başlamak için önce İşçi Bulma Kurumu’na (Agentur für Arbeit), çalışma izni (Arbeitsgenehmigung) için başvurmanız gerekir. Herhangi bir iş yerinde meslek öğrenmeniz için de çalışma iznine sahip olmanız gerekir. Çalışma izni olmadan işe başlarsanız, “kaçak işçi” (yasal olmayan) durumuna düşersiniz. Bu sigortasız çalışma anlamına gelir ve vergi kaçakçılığına girer ki Alman yasalarına göre bu suçtur. Ayrıca ilticaya başvuranlar, ilk yıl içinde çalışamaz ve para kazanamazlar. Bundan dolayı ilticacılara verilen oturma izin belgelerinde, “Erwerbstätigkeit nicht gestattet” mühürü vardır. Çalışma izni iki çeşittir: 1. çalışma hakkı, 2. çalışma müsaadesi. Çalışma müsaadesi çalıştığınız yerin İşçi Bulma Kurumu’ndan, çalışma hakkı ise oturduğunuz yerin İşçi Bulma Kurumu’ndan alınır.

    1. Arbeitsberechtigung (çalışma hakkı) ile Almanya’nın her bölgesinde çalışabilirsiniz. Bu hakkı alabilmeniz için “oturma müsaadesi”ne (Aufenthaltserlaubnis) veya “Oturma hakkı” (Aufent-haltsbefugnis) iznine sahip olmalısınız. Ayrıca bu hakkı alabilmek için Anayasa’da belirtilen aşağıda yazılı şartları da yerine getirmeniz gerekir:
    - Almanya’ya 18 yaşını doldurmadan gelmiş, burada bir okul veya meslek öğrenimi yapmış veya böyle bir okula başlamış olmanız;
    - En az 5 yıl bir iş yerinde sigortalı olarak çalışmış olmanız;
    - Almanya’da aralıksız 6 yıl ikamet etmiş olmanız.

    2. Oturma müsaadeli (Aufenthaltsgestattung) veya müsamalı (Duldung) ilticacılar için süreli çalışma müsaadesi söz konusudur. Bağlı olduğunuz Arbeitsamt (Agentur für Arbeit) tarafından sınırlı bir şekilde belli firmalar, meslekler ve şubeler için verilir. İş alabilmeniz Arbeitsamt’ın o günkü iş koşullarına ve en önemli şartta sizin oturma sürenizin ne kadar oduğuna bağlıdır. Örneğin; bir ay gibi oturma müsadeniz varsa, çalışma müsaadesi için başvurmuşsanız, çalışma izni alamazsınız. Oturum statüsü üç aylık “Müsama” (Duldung) olan birisine çalışma izni veriliyor, ama bu üç aylık oturumla da iş bulmak zor oluyor.

    İstisna olarak “küçük iltica” (kleines Asyl) diye adlandırılan hakka sahip iseniz (sınırdışı edilmekten muaf § 51, Abs. 1, AuslG), Almanya içinde dolaşma kimliği ve oturum hakkı ile birlikte, çalışma hakkı (Arbeitsberechtigung, §2, Abs. 1.3 ArGV) alabilirsiniz.

    Alman vatandaşları, göçmen Almanlar, Avrupa Ekonomi Birliği’ne ait ülkelerden gelenler ve ilticası kabul edilmiş süresiz oturumu veya oturma hakkı olanların, çalışma izni almalarına gerek yoktur. Bunlardan başka şu kişilerin de çalışma iznine ihtiyaçları yoktur.
    Gönüllü sosyal yıl (FSJ) veya gönüllü ekolojik yıla (FÖJ) katılım veya Avrupa ülkelerinin buna benzer herhangi bir programına başvuran yabancılar için çalışma izni gerekmez. Bu kuruluşlara başvurabilmeniz için 16-27 yaşları arasında olmanız gerekir. Çalışacağınız işyerinin bulunduğu yerin İşçi Bulma Kurumu’ndan sarı renkte çalışma iznine başvuru formu ve bir de işveren için ekform almalısınız. Başvuru formunu mutlaka işverenle birlikte doldurunuz. Arbeitsamt başvurunuzu inceledikten sonra, iş verenin yasalara uygun olarak mı bu işi size verdiğini, alacağınız ücreti araştırır. Aynı zamanda bu iş yerine Almanların ve AB-ülkelerinden gelenlerin, Alman göçmenlerin veya ilticası kabul edilmiş ilticacıların öncelik sıralamasında olduğunu gözönünde bulundurarak size 4 veya 6 hafta içinde işe alınıp alınamayacağınıza dair verdiği kararı bildirir. Eğer geçici çalışma müsaadesi (befristete Arbeitserlaubnis) aldıysanız, çalışma müsaadeniz bitmeden, 4 hafta önce İş Bulma Kurumu’na uzatma başvurusunda bulunmalısınız. Çalıştığınız işyerini veya işvereninizi değiştirdiğiniz takdirde de yeniden İşçi Bulma Kurumu’na çalışma müsaadesi için başvurmalısınız. YEK-KOM Beratungsstelle

    Graf Adolf Str. 70a, 40210 Dusseldorf
    [Değerli Ziyaretci, linki görmeniz icin bu mesaja cevap yazmanız gerekiyorÜye olmak icin burayı tıklayınız]
    Tel: 0211 830 29 25


    Lütfen gizli icerikleri görebilmeniz icin soldaki Tesekkür butonunu kullaniniz. Tesekkür butonunu kullandiginiz halede Linkler acilmiyor ise asagidaki nedenlerden kaynaklanabilir!

    Neden 1
    Neden 2


    Neden 3
    Neden 4
    AlıntıAlıntı

  2. Teşekkür edenler:

    Aysegul Ozarslan (5.03.2016) , raoran (1.03.2015) , bluecross (17.08.2014) , subutnik (21.08.2013)

  3. #2
    Vip Member Batu55 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2007
    Mesajlar
    5.946
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    12.117 Toplam

    Standart Cevap: Avrupada Yasayan Gurbetciler Icin Hukuk Kösesi !!!

    Almanya’da Oturum Hakki

    01.01.2005 tarihinden itibaren Almanya’da yaşayan yabancılara iki türlü oturum hakkı verilmektedir

    1) Oturma izni (Aufenthaltserlaubnis)

    (a) Oturma izni, süreli bir ikamet izni türüdür. Oturma izni, bundan sonraki maddelerde belirtilen ikamet amaçları için verilir. Bu izin, gerekçeli münferit vakalarda, bu Kanun’un öngörmediği ikamet amaçları için de verilebilir.

    (b) Oturma izni, ikametin amacı dikkate alınmak suretiyle süreli verilir. Oturma izninin süresi; bu iznin verilmesi, uzatılması veya geçerlilik süresinin belirlenmesinde esas alınan bir şartın ortadan kalkması halinde sonradan da kısaltılabilir.

    Oturma İzni Süresinin Uzatılması

    (1) Oturma izni süresinin uzatılmasında, bu iznin verilmesi ile ilgili hükümler aynen uygulanır.

    (2) İkametin, amacına göre münhasıran geçici olması nedeniyle iznin verilmesinde veya son kez uzatılmasında yetkili dairenin, uzatmayı ihtimal dışı bırakmış olması halinde oturma izni kaideten uzatılmayabilir.

    (3) Yabancının, 44a maddesinin 1. fıkrası 1. cümlesinin 1. bendine göre bir uyum kursuna düzenli olarak katılma yükümlülüğünü ihlal etmesi halinde bu durum, oturma izninin uzatılmasına ilişkin karar verilirken dikkate alınır.

    Oturma izni verilmesine ilişkin hak sahipliğinin mevcut olmaması halinde oturma izninin uzatılması reddedilebilir. 1. ve 2. cümle hükümlerine göre karar verilirken yasal ikametin süresi, yabancının Federal Almanya’ya olan korunmaya değer bağları ile yabancının Federal Almanya’da yasal olarak yaşayan aile fertleri için ortaya çıkacak sonuçlar dikkate alınır.

    2) Yerleşme İzni (Niderlassungserlaubnis)

    (a) Yerleşme izni, süresiz bir ikamet izni türüdür. Bu izin, bir işte çalışma hakkı tanır; zaman ve yer itibarıyla sınırlanamaz ve tâli bir hükme bağlanamaz. 47. madde hükmü saklıdır.

    (b) Bir yabancıya;

    - 5 yıldan beri oturma izni sahibi olması,

    - Geçimini güvence altına almış olması,

    - Yasal Emeklilik Sigortası’na en az 60 ay zorunlu veya istege bağlı sigorta primi ödemiş olması veya benzeri yardımlara hak kazanmak üzere bir sigorta veya sosyal bakım kuruluşuna ya da bir sigorta şirketine ödeme yapmış olduğunu kanıtlaması (Çocuk yetiştirilmesi veya evde bakım hizmeti nedeniyle çalışılamayan süreler hesaplamada dikkate alınır.),

    -Son 3 yıl içerisinde kasten işlediği bir suç nedeniyle en az 6 aylık bir gençlik veya hapis cezasına ya da en az 180 günlük hapis cezası karşılığı para cezasına çarptırılmamış olması,

    - İşçi olması halinde çalışmasına izin verilmiş olması,

    - Kazanç sağlayıcı bağımsız bir işi devamlı yapabilmesine ilişkin gerekli diger izinlere sahip olması,

    - Yeterli derecede Almanca bilgisine sahip olması,

    - F. Almanya’nın hukuk ve toplumsal düzeni ile hayat şartları hakkında temel bilgilere sahip olması,

    - Kendisi ve birlikte yaşadığı aile fertleri için yeterli büyüklükte bir konutu olması hallerinde yerleşme izni verilir.

    Yukarıda belirtilen şartların yerine getirildiği, bir uyum kursunun başarıyla tamamlanması halinde kanıtlanır. Yabancının bedensel, zihinsel veya ruhsal bir hastalık ya da özürlülük hali nedeniyle yükümlülüğünü yerine getirememesi halinde bu koşullardan muhaf tutulur. Bir mağduriyet halinin önlenmesi amacıyla igili maddede yer alan şartlardan vazgeçilebilir. Ayrıca, yabancının basit tarzda sözlü olarak Alman dilinde anlaşabilmesi ve 44. maddenin 3. fıkrasının 2. bendine göre bir uyum kursuna katılma hakkının olmaması veya 44a maddesinin 2. fıkrasının 3. bendine göre bir uyum kursuna katılma yükümlülügünün bulunmaması halinde sözkonusu olan zorunlu şartlardan muhaf tutulur.

    (c) Evlilik birliği içersinde yaşayan eşlerde, sözü edilen şartların eşlerden biri tarafından yerine getirilmiş olması, yeterli sayılır. Yabancının, devletçe tanınmış bir okul veya mesleki eğitim diploması almasına olanak veren bir eğitimde bulunması halinde ilgili maddelerden muhaf tutulur. Buna göre, 26. maddenin 4. fıkrasında belirtilen haller için de uygulanır.

    (d) 2. fıkranın 1. cümlesinin 4. bendinde yer alan süre, suç işlemiş yabancılarda cezaevinden tahliye tarihi ile başlar. Yerleşme izni verilmesi için gerekli olan oturma izni sahipliği sürelerinin hesaplanmasında aşağıda belirtilen süreler dikkate alınır:

    1. Yabancının F. Almanya’yı terk ettiği tarihte yerleşme izni sahibi olması halinde F. Almanya dışında ikamet ettiği ve yerleşme izninin hükmünü kaybetmesine neden olan ikamet süreleri tenzil edilmek suretiyle ülkeyi terk etme tarihinden önceki oturma izni veya yerleşme izni süreleri (bu durumda en fazla 4 yıllık süre dikkate alınır.)

    2. Oturma izninin hükmünü kaybetmesine neden olmayan F. Almanya dışındaki her ikamet için en fazla 6 aylık süre kabul edilir.

    YEK-KOM Beratungsstelle, Graf Adolf Str. 70a 40210 Dusseldorf

    [Değerli Ziyaretci, linki görmeniz icin bu mesaja cevap yazmanız gerekiyorÜye olmak icin burayı tıklayınız]
    Tel: 0211 830 29 25


    Lütfen gizli icerikleri görebilmeniz icin soldaki Tesekkür butonunu kullaniniz. Tesekkür butonunu kullandiginiz halede Linkler acilmiyor ise asagidaki nedenlerden kaynaklanabilir!

    Neden 1
    Neden 2


    Neden 3
    Neden 4
    AlıntıAlıntı

  4. #3
    Vip Member Batu55 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2007
    Mesajlar
    5.946
    Total 'Thanks' Received by This User :
    1 Bu Konu icin
    12.117 Toplam

    Standart Cevap: Avrupada Yasayan Gurbetciler Icin Hukuk Kösesi !!!

    Okur Sorunlari

    1990 yılından beri Almanya’da işçi oturumuyla yaşamaktayım. T.C. vatandaşı olduğumdan askerlik yapmakla yükümlü birisiyim. Sağlık sorunlarımdan dolayı askerlik yapamaz raporuma rağmen, konsolosluğa yaptığım başvurum reddedildi. Türkiye’de askeri hastane GATA’dan rapor almam şart koşulmaktadır.

    Bunu yapmadığım için Türk pasaportum uzatılmadı. Dolayısıyla yabancılar polisi de oturumumu pasaport süresi üzerinden sadece 3 ay uzattı. Aşağıdaki sorularıma cevap verip aydınlatırsanız, sevinirim. (M.Polat / Berlin)

    Soru 1: Oturumumun 3 ay verilmesi normal midir?

    Cevap: Yurtdışında yaşayıp da sağlık sorunlarından dolayı askerlik hizmetlerini yerine getiremeyenlerin, sağlık durumlarının askere elverişli olmadığını belgeleyen bilirkişi-doktor raporlarının Türkçe tercümeleriyle ilgili T.C. konsolosluklarına şahsen verilmesi gerekmektedir. Türk makamları verilen raporların yeterli olduğuna ikna olmadıkarı için yapılan başvuruyu Türkiye’deki ilgili askeri GATA hastanesine havale etmektedir. Almanya’da alınan böylesi raporların Türk makamları tarafından genelde pek dikkate alınmadığı bilinmektedir. Bunu onlara sormak gerekir. Bundan dolayı raporunuz işleme konulmadığı için doğal olarak da pasaportunuz askelikten dolayı uzatılamamaktadır. Alman Yabancılar Yasası’na göre, oturum hakkı olan bir yabancıya, sahip olduğu pasaport süresi kadar oturum izni verilir. Çünkü ilgili yasaya göre oturum almak istiyen bir kişi en az 3 ay geçerli bir pasaporta sahip olması gerkir.

    Soru 2: T.C. paralı askerlik kanunu hakkında genel bilgiler verebilir misiniz?

    Cevap: 06.07.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5380 sayılı kanunla, yabancı ülkelerde bulunan vatandaşların dövizle askerlik hizmetinden yararlanmaları ile ilgili esasların düzenlendiği, 1111 sayılı Askerlik Kanunu’nun Ek-1. maddesi değiştirilmiş ve bu kanuna geçici 39. ve geçici 40. maddeler eklenmiştir.

    1111 sayılı Kanun’un değiştirilen Ek 1. maddesine göre; oturma veya çalışma iznine sahip olarak işçi, işveren veya bir meslek ya da sanat mensubu sıfatı ile yabancı ülkelerde bulunan veya bir hizmet akdine dayanarak yabancı bandırallı gemilerde gemi adamı olarak bulunan vatandaşların, dövizli askerlik hizmetinden yararlanabilmeleri için;

    Yurt içinde geçirilen süreler hariç olmak üzere, toplam en az 3 yıl (1095 gün) süre ile fiilen yabancı ülkede çalışmaları, Dövizle askerlik hizmetinden yararlanmak üzere başvurdukları ve bu kapsamda ödemelerini ve temel askerlik eğitimlerini tamamlayıncaya kadar, yabancı ülkedeki statülerini korumaları gerekmektedir.

    38 yaş sınırı içinde (38 yaşındakiler dahil) bulunan vatandaşların; 5.112 Euro veya karşılığı kadar yönetmelikte belirtilecek yabancı ülke parasını başvuru sırasında tamamını veya en az dörtte birini (1.278 Euro) ödemeleri, Taksitle ödeme yapanların kalan ödemelerini 38 yaşını doldurdukları yılın sonuna kadar en çok 3 taksitte ödemeleri, 21 gün süreli temel askerlik eğitimlerini en geç 38 yaşını doldurdukları yılı takip eden yılın son celp dönemi olan Ekim celp döneminde yapmaları gerekmektedir.

    Her ne sebeple olursa olsun;

    38 yaşını tamamladıkları yılın sonuna kadar dövizle askerlik hizmetinden yararlanmak üzere başvurmayanlar başvurdukları hâlde döviz ödemelerini tamamlamayanlar veya yönetmelikte belirtilen süre içinde temel askerlik eğitimlerini yapmadıkları için dövizle askerlik hizmeti kapsamından çıkartılanlar, 7.668 Euro veya karşılığı kadar yönetmelikte belirtilecek yabancı ülke parasını, başvuru sırasında peşin olarak ödemeleri kaydıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanırlar. Daha önceden ödemiş oldukları dövizli askerlik bedelini, 7.668 Euro’ya tamamlarlar.

    Bu vatandaşların 21 gün süreli temel askerlik eğitimlerini başvuru işlemlerini takip eden ilk veya ikinci celp döneminde yapmaları gerekmektedir.

    Soru 3: Vicdani ret olarak bilinen askere gitmeme hakkı Türkiye’de var mı?

    Cevap: Hayır. Türkiye’de askerlik hizmeti zorunludur. Sağlık sebepleri dışında hiçbir gerekçe askerlik yapmamak için geçerli değildir. Vicdani retçi olarak bilinen çok az sayıda insanın, askerlik hizmetlerini ret ettikleri için askeri mahkemeler tarafından hapis cezalarına çarpıtıldıkları da bilinmektedir.

    YEK-KOM Beratungsstelle/
    Adres: Graf Adolf Str. 70a,40210 Düsseldorf
    [Değerli Ziyaretci, linki görmeniz icin bu mesaja cevap yazmanız gerekiyorÜye olmak icin burayı tıklayınız]
    Tel: 0211 830 29 25


    Lütfen gizli icerikleri görebilmeniz icin soldaki Tesekkür butonunu kullaniniz. Tesekkür butonunu kullandiginiz halede Linkler acilmiyor ise asagidaki nedenlerden kaynaklanabilir!

    Neden 1
    Neden 2


    Neden 3
    Neden 4
    AlıntıAlıntı

  5. Teşekkür edenler:

    bluecross (17.08.2014)

  6. #4
    Vip Member Batu55 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2007
    Mesajlar
    5.946
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    12.117 Toplam

    Standart Cevap: Avrupada Yasayan Gurbetciler Icin Hukuk Kösesi !!!

    Serbest Dolasim Hakki

    Avrupa Birliği (AB) Ülkeleri Vatandaşları ve Aile Üyeleri AB vatandaşları Avrupa Birliği ülkelerinde geniş serbest dolaşım özgürlüğüne sahiptir. Birlik Yasaları’nın dışlanmayı yasaklayıcı maddelerinin koruması altındaki AB vatandaşları bu birliğe üye diğer ülkelerin kendi vatandaşlarına uyguladıkları muamelelerle eşit tutulmak zorundadır. Ama burada istisnai durumlar vardır. AB içindeki serbest dolaşım özgürlüğü daha tam sınırsız değildir. Yabancılar yasasındaki bazı şartlar ve bazı formaliteler AB vatandaşları için de geçerlidir.

    Çalışanlar ve Kendi İşyerini Kuranlar

    Serbest dolaşım özgürlüğü, ekonomik nedenlerden dolayı bir üye ülkeden diğerine serbestçe gidebilmektir. Eğer bir AB vatandaşı bir başka üye ülkede hizmet sunmak amacıyla kendi iş yerini kurmak veya bir işverene bağlı olarak çalışmak istiyorsa, bu girişimleri Birlik Yasaları tarafından garanti altına alınmıştır. AB vatandaşları çalışma amacıyla Almanya’ya vize almadan gelebilirler. AB vatandaşlarına ve aile üyelerine yabancılar dairesi tarafından oturma izni verilir. Birlik vatandaşları oturumlarını yabancılar dairesinden onaylatmak zorunda değillerdir. Öte yandan belli bir süre içerisinde nüfus müdürlüğüne başvurmaları gereklidir. İş arandığı sürece geçinmek için (Alman) devlet yardımı alma (işsizlik parası II veya sosyal yardım) hakkı, Birlik Yasaları’na göre yoktur.

    İkamet Yasası

    AB vatandaşları herhangi bir işte çalışmak için çalışma izni almak zorunda değildir. Çalışma dairesinin onayına gerek yoktur. Sadece memurların yaptıkları mesleklerde ve burada da sadece egemenlik haklarıyla ilgili mesleklerde (örneğin polislik mesleği) özel kısıtlamalar vardır. İşverenin işe alma konusunda vereceği belge yoluyla ilgili kişi bu şartı yerine getirebilir. Yabancılar dairesi yazılı olarak yapılan başvuru yoluyla serbest dolaşım hakkına sahip kişiye (işçi veya kendi iş yerinde çalışmak isteyen) AB-oturma izni verir. Avrupa Birliği’ne yeni üye olmuş ülkelerin (Estonya, Litvanya, Letonya, Polonya, Slovenya, Slovakya, Çek Cumhuriyeti ve Macaristan) vatandaşları için Almanya’da çalışmak için belli bir süre özel şartlar geçerlidir. Almanya’da çalışmak için çalışma dairesinden izin almak gereklidir. AB çalışma müsaadesi için genel olarak üçüncü ülke vatandaşlarına uygulanan şartlar. Yeni AB ülkeleri vatandaşları AB vatandaşı olmayanlara göre öncelik avantajına sahiptir. Çalışma izniyle ilgili geçiş dönemi kuralları şimdilik 30 Nisan 2006, en geç 30 Nisan 2011 tarihine kadar geçerlidir.

    Beş yılın üzerinde sürekli ve yasal olarak Almanya’da yaşamış AB vatandaşları için dolaşım özgürlüğü konusundaki şartlardan bağımsız olarak, Almanya’da kalma olanağı vardır. Bu durum ilgili kişinin eşi veya birlikte olduğu kişi ve bakım hakkına sahip olduğu çocukları için de geçerlidir. 16 yaşın altındaki çocuklarda bu durum ancak velilerden birisinin Almanya’da ikamet etmesi durumunda geçerlidir.

    Hastalık sonucu çalışamama, kaza veyahut kendinden kaynaklanmayan işsizlik gibi durumlar ikamet hakkını etkilemez. Çalışma amaçlı statüden bağımsız olarak bir dizi kişide çalışamaz durumda olduklarından dolayı (örneğin söz konusu kişi bir iş kazası sonucu çalışamaz durumda ise) Almanya’da kalma hakkına sahiptir. Bazı meslek dallarında çalışabilmek için, mesleki beceri belgelerine sahip olmak gerekir. Avrupa Birliği bu konuda diplomaların tanınması için çalışmaktadır.

    Aile Birleştirmesi

    Almanya’da ekonomik nedenlerden dolayı bulunmakta olan Avrupa Birliği vatandaşlarının aile birleştirme işlemleri kolaylıkla yapılır. Ailelerinin yanına gelme hakkı kazanmış kişiler

    Eşler: 21 yaşına girmemiş ve aşağı yaştaki yakın akrabalar (örneğin çocuklar ve torunlar),

    21 yaşını doldurmuş fakat geçim taahhütleri olan çocuklar (ve aşağı yaştaki yakın akrabalar) ve Geçim taahhüdü verilen yukarı yaştaki yakın akrabalardır (örneğin büyük anne ve baba).

    Aile birleştirmesi hakkına üçüncü ülke vatandaşları da sahiptir. Burada AB vatandaşlarıyla olan temel fark, söz konusu olan kişilerin genelde. Almanya’ya gelmeden önce vize alma zorunluluğu vardır.

    AB’den Gelen Öğrenciler, Emekliler ve Geçim Masrafları Garantili Kişiler AB vatandaşları çalışma niyetinde olmaksızın veya ekonomik olarak bir girişimde bulunmaksızın da Almanya’da yaşayabilirler ve söz konusu bu kişilerin hakları birlik yasaları tarafından garanti altına alınmıştır. AB vatandaşları eğer emeklilik zamanlarını Almanya’da geçirmek istiyorlarsa, buna yasal olarak hakları vardır. Aynı durum emekli maaşı yerine, servetlerinden faydalanarak geçinen kişiler içinde geçerlidir. Ayrıca AB vatandaşları sorun olmadan üniversite öğrenimi için Almanya’ya gelebilirler.

    Adı geçen bu gruplar yabancılar dairesine kendileri ve birlikte gelenler için geçim ve hastalık sigortası garantileri göstermek zorundadır. Öğrencilerin geçim taahhüdü ile ilgili basit bir açıklama yapması genelde yeterlidir. Öğrenciler eşlerini ve çocuklarını beraberlerinde veya sonradan getirebilirler. Serbest dolaşım hakkına sahip diğer kişiler, ileri yaştaki (büyük anne ve baba) yakın akrabalarını getirebilirler.

    Tüm bu akrabalar için istenen şart, bakım masraflarının garantili olmasıdır. Sormak istediginiz sorularınızı bize mektupla da gönderebilirsiniz! Sorularınızın cevaplarını en kısa süre içerisinde Hukuk Köşesi’nde bulabileceksiniz!

    YEK-KOM Beratungsstelle Graf Adolf Str. 70a,40210 Düsseldorf,

    [Değerli Ziyaretci, linki görmeniz icin bu mesaja cevap yazmanız gerekiyorÜye olmak icin burayı tıklayınız]

    Tel: 0211 830 29 25


    Lütfen gizli icerikleri görebilmeniz icin soldaki Tesekkür butonunu kullaniniz. Tesekkür butonunu kullandiginiz halede Linkler acilmiyor ise asagidaki nedenlerden kaynaklanabilir!

    Neden 1
    Neden 2


    Neden 3
    Neden 4
    AlıntıAlıntı

  7. #5
    Vip Member Batu55 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2007
    Mesajlar
    5.946
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    12.117 Toplam

    Standart Cevap: Avrupada Yasyan Gurbetciler Icin Hukuk Kösesi !!!

    Alman Vatandasligi

    Basında sık sık konuşulan Alman vatandaşlığına geçme hakkında bazı önemli bilgileri özet olarak veriyoruz:

    Yabancılar Yasası gereğince Alman vatandaşlığına alınma hakkı Vatandaşlığa alınma hakkı 1 Ocak 2000 tarihinden itibaren aşağıda belirtilen önemli koşullara bağlıdır:

    * Almanya’da sekiz yıl yasal şekilde oturmuş olmak,
    * Oturma iznine ya da oturma hakkına sahip olmak,
    * Temel Yasa’yı kabul etmek,
    * Anayasaya aykırı bir faaliyette bulunmamak,
    * Genel olarak geçimini sosyal yardım veya işsizlik yardımı olmadan güvence altında bulundurmak,
    * Cezalandırlmamış olmak (hafif suçlar hariç),
    * Yeterince Almanca bilmek.

    Engelleme nedenleri

    Yasaya göre vatandaşlığa alınma hakkı, aşağıda belirtilen şartlar altında ortadan kalkar:

    Vatandaşlığa alınacak kimse yeterince Almanca bilmiyorsa, ya da mevcut kanıtlar, vatandaşlığa alınacak kimsenin özgürlükçü temel düzene karşı, federal devletin ya da bir eyaletin varlığını veya güvenliğini hedef alan ya da federal devletin veya bir eyaletin anayasal organlarının ya da üyelerinin görevlerine zarar verme amacına yönelen ya da ‘zor’ kullanmak suretiyle veya zor kullanma hazırlıkları ile Almanya Federal Cumhuriyeti’nin dış ilişkilerini tehlikeye sokan çabalara katılmakta ya da desteklemekte olduğu ya da katılmış veya desteklemiş olduğu hususunun kabulünü gerektiriyorsa.

    Ancak, vatandaşlığa alınacak kimse, ‘eskiden katıldığı ya da desteklediği bu tür çabalardan vazgeçtiğini kanıtladığı takdirde’ söz konusu hususun kabulüne gerek kalmaz.

    Madde 46 No 1 uyarınca ülkeden çıkarılma nedeni mevcutsa.

    Suçluluk halinde karar

    1) Bir suçtan dolayı mahkum edilmemiş ise:
    Çocuk mahkemeleri yasasına göre eğitim önlemleri veya eğitim vasıtaları cezasının verilmesi,
    180 günlük tarifeye kadar para cezasına mahkumiyet ve 6 aya kadar olup şartlı olarak ertelenen ve erteleme süresi bittikten sonra silinen hapis cezası. Yabancı, daha yüksek bir cezaya çarptırılmışsa, suçun dikkate alınmaması hususu her defasında ayrı ayrı kararlaştırılır.

    2) Şartlı olarak ertelenen bir yıla kadar çocuk cezasının verildiği hallerde, ceza ertelenme süresinden sonra silindiği takdirde yabancı, vatandaşlık güvencesi alır.

    3) Vatandaşlığa geçmek için başvuruda bulunan bir yabancıya karşı suç şüphesiyle soruşturma yapılıyorsa, vatandaşlığa, davanın sonuna kadar, mahkumiyet halinde yargının kesinleşmesine kadar ertelenir. Cezanın ertelenmesinde de aynı uygulama yapılır.

    Yukarıda belirtilenleri dikkate aldığımızda, “PKK ile eski ilişki”si olanların Alman vatandaşlığına geçmelerinin önünde bu artık bir engel olmayacak. Saarland Eyaletinin Eyalet Yüksek Mahkemesi, bundan sonra Alman vatandaşlığına geçmek isteyenlere “PKK ile eski ilişkilerinin” engel olunamayacağı kararını vermiştir.

    Bilindiği gibi Mahkeme söz konusu davada siyasi oturuma sahip 5 Kürt mültecinin başvurularını ele almıştı. Bunlardan 3’ünün Êzidi ve 5 yıl önce ’Ben de PKK’liyim’ kampanyasına katılmış olmaları dikkat çekicidir.

    Bugüne kadar bu ve buna benzer davalarda olumlu mahkeme kararları bulunmaktadır. Mesela:

    Karar 1: OVG des Saarlandes, Az 1 R 1/06, 1 R 2/06, 1 R 5/06, 1 Q 4/06 und 1 Q 3/06
    Karar 2: VG des Saarlandes, Az: 12K80/04

    Karar 3: VG Düsseldorf, Az : 8K9264/03

    Yukarıda verilen dosyaların içeriklerini isteyenler, avukatları vasıtasıyla adı geçen mahkemelerden temin edebilirler.

    YEK-KOM Beratungsstelle, Graf Adolf Str. 70a,
    40210 Düsseldorf
    [Değerli Ziyaretci, linki görmeniz icin bu mesaja cevap yazmanız gerekiyorÜye olmak icin burayı tıklayınız]
    Tel: 0211 830 29 25


    Lütfen gizli icerikleri görebilmeniz icin soldaki Tesekkür butonunu kullaniniz. Tesekkür butonunu kullandiginiz halede Linkler acilmiyor ise asagidaki nedenlerden kaynaklanabilir!

    Neden 1
    Neden 2


    Neden 3
    Neden 4
    AlıntıAlıntı

  8. #6
    Vip Member Batu55 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2007
    Mesajlar
    5.946
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    12.117 Toplam

    Standart Cevap: Avrupada Yasayan Gurbetciler Icin Hukuk Kösesi !!!

    Aile Hukuku

    Almanya’da uzun yıllardan beri farklı milliyetlerden olan kişiler yaşamaktadır. Doğal olarak bu insaların da kendi aralarında sorunlar yaşanmaktadır. Bunlardan birisi de boşanmadır. Başka bir ülkenin yasaları çerçevesinde evliliğini tasfiye etmiş yabancı uyruklu bir çift, eğer boşanmayı düşünüyorsa, bunu Alman mahkemeleri önünde de gerçekleştirebilir. Nafaka, bakım, mal paylaşımı, nüfus genelde evliliğin gerçekleştirildiği ülkenin kanununa göre uyarlanır. Örneğin evlilik Türk makamları önünde gercekleştirilmişse, boşanma ve boşanma sonucu doğan sorunların düzenlenmesi Türk Boşanma Kanunu’na göre gerçekleşir. Türk Boşanma Kanunu değişik nafaka düzenlemesine sahip olduğu gibi emeklilik hakkının paylaşımını boşanma aşamasında bir ön anlaşmaya (Versorgungsausgleich) getirilmesini öngörmüyor, yani her çift, kendi emeklilik hakkını elinde tutuyor. Buna rağmen bu işlemi Alman Hukuku’na göre gerçekleştirme imkanı da var. Bu ev kadınları tarafından önemle dikkate alınması gereken bir husustur.

    Ayrılık / Boşanma

    Türk aile hukukuna göre boşanmak için bir dönem ayrı yaşama zorunluluğu var mıdır?

    Hayır. Evlilik en az bir yıl sürmüşse, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin, diğerinin davasını kabul etmesi halinde (anlaşmalı boşanma), evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Mahkeme, boşanmanın mali sonuçları ve çocukların durumu hususunda tarafların düzenlemesini uygun bulduktan sonra tarafları boşar.

    Anlaşmalı boşanmanın yanında hangi sebeplerle boşanmak mümkündür? Türk Medeni Kanunu boşanma gerekçeleri: Zina, cana kast, kötü muameleler, cürüm ve haysiyetsizlik, terk, akıl hastalığı ve evlilik birliğinin sarsılması veya müşterek hayatın yeniden kurulamaması olarak gösterilebilir.

    Hakimin bu konuda uyması gereken kurallar nelerdir?

    Hakim, boşanma veya ayrılık sebebi olarak gösterilen olayların varlığına yürekten inanmadıkça, bunları ispatlanmış sayamaz. Ayrıca Hakim, delilleri serbestçe değerlendirir.

    Ayrılığa ne zaman karar verilir?

    - Türk aile hukuku boşanmanın yanında ayrılık davasını da öngörmektedir. Yani mahkemeye başvuran sadece ayrılık hükmünü dilediği zaman.

    - Hakim, boşanma davasında yukarıda saymış olduğum boşanma gerekçeleri ile ikna olamamış olup tarafların barışma ihtimali olduğuna kanaat getirirse, ayrılığa karar verir.

    Sadece ayrılma davasının ne anlamı olabilir?

    - Şahıs hatalı davranışlar durumunda hemen boşanmayı gözönüne alamayabilir; daha henüz kararlı da olmayabilir. Yukarıda sayılan boşanma gerekçelerinin ilk ikisinde kanun bu hatalı davranışların boşanma gerekçesi olarak kullanılabilinmesi için sınırlı bir zaman ön görmektedir. Davaya hakkı olan kadın veya erkeğin boşanma gerekçesinden haberi olduğu tarihten itibaren altı ay ve olayın yaşandığı tarihten itibaren beş yıl geçmesiyle, boşanma davası için gerekçe olarak gösterilemez. Hatalı davranış af edilmiş sayılır. Af halinde boşanma davası için hatalı davranış kullanılamaz. Ayrılık davası ile bu boşanma gerekçesi zaman kazanmak için kullanılabilinir!

    - Türk Medeni Kanunu nafaka olarak sadece ayrılık nafakasını ön görmektedir. Nafaka hakkından en uzun zaman kullanılması için sadece ayrılık davası açılmasının anlamı olabilir. Bundan erken zamanda kurtulmak isteyen karşı taraf boşanmaya zorlanabilinir.

    Ayrıllık süresi ne kadardır?

    Ayrılık, bir yıldan üç yıla kadar sürebilir.

    Bu ayrıllık süresi sonucunda taraflar barışmazsa ne olur?

    Ayrıllık süresinde taraflar barışmamışsa, iki taraftan herbiri boşanma talebinde bulunabilir ve boşanma hükmedilir.

    Alman Aile Hukuku’na göre boşanmadan önce ayrı yaşama şartı var mıdır?

    Evet. Almanya Aile Hukuku normalde tarafların en azından bir yıl ayrı yaşamasını öngörmektedir. Taraflar bir yıl ayrı yaşadıktan ve her iki taraf boşanmayı kabul ettikten sonra evlilik birliğinin sarsılmış olduğu kabul görmektedir. Taraflar üç yıl ayrı yaşadıktan sonra her halukarda evlilik birliğinin sarasılmış olduğu kabul görmekte, tersi iddia edilememektedir.

    Alman Aile Hukuku’na göre bir yıl ayrı yaşamadan önce boşanmak mümkün değil midir?

    Mümkündür, yalnız dilekçede bulunan karşı tarafın şahsında bulunan nedenlerden dolayı hakkaniyete aykırı sertlik yaşaması gerekmektedir.

    Alman Aile Hukuku ne zaman geçerli olur?

    Taraflardan biri evlenme tarihinde Alman vatandaşı olduğu zaman.

    YEK-KOM Beratungsstelle, Graf Adolf Str. 70a,
    0210 Düsseldorf
    [Değerli Ziyaretci, linki görmeniz icin bu mesaja cevap yazmanız gerekiyorÜye olmak icin burayı tıklayınız]
    Tel: 0211 830 29 25


    Lütfen gizli icerikleri görebilmeniz icin soldaki Tesekkür butonunu kullaniniz. Tesekkür butonunu kullandiginiz halede Linkler acilmiyor ise asagidaki nedenlerden kaynaklanabilir!

    Neden 1
    Neden 2


    Neden 3
    Neden 4
    AlıntıAlıntı

  9. #7
    Vip Member Batu55 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2007
    Mesajlar
    5.946
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    12.117 Toplam

    Standart Cevap: Avrupada Yasayan Gurbetciler Icin Hukuk Kösesi !!!

    Vekalet Hakki Nedir

    Velayet küçüklerin ana ve babalarınca ortaklaşa kullanılan, eğitim, nerde bulunmalarını belirleme, gözetme ile bakım konularında hak ve görevlerini içeren durumdur; ana-babadan birisi yoksa diğeri tarafından tek başına kullanılır. Velayet hakkı ile ilgili Almanya’da (ve Avrupa’da) yaşayan Türkiye vatandaşları için hangi ülkenin yasaları geçerlidir?

    Uluslararası anlaşmalara göre yaşanan ülkenin yasaları, yani Almanya’da yaşayanlar için Almanya yasaları esas alınır.

    Ayrılık süresinde velayet hakkı kime aittir?

    Ayrılık süresinde (bu boşanma tarihinden sonraki süre için de geçerlidir) velayet hakkı anne ve babaya ortak olarak aittir. Mahkeme, tarafların bir dilekçesi bulunmadığı sürece bu konu ile ilgili bir karar verme yetkisine sahip değildir. Avukat boşanma davasında sadece mahkemeye tarafların velayet hakkı konusunda hemfikir olduklarını beyan etmek zorundadır. Şayet taraflar hemfikir değillerse, velayet hakkını tek kendisine isteyen taraf bunu bir dilekçe ile mahkemenin kararlaştırmasını istemelidir. Karşı taraf bunu kabul etmezse, mahkeme aşağıdaki kriterler esasında karar vermek zorundadır:

    a) Çocuğun çıkarlarını hangi taraf daha iyi koruyabilecek durumdadır?

    b) Çocuk kimin yanında sağlıklı ve süreklili bir gelişmeye sahip olacaktır?

    c) Çocuk hangi tarafa daha sağlıklı duygusal bağlara sahiptir?

    d) Kardeşleri ile çocuk hangi tarafla yaşadığı zaman iyi ilişkiler geliştirebilecektir?

    Bu kriterlerde görüldüğü gibi çocuğun çıkarları ve sağlığı esas alınmaktadır.

    Yetkili gençlik dairesinin (Jugendamt’ın) raporu hangi tarafı bu çıkarları sağlamakta daha uygun görüyorsa, velayet hakkı mahkeme tarafından ona verilecektir. Bu konuda psikolojik bilirkişi raporu da alınabilir. Fakat bundan kaçınmak gereklidir, çünkü böyle bir raporun hazırlanması en başta çocuğa zarar verebilecektir.

    Velayet hakkının bir tarafa verilmesinde çocuğun isteği önemli midir? Evet. Mahkeme çocuklara kimin yanında kalmak istediğini sorabilir. Hakimler bu konuda çocuğun bir tarafın etkisi altında yanıt verdiğini tespit etmek için yeterlice tecrübe sahibidirler. Bu istek hakim için net değilse, bunu tespit etmek için bilirkişi raporu hazırlattırabilir. Bu tür raporlar 4 ve 14 yaş arasındaki çocuklarla ilgili hazırlanır. Yukarıda belirrtildiği gibi mümkün oldukca bundan çekinmek gerekir. Daha büyük çocuklar genelde ne istediklerini net belirleyebiliyorlar.

    Bilirkişi ne yapar?

    Bilirkişi bir psikolokgolmakla, tüm taraflarla, çocukla, varsa bir tarafın yeni hayat arkadaşı ile, Kindergarten eğitmenleri ve/veya öğretmenlerle görüşmelerde bulunup rapor hazırlar. Bu raporu duruşmada mahkemeye, taraflara ve Jugendamt temsilcisine izah eder.

    Çocuğun haklarını Jugendamt’ın yanında dava süresinde kim koruyabilir?

    1998 yılından beri geçerli olan çocuk hakları reform yasası çocuğun kendi avukatının olabilmesini (Anwalt des Kindes) öngörmektedir. Bir tarafın dilekçesi üzerine mahkeme çocuğa bir avukat tayin eder. Çocuğun avukatı taraflardan bağımsız olarak çocuğun çıkarlarını savunur. Biz iki davada bu imkana başvurduk ve olumlu sonuçlar elde ettik. Taraflar bu durumda çocukları kendi kavgaları için araç olarak kullanmaktan uzak durma eğilimini gösterdiler.

    Çocuğun kimin yanında kalacağını belirlemek için velayet hakkının tek tarafa verilmesi şart mı?

    Taraflar çocuğun kimin yanında kalması konusunda anlaşamadıkları durumda velayet hakkını tek tarafa vermek şart değildir. Velayet hakkı yukarıda belirttiğimiz gibi, çocuğun nerde kalacağını belirleme hakkı, eğitim hakkı vs gibi hak ve sorumluluklardan oluşmaktadır. Bunlar tümünü talep etmeden tek tek istenebilir. Mesela sadece çocuğun nerede kalacağını belirleme hakkı yeterli olabilir. Bu hakla çocuğun sizde kalmasını güvenceye almış olursunuz. Velayet haklarının geri kalan kısımları her iki tarafın ortak hakkı olarak devam eder.

    Bunun en önemlisi eğitim hakkıdır. Ayrılmış eşinize çocuğu kendisinden almak, kendisinden uzaklaştırıp yabancılaştırmak istemediğinizi bu şekilde gösterebilirsiniz. Bu şekilde önemli ölçüde baş ağrısından kendinizi kurtarmış ve çocuğunuzun şiddetli bir velayet kavgasından psikolojik hastalanmasını önlemiş olabilirsiniz. Çocuğunuzun ise ayrılıkla velilerinden bir tanesini yittirme korkularını azaltmış olursunuz.

    Bir taraf çocuğu kaçırdığı zaman ne yapılabilir?

    Buna yanıt, çocuğun ülke içerisinde mi, yoksa ülke dışına mı kaçırılmış olmasına, ayrıca velayet hakkının her iki tarafa mı, yoksa tek tarafa mı ait olmasına bağlıdır.

    Çocuk bir ziyaret sonrası eve dönmediği zaman, diğer taraf mahkemeye başvurarak çocuğun verilmesini talep edebilir. Bu talep çocuğun çıkarları ve sağlığı ile uyumlu olmalıdır. Kaçırma durumlarında genellikle acil davranılması gerektiği için mahkemeye ihtiyadi tedbir dilekçesi ile başvurulup acil karar alınmalıdır. Mahkeme çocuğun sağılığı ve çıkarları esasında durumu acil değerlendirirse, hemen veya karşı tarafın görüşlerini aldıktan sonra gereken kararı verir.

    Çocuğu kaçıran tarafın bu karara uymadığı durumda kendisine karşı zorlama para cezası veya zorlama tutuklama kararı verilebilir. En kötü durumda çocuk bu karar esasında icra memuru ve polis tarafından alınıp eve geri getirilir. Polis tek başına hiçbir zaman çocuğu alma yetkisine sahip değildir! Çocuğu kaçıran taraf bu davranışı ile çocukla ilişki hakkını tamamen yitirebilir.

    Ülkeler çocuğun ülke dışına kaçırılması durumu için hangi anlaşmalara sahiptirler?

    Ülkeler bu konularda 25.10.1980 Haag anlaşası, 20.05.1980 Velayethakkı anlaşması ve Haag reşit olmayanları koruma anlaşmasına sahiptir. Tüm bu anlaşmalar çocuğu kendisinden kaçırılan veliye geri getirlmeyi garanti altına almayı amaçlamaktadır.

    Bu anlaşmalardan hangisine Türkiye katıldı?

    Türkiye sadece Haag reşit olmayanları koruma anlaşmasına katılmıştır. Bu anlaşma Almanya, Fransa, Lüksemburg, Hollanda, Portekiz, İspanya, İsviçre ve Türkiye için geçerlidir.

    Çocuğu geri getirtmek için ne yapılmalıdır?

    Çocuğu bu anlaşma esasında geri getirebilmek için aile mahkemesinden gayrimeşru belgesi (Widerrechtlichkeitsbescheinigung) alınmalıdır. Ondan sonra en basit ve hızlı yardımı Federal Yargıtay Başsavcısını (Generalbundesanwalt am Bundesgerichtshof) arayarak sağlayabilirsiniz

    YEK-KOM Beratungsstelle,Graf Adolf Str. 70a,
    40210 Dusseldorf

    [Değerli Ziyaretci, linki görmeniz icin bu mesaja cevap yazmanız gerekiyorÜye olmak icin burayı tıklayınız]
    Tel: 0211 830 29 25


    Lütfen gizli icerikleri görebilmeniz icin soldaki Tesekkür butonunu kullaniniz. Tesekkür butonunu kullandiginiz halede Linkler acilmiyor ise asagidaki nedenlerden kaynaklanabilir!

    Neden 1
    Neden 2


    Neden 3
    Neden 4
    AlıntıAlıntı

  10. #8
    Vip Member Batu55 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2007
    Mesajlar
    5.946
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    12.117 Toplam

    Standart Cevap: Avrupada Yasayan Gurbetciler Icin Hukuk Kösesi !!!

    Bosanma Kararinin Taninmasi

    Yurtdışında yaşayan Türkiyelilerin karşılaştıkları hukuki sorunların başında, yabancı mahkeme kararlarının doğrudan Türkiye’de işlem görmemesi gelmektedir. Bunların çoğunluğunu boşanma davasıyla ilgili kararlar oluşturmaktadır.

    Bu konuda bize en çok sorulan ve bilgi istenen boşanma davaları hakkında, herkesi ilgilendirdiği için buradan bazı önemli bilgileri vermek istiyoruz:

    Yabancı mahkemelerin verdikleri boşanma kararları doğrudan Türkiye’de icra edilememektedir. Ayrıca, Türk mahkemelerinde de dava açmak zorunluluğu bulunmaktadır. Türkiye’de açılan tanıma / tenfiz davası denilen bu davalar, her ne kadar çekişmesiz de olsa, usul yönünden diğer davalarla aynı prosedüre tabi tutulmuşturlar. Dolayısıyla davadaki usül işlemleri asıl dava kadar zahmetli ve uzun olmaktadır.

    Evlenen taraflardan birisi yabancı olduğunda, genellikle yabancı evlilik dairelerinde evlilik işlemi yapılmaktadır. Yurtdışında yabancı resmi makamlar önünde yapılan evlilik işlemi konsolosluk tarafından ilgili nüfus müdürlüğüne bildirilmektedir. Dolayısıyla Türkiyeli bir kişi yabancı makamlar önünde evlendiğinde, nüfus kütüğüne evlenme kayıdı yapılmakta, dolayısıyla da yabancı ülkede evlenen birisinin, Türkiye’de tekrar evlenmesi önlenmiş olmaktadır.

    Genellikle yaşanan sorun ise, yabancı mahkemeden alınmış boşanma kararı Türkiye’de nüfus siciline kayıt edilmemektedir. Bu durum bilinmediğinden ancak yeni bir evlilik işlemi yapılacağı sırada öğrenilmekte ve zaman darlığı nedeniyle evlenmek istiyen kişiler mağdur olmaktadır. Bunun için yabancı ülkede alınan mahkeme kararının ve kesinleşme şerhi içeren belgenin Türkçe çevirisiyle birlikte, Türkiye’deki mahkemeye sunulması zorunludur. Aksi halde yabancı ülkede boşanmış kişi, Türkiye’de nüfus sicilinde halen evli gözüktüğünden yeni bir evlilik işlemi yapamayacaktır.

    Türkiye’de en son ikamet edilen yerde, aile mahkemeleri bulunmuyorsa, Asliye Hukuk Mahkemesi’ne dava açılmalıdır. Davanın kısa sürede bitmesi isteniyorsa, boşanan diğer tarafın, Türkiye’de bir avukata vekalet vermesi gerekecektir. Yoksa dava, tebligat yapılması ihtiyacı nedeniyle gereğinden fazla uzayabilir. Yabancı mahkemenin kararı, ancak Türk Mahkemesi’nin kararıyla tanınmış olduğundan, nüfus müdürlüğüne gönderilerek boşanma kayıtları yapılmaktadır. Keza nafaka, tazminat alacağına ilişkin kararlar da ancak tanıma kararından sonra icra dairesine verilerek tahsil edilebilmektedir. Yine çocuklara ilişkin kararlarda, Türk Mahkemesi’nin tanıma kararından sonra uygulanabilir hale gelmektedir.

    Avrupa ülkelerindeki boşanmaya ilişkin mahkeme masrafları avukat ücretiyle beraber 4-5 bin Euro’yu bulmaktadır. Özellikle her iki tarafın da Türk olması halinde Türkiye’de dava açılması her yönden isabetli olacaktır.

    Eşlerden birisi yabancı olsa dahi yabancı ülkede boşanma davası açmak zorunluluğu yoktur. Keza Türk mahkemelerinin boşanma kararları yabancı makamlara sunulduğunda resmi geçerliliğe sahiptir. Böylece ayrıca tanıma/tenfiz davası açılmasına gerek kalmadan, doğrudan boşanma davası açılmış olunacaktır. Hatta eşlerden birinin yabancı olması halinde dahi, masrafın az olması nedeniyle Türkiye’de dava açılması tercih edilmelidir.

    Sormak istediğiniz sorularınızı bize mektupla da gönderebilirsiniz! Sorularınızın cevaplarını en kısa süre içerisinde Hukuk Köşesi’nde bulabileceksiniz!

    YEK-KOM Beratungsstelle/Adres: Graf Adolf Str. 70a,
    40210 Düsseldorf
    [Değerli Ziyaretci, linki görmeniz icin bu mesaja cevap yazmanız gerekiyorÜye olmak icin burayı tıklayınız]
    Tel: 0211 830 29 25


    Lütfen gizli icerikleri görebilmeniz icin soldaki Tesekkür butonunu kullaniniz. Tesekkür butonunu kullandiginiz halede Linkler acilmiyor ise asagidaki nedenlerden kaynaklanabilir!

    Neden 1
    Neden 2


    Neden 3
    Neden 4
    AlıntıAlıntı

  11. #9
    Vip Member Batu55 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2007
    Mesajlar
    5.946
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    12.117 Toplam

    Standart Cevap: Avrupada Yasayan Gurbetciler Icin Hukuk Kösesi !!!

    Avrupa Insan Haklari Mahkemesi

    Bazı okurlarımızın talebi üzerine, mağdur duruma düşmüş olanların kendi haklarını savunmları için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) nasıl başvurulması gerektiğini, bu yazımızda işlemeye çalışacağız.

    Gerek Türkiye ve gerekse Federal Almanya mahkemeleri tarafından haklarının yeterli derecede korunmadığı gerekçesi ile birçok insanımız AİHM’e başvurmak istemekteler.

    AİHM’e davayı ***ürmek işleyiş açısından pekte düşünüldüğü gibi kolay olmamaktadır.

    Her türlü davalar AİHM’e ***ürülebilir mi?

    Hayır. Öncelikle davayı açacağınız devletin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni (AİHS) imzalamış olması gerekiyor. Federal Almanya ve Türkiye bu sözleşmeyi imzalayanlar arasındadır. Böylece Federal Almanya ve Türkiye’ye karşı bireysel başvuru hakkı doğuyor, fakat bu ülkelerde görülmüş her davanın AİHM’e taşınmasını mümkün kılmamaktadır.

    Ancak bireye karşı devletin AİHS’de belirtilmiş olan temel haklara karşı bir ihlali varsa veya ihlal ihtimali varsa, dava AİHM’e kadar ***ürülebilir. AİHS’de hangi temel haklar güvence altına alınmıştır?

    Başta yasama hakkı korunmaktadır. Bunun dışında işkence yasağı, kölelik ve zorla çalıştırılma yasağı, özgürlük ve güvenlik hakları, adil yargılanma hakkı, özel hayatın ve aile hayatının korunması, düşünce, vicdan ve ifade özgürlüğü gibi haklar da korunmaktadır. Bu hakların dışında birçok hak sözleşme dahilinde korunmaktadır.

    Almanya’da yaşayan vatandaşlarımız için özellikle AİHS’nin 8. maddesindeki özel hayatın ve aile hayatının korunması büyük önem taşımaktadır. Bu maddeden yola çıkarak birçok vatandaşımız oturum (ikamet) haklarının korunması için geçmişte AİHM’e başvurmuş bulunuyorlar.

    AİHS’nin 8. maddesinin tam metni:

    1) Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.

    2) Bu hakkın kullanılmasına bir kamu otoritesinin müdahalesi, ancak ulusal güvenlik, kamu emniyeti, ülkenin ekonomik refahı, dirlik ve düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın, ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için, demokratik bir toplumda, zorunlu olan ölçüde ve yasayla öngörülmüş olmak koşuluyla söz konusu olabilir.

    Birçok vatandaşımız sınır dışı kararlarına karşı AİHS’nin 8. maddesinin aile hayatını koruduğu gerekçesi ile geçmişte itiraz etmiştir ve halen etmektedirler. AİHM’nin davalarında birçok kez Almanya’ da aile mensupları bulunan başvurucuların lehine kararlar verilmiştir ve böylece Alman mahkemelerinin kararları bozulmuştur.

    AİHM’e nasıl başvurulur?

    Öncelikle bulunduğunuz ülkenin tüm mahkeme yollarını tüketmiş olmanız gerekiyor. Örneğin Almanya’da Yabancılar Dairesi’nin vermiş olduğu bir karara karşı normal durumda sırasıyla idari itiraz hakkınızı (Widerspruch) kullanmanız gerekmekte. Bundan sonra Yerel İdari Mahkeme (Verwaltungsgericht), Eyalet İdari Mahkemesi (Oberverwaltungsgericht), Federal İdari Mahkeme (Bundesverwaltungsgericht) ve son olarak da Federal Anayasa Mahkemesi’ne (Bundesverfassungsgericht) başvurmanız gerekmekte. Bu saydığımız mahkemelerden ret kararı çıkması halinde, son karardan sonra en geç 6 ay içerisinde Strasbourg’da bulunan AİHM’e başvurmanız gerekiyor. Başvuruyu avukat aracılığı ile veya şahsen yapabilirsiniz. Ama başvurunuzu bir avukat aracılığı ile yapmanızı ve herhangi bir sorunuzda avukatınıza mutlaka danışmanızı özellikle tavsiye ederiz.

    YEK-KOM Beratungsstelle, Adres: Graf Adolf Str. 70a
    40210 Düsseldorf

    [Değerli Ziyaretci, linki görmeniz icin bu mesaja cevap yazmanız gerekiyorÜye olmak icin burayı tıklayınız] Tel: 0211 830 29 25


    Lütfen gizli icerikleri görebilmeniz icin soldaki Tesekkür butonunu kullaniniz. Tesekkür butonunu kullandiginiz halede Linkler acilmiyor ise asagidaki nedenlerden kaynaklanabilir!

    Neden 1
    Neden 2


    Neden 3
    Neden 4
    AlıntıAlıntı

  12. #10
    Vip Member Batu55 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2007
    Mesajlar
    5.946
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    12.117 Toplam

    Standart Cevap: Avrupada Yasayan Gurbetciler Icin Hukuk Kösesi !!!

    Almanya'da Calisma Ve Sosyal Güvenlik

    Bir işe başlayabilmek için AB dışındaki ülkelerden gelenlerin çalışmalarına izin veren bir oturma veya yerleşme izinine sahip olmaları gerekmektedir. Birlik vatandaşlarının ayrıca bir çalışma izni almalarına gerek yoktur.

    Her çalışanın ayrıca bir vergi karnesine ve bir sosyal sigorta hüviyetine sahip olması gereklidir. Vergi karnesi esas olarak oturulan ve bildirimi yapılmış bölgenin belediyesi tarafından verilir. Sosyal sigorta hüviyeti ise emeklilik sigortası kurumları tarafından verilir. Eğer çalışmaya ilk defa başlanıyorsa, işveren söz konusu çalışanı sigorta kurumuna bildirir. Sonra ilgili kurumdan sigorta numarası ve hüviyeti alınır. Sorularınız konusunda işverene, hastalık kasalarına ve eyalet sigorta kurumlarına başvurabilirsiniz.

    Ücretliler veya işçiler Almanya’da yasalarla, toplu iş sözleşmeleriyle ve/veya ferdi iş mukaveleleri ile tespit edilmiş haklara sahiptirler. İş hukukunun amacı tüm çalışanları korumaktır. Tüm çalışanlar, yazılı bir iş mukavelesine sahip olsun veya olmasın, ferdi bazı asgari haklara sahiptir.

    - Ücretli izin hakkı,
    - Hastalık ve tatil parası hakkı,
    - İşten çıkarılmaya karşı koruma hakkı (mukavelenin iptal süresi de dahil olmak üzere),
    - İş mukavelesinin önemli şartları üzerine yazılı bilgilenme hakkı, - Anneliğin korunması hakkı,
    Yasadan ayrı olarak iş mukavelesine toplu iş sözleşmesine uygun daha iyi şartlar konabilir. Bu uygunluk prensibi olarak tanımlanır. Yasaların öngördüğü en düşük standartların altındaki iş şartları doğru değildir ve geçersizdir.

    Tüm bunlara ek olarak toplu iş sözleşmesi yasası ve işyeri teşkilat yasasından oluşan kolektif iş hukukunda da haklar mevcuttur.

    İşyeri sorunları

    Aldığım ücret toplu iş sözleşmelerine uygun mu? Yılbaşı ikramiyesi almaya hakkım var mı? İşveren fazla mesai yapmamı isteyebilir mi? İzin konusunda haklarım nelerdir? İş kazaları veya hastalık durumunda ne yapılacaktır? Bu gibi işyeri sorunları konusunda işletmelerdeki işçi temsilciliği veya kamu işletmelerindeki personel temsilciliğinden bilgi alınabilir.

    İşyerinde meslektaşlar veya işveren tarafından ayırımcılık veya dışlama gibi uygulamalar olduğunda, işçi temsilciliği başvurulacak adreslerden birisidir. İşveren çalıştırdığı kişilerin kişisel hakkını ve sağlığını korumakla görevlidir.

    Çalışanlar kendilerini savunmak için bir dizi yasal olanaklara sahiptir. İşletmedeki ilgili yerlere başvurulacağı gibi, sendikaya veya avukata da danışılabilir ve mahkemede kendilerini temsil ettirebilirler. Birinci derece iş mahkemelerinde avukat tutma mecburiyeti yoktur. İş mahkemelerinde genel olarak hukuk danışmanlığı verilmemesine karşın bazı durumlarda, dava dilekçesinin şekle uygun yazılmasında yardımcı olunmaktadır. Davanın sürdürülebilmesi için belli durumlarda dava masraflarını üstlenme olanağı da vardır.

    Sözleşmenin Bozulması ve Sözleşme Güvencesi

    İş ilişkisine son verme yasal olarak düzenlenmiştir ve yazılı olarak yapılmak zorundadır. Çalışanın işletmede çalıştığı süre 6 ayı geçiyorsa ve işletmede 10 kişiden fazla kişi çalışıyorsa (meslek eğitimi yapanlar bu sayıya dahil değildir ve tam mesai yapmayanlar oranlarına göre hesaplanır), çalışan için işten çıkarılmaya karşı koruma yasası geçerlidir. Örneğin iş ilişkisine son verme nedeni kişiden veya kişinin davranışlarından oluşuyorsa veya işletme içinde alınacak acil önlemlerden kaynaklanıyorsa, belirtilmesi gereklidir.

    İşletmede işçi temsilciliği varsa, işveren her işe son vermede işçi temsilciliğinin görüşünü almak zorundadır. Aksi halde işten çıkarma geçersiz olur. İşçi temsilciliği belirli koşullar altında iş ilişkisinin son verilmesini ret etme hakkına sahiptir.

    İşten çıkarılmanın geçersiz olması isteniyorsa, çıkarma bildiriminin ele geçtiği tarihten itibaren üç hafta içinde iş mahkemesine başvurup dava açılmalıdır.

    Hamilelik esnasında ve doğumdan sonra dört ay süreyle kadınlarla ilgili işten çıkarılmaya karşı özel koruma şartları vardır. Özel koruma şartları özürlüler ve meslek eğitimi yapan kişiler için de geçerlidir, bu kişilerin iş ilişkisine son verme genelde olanaksızdır ve işveren ancak ilgili devlet kurumunun onayı ile iş ilişkisine son verebilir. Bu konuda ayrıntılı bilgiler işçi temsilciliğinden ve sendikalardan alınabilir.

    YEK-KOM Beratungsstelle
    Adres: Graf Adolf Str. 70a, / 40210 Düsseldorf

    [Değerli Ziyaretci, linki görmeniz icin bu mesaja cevap yazmanız gerekiyorÜye olmak icin burayı tıklayınız]
    Tel: 0211 830 29 25


    Lütfen gizli icerikleri görebilmeniz icin soldaki Tesekkür butonunu kullaniniz. Tesekkür butonunu kullandiginiz halede Linkler acilmiyor ise asagidaki nedenlerden kaynaklanabilir!

    Neden 1
    Neden 2


    Neden 3
    Neden 4
    AlıntıAlıntı

 

 
1. sayfa - 6 sayfa var 12345 ... SonuncuSonuncu

Benzer Konular

  1. Kokoreç Almanya'da...
    Von asemo im Forum Haberler
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 21.10.2009, 18:40
  2. Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 16.07.2009, 22:10
  3. Almanya'da Yoksulluk Gercegi
    Von Batu55 im Forum Haberler
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 21.05.2009, 00:50
  4. Gurbetciler Sinirdan Sorunsuz Gececek
    Von Batu55 im Forum Türkiye Yolu
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 20.05.2009, 20:52
  5. Almanya'da Löw kanunları
    Von metin88 im Forum Futbol
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 30.03.2008, 20:18

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  

Page generated in 1.711.614.416.93126 seconds with 23 queries Sayfa Boyutu (331612)