turk-dreamworld.com Sitesine Hoşgeldiniz.


1. sayfa - 3 sayfa var 123 SonuncuSonuncu
22 sonuçtan 1 ile 10 arası
  1. #1
    TDW Team-Co Admin as11 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Feb 2007
    Mesajlar
    15.889
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    680 Toplam

    Standart Köpekler -Temel Bilgiler

    Köpeklerde Tuvalet Eğitimi
    Bazı köpek sahipleri için, yeni köpeklerin, ya da köpek yavrularının tuvalet eğitimi sorun olabilir. Halbuki, dikkatli bir gözlemle, yavruların ya da daha olgun köpeklerin tuvaletlerini nerede yapacaklarını öğrenmeleri birkaç hafta içinde bile tamamlanabilir.

    Tuvalet eğitiminde vurgulanması gereken en önemli nokta, tuvaletini belirtilen bölgede her yaptığında, köpeğin övülmesi ve ödüllendirilmesidir. “Hatalar” çoğunlukla sahibinin, yavru köpeği yeterince yakından gözlememesinden veya yavrunun tuvalete gitme ihtiyacı olduğunu anlayamamasından kaynaklanır. Yavruların tuvalete gitme zamanları oldukça belirgindir. Örneğin, uyandıktan hemen sonra, eğitim ya da oyundan sonra ve her yemeğin ardından. Bu nedenle belirli ve düzenli bir rutin oluşturmak zamanlama uygulamak önemlidir. Yavru ev içine pislediyse, pislediği bölgeyi amonyak içermeyen bir deterjanla iyice temizleyin ki bir daha aynı yere tuvaletini yapmasın. Gerekirse, köpeğin o belgeye girişi sınırlandırılabilir. Yavrunun normal olarak ihtiyacını gidereceğini hissettiğinizde onu gözünüzün önünden ayırmayın. Eğer onu yakından gözetleme imkanınız yoksa, tuvaletini yapmak istemeyeceği bir alana koyun. Bu onun yuvası veya tuvalet eğitim kafesi olabilir. Köpeğin tuvalet ihtiyacı olduğunun ima edebilecek davranış değişikliklerine dikkat edin. Örneğin, yeri koklaması, daire çizmesi ya da ağlaması. Bu davranış şekillerinin gördüğünüz zaman onu hemen tuvaletini yapmasını istediğiniz yere ***ürün. İşini bitirinceye kadar onu sessizce bekleyin. Onu doğru zamanda ödüllendirmek çok önemlidir. İhtiyacını giderdiğinde onu cömertçe ama sakinlikle övün ve ona bir ödül verin ya da bir tür ödüllendirme olarak, oyun için biraz daha dışarıda kalın. Eğer yavru dışarı çıkmak ister ve fakat üç dakika içinde ihtiyacını gidermese onu geri ***ürün. Onu hiçbir şekilde övmeyin ve onu kafesine koyun. Bir müddet olarda bırakıp sonra tekrar dışarı çıkartın.Bu sefer yaparsa onu övün ve ödüllendirin. Yavru ihtiyacını giderene kadar onunla oynamayın. Köpeğinizin belli zamanlarda ihtiyacını gidermesi işlemini rutine bindirin. Gün içinde her saatte bir,onu dışarıya, belirlenmiş bölgesine ***ürün. Akşamları yavruyu uyumaya teşvik edin ve gece siz yatmaya gitmeden önce, onu uyandırıp tuvalet için dışarıya belirlenmiş bölgesine ***ürün. 6-10 haftalık köpeklerde, gece tuvalet ihtiyacını giderme zaman arısını 5 saatten fazla geciktirmeyin. Yavru tuvalet ihtiyacını doğru yere yapmasını öğrenmeye başladıktan sonra, onu daha uzun aralıklarla dışarıya çıkartın. Bilinçli bir eğitime rağmen tuvaletini yuvasına veya evin herhangi bir yerine yapan köpek çok azdır. Eğer yaparsa, bir sorun olduğuna işarettir. Öncelikle, köpeğinizin sağlıklı olduğundan emin olmak için sindirim sistemi kontrol edin, Gece yemek ve su vermeyin, gerekirse veteriner hekiminizin tavsiyelerine uyun.

    Köpeğiniz tuvalet ihtiyacını giderdikten sonra, dışkısının temizlenmesi, her köpek sahibinin sorumluluğudur. Her zaman yanınızda bir poşet bulundurun. Köpeğiniz ihtiyacını giderdikten sonra poşete elinizi geçirin ve dışkıyı aldıktan sonra diğer elinizle poşetin ağzını tutup çekiniz. Poşetin ağzını bağlayıp çöpe atınız.
    Eklenen Resim Ön İzlemesi Eklenen Resim Ön İzlemesi
      Mesaja cevap vermeden eklentiyi indiremessiniz
    AlıntıAlıntı

  2. #2
    TDW Team-Co Admin as11 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Feb 2007
    Mesajlar
    15.889
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    680 Toplam

    Standart İlgi: Köpekler -Temel Bilgiler

    Köpeğinizi Seçerken Nelere Dikkat Etmelisiniz

    Evinize evcil hayvan almaya karar vermeden önce, eve gelecek yeni bir canlının getireceği sorumluluklara hazır olup olmadığınızı iyice düşünmeniz gerekir. Evinize gelen canlı sizinle beraber yaşayacağı için sorumluluklarını iyi bilmeniz ve ona ayırabilecek vaktinizin olması gerekir. Örneğin köpekler sabah ve akşamları ihtiyaçları için dışarı çıkarılmalı, uzun tüyleri fırçalanmalı, 20 günde bir banyo yaptırılmalıdır, kedilerin ise tuvaletleri yeterince temiz olmalıdır.

    Ailenizdeki herkes eve hayvan alınması konusunda hemfikir mi? Sorumlulukları sizinle paylaşacaklar mı? Çünkü evcil hayvanlar kendilerine yöneltilen duyguları bizlerden çok daha fazla güçlü algılamaktadırlar.

    Yavru köpekler ilk 4 - 6 haftalık gelişim süreci sonunda annesinden ayrı yaşayabilecek duruma gelir. Yeni arkadaşınızla tanışmanız genellikle bu dönem sonunda olur. Bu tanışma barınaklarda, sokaklarda, pet-shoplarda, köpek yetiştirme çiftliklerinde ya da annenin yanında gerçekleşir. Bu yeni arkadaşlığın uzun sürecek mutlu ve eğlenceli bir dostluğa dönüşmesinin ilk şartı, hayat şeklinize en iyi uyum sağlayacak yavruyu seçmek olacaktır.

    Küçük, orta veya dev? Uzun tüylü yada kısa? Tembel ya da oyuncu? Bunlar seçeneklerinizin sadece küçük bir kısmı. Bu yüzden köpek seçimi aklınızı karıştırabilir. Ama biraz dikkat ve araştırmayla size en uygun köpeğe sahip olabilirsiniz.

    Bu noktada cevaplandırmanız gereken en önemli soru “Nerede yaşıyorsunuz ve köpeğiniz için sağlayabileceğiniz olanaklar nelerdir?” olacaktır.

    Büyük ve bahçeli bir evde kalıyorsanız aktif ve koruyucu bir ırk sizin için daha uygun olacaktır.

    Küçük bir apartman dairesinde yaşıyorsanız ve gerekli egzersizleri yapması için ona ayıracak yeterli zamana sahip değilseniz, büyük ırk bir köpek sizin için doğru bir seçim olmayacaktır. O da bu yaşama uyum sağlayamayacaktır. Bu noktada en iyi seçenek ufak mekanlarda yaşayabilen ve fazla egzersize ihtiyaç duymayan küçük bir ırk olacaktır. Unutmayın ki büyük ırklar, küçük ırklara göre daha fazla egzersize ihtiyaç duyarlar. Ayrıca apartman dairesinde yaşıyorsanız, havlama ve gürültü çıkarma olasılıklarını da değerlendirmeniz gerekecektir. Apartman dairesinde oturanlar, diğer apartman sakinlerine evlerinde evcil hayvan beslemek istediklerini bildirmek zorundadırlar.

    Alacağınız köpeğin bölgeniz iklim koşullarına uygun olup olmadığını araştırın.

    Ufak bir çocuğunuz varsa, onunla iyi iletişim kurabilecek bir ırkı tercih etmelisiniz.

    Bazı ırklar ev hayatını daha çok severler. Ancak siz gezmeyi seven özgür ruhlu biriyseniz, seçiminizi böyle bir ırktan yana kullanmanız yanlış olacaktır.

    Uzun tüylü bir ırkın taranması için daha fazla zamana gereksiniminiz olacaktır. Uzun tüylü ırkların kısa tüylü ırklara göre daha fazla tüy dökeceği unutulmamalıdır.

    Doğru ve özenli bir bakım ve de eğitimle bir sokak köpeğinden de çok iyi sonuçlar alabilirsiniz.

    Köpek alma kararını ailenin tüm bireyleri ile ortak karar vererek almalısınız.

    Bunlar köpeğinizi seçerken düşünmeniz ve değerlendirmeniz gerekenlerin sadece küçük bir kısmı. Doğru cevaplar ve doğru seçim için mutlaka veteriner hekiminizle konuşun. Köpek sahibi arkadaşlarınızdan fikir alın.

    Uzmanlar bazı köpek davranış bozukluklarının, seçilen köpeğin özelliklerinin bilinmemesi ve beklentilerinin karşılanamaması sonucunda, köpeğe yapılan yanlış tutumdan kaynaklandığını vurgulamaktadır.

    Bu yüzden yaşam tarzınıza ve karakterinize en uygun köpeği seçmek, yaşamınızı daha zevkli hale getirecektir.

    Eğer yukarıdaki ve benzeri sorular sizleri hayvan edinme sorumluluğundan vazgeçirmemişse güvendiğiniz bir veteriner hekimden yardım alabilirsiniz.Yine de alırken hareketliliğine, oyunculuğuna, kıllarının temizliğine, göz ve burun akıntısının olmamasına, ishal-kusma gibi belirtilere, annesinden çok erken ayrılmamış olmasına, bir aylıktan büyük olmasına ve aşı karnesinde yapılan ilaç ve aşı gibi uygulamaların bir veteriner hekim tarafından uygulandığını gösteren imza ve kaşenin bulunmasına mutlaka dikkat ediniz.
    AlıntıAlıntı

  3. #3
    TDW Team-Co Admin as11 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Feb 2007
    Mesajlar
    15.889
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    680 Toplam

    Standart İlgi: Köpekler -Temel Bilgiler

    Dişi Köpeklerde Üreme Problemleri (Kısırlık)
    Dişi köpeklerde çeşitli nedenlere bağlı olarak hamile kalamama ve yavru alamama haline kısırlık denir. Dişi üreme sistemi veya doğuma kadar olan normal evrelerin herhangi bir aşamasında meydana gelebilecek her türlü bozukluk kısırlığa neden olabileceği gibi doğmasal veya edinsel olarak gelişen pek çok yapısal bozukluk da aynı şekilde kısırlık sebebi olabilir.

    Dişi köpeklerdeki kısırlık geçici veya kalıcı olabilir. Bazen hamile kalmış ve doğum yapmış bir dişide edinsel nedenlere bağlı olarak daha sonra oluşan kısırlık görülebileceği gibi doğmasal anomaliler nedeniyle de kısırlık görülebilir.

    Sonradan oluşan kısırlıkların tedavi ile giderilme olasılığına karşın doğmasal olan kısırlıkların giderilmesi pek mümkün değildir.

    Dişi köpeğe bağlı kısırlık nedenleri çok çeşitlidir. Çiftleşmeye engel olan her türlü neden kısırlık sebebi olabilir. Bu nedenle kısırlık sebeplerini aşağıdaki gibi gruplandırabiliriz;
    Dişi genital organlarında yapısal bozukluklar
    Dişi genital organlarında işlevsel bozukluklar
    Hastalıklar
    Beslenme ve çevresel faktörler

    Dişi genital organlarında yapısal bozukluklar;
    Doğmasal veya edinsel olarak şekillenebilir. Bu bozukluklar anatomik olarak dişi genital organlarında gelişmiş arazlardır ve genital organlarda normal yapının bozulmasına bağlı olarak fonksiyonel bozukluklar da gelişmiştir.

    Dişi köpeklerde infertiliteye neden olabilen ancak nadir görülen kalıcı hymen ve tek kornu olması gibi doğmasal anomalilerde de yavru almak çok ender görülebilir.

    Ancak vulvanın stenozu veya perivulvar dermatitis gibi edinsel bir neden ise uygun bir tedavi ile giderilebilir ve yavru alınabilir.

    Dişi köpeklerde nadir olarak görülen hermaphroidismus (intersex = çift cinsiyet) yalancı intersex veya gerçek intersex şeklinde görülebilir. Gerçek intersex vakalarında hem testisler hemde ovaryumlar gelişmiştir. Yalancı intersex olgularında ise yavru iken dişi görüntüsü olan köpeğin erişkinliğe geçtiği dönemde clitorisin büyüyerek gelişmesi ve erkek özelliklerinin görülmesi söz konusudur. Operatif olarak ve hormonal tedavi ile tek cinsiyetli hale getirilebilir ancak yavru almak pek mümkün değildir.

    Vulva, vestibulum ve vajinadaki daralmalar ve yapışmalar, tümörler, uterus ile ovaryum arasında geçişi sağlayan ovidukt?da ve uterusta tıkanmalar, vajina tabanında hiperplaziler, uterusun prolapsusu, vajina prolapsusu gibi nedenlerle de infertilite şekillenebilir. Uterus tümörleri genellikle kötü huylu değildir ve yaşlı köpeklerde görülme olasılığı daha yüksektir. Çoğunlukla genital kanalda kanamaya ve pyometraya neden olabilirler.

    Veneral tümör olarak tanımlanan vajina tümörleri çiftleşme ile kolay bulaşabildiğinden sık görülür ve hızlı bir gelişim ile büyüyerek vajinajı tamamen kaplayabileceği gibi vulvadan dışarı da taşabilir.
    Kemoterapi ve operatif tedavilerle olumlu sonuçlar alınabilir.
    Ovariumdaki gelişim bozuklukları nedeniyle ovaryumların birinin veya her ikisinin olmaması yada ovaryumların gelişmemesi gibi anomalilerde kısırlığa neden olabilir. Ancak ovarium kistleri dişi köpeklerde kısırlığın en sık görülen nedenleri arasında sayılabilir.

    Ovariumda seksüel siklus esnasında normal olarak gelişen corpus luteumun hormonal nedenlere bağlı olarak kalıcı hale geçmesi ve kistik bir yapı kazanması sık görülen kısırlık nedenlerinden biridir.

    Dişi genital organlarında işlevsel bozukluklar;
    Çoğunlukla kalıcı olmayan ve uygun tedavilerle yavru alma olasılığı yüksek olan fonksiyonel bozukluklardır. Ancak ovariumla ilgili anomalilere bağlı olarak geliştiklerinde kalıcı bir infertiliteye de neden olabilirler. Örneğin ovariumların olmamasına bağlı olarak yumurta üretiminin yokluğu kalıcı bir infertilite nedenidir.

    Östrusun olmaması, düzensizliği, kısa sürmesi gibi seksüel siklus ile alakalı bozukluklar infertilite nedenleri arasında önemli bir yer tutar. Dişi köpeğin erginliğe geç erişmesi ve buna bağlı olarak östrusun görülmemesi nedeniyle geçici infertilite yaşanabileceği gibi hipotriodizm, çift cinsiyet, hormon uygulamaları, ovaryumun gelişmemiş olması ve kalıtım gibi nedenlerle östrus hiç görülemeyebilir ve kalıcı infertilite şekillenebilir. Dişi köpeğin beslenmesi de östrus siklusunda etkindir. Örneğin obez veya kaşektik köpeklerde siklusun düzensiz görülmesi mümkündür.

    Köpeklerde normal östrus görülmesine karşın bu siklusta ovulasyonun şekillenmeme durumuda söz konusudur. Bu durumda erkek köpekle çiftleşme isteği olabilir ancak yavru alınamaz. Ayrıca "sakin kızgınlık" olarak adlandırılan durumda dişi köpekte ovulasyon ve normal bir oestrus siklusu olmasına karşın kanama görülmeyebilir. Bu durum çiftleşme için uygun günün tespit edilmesinde güçlük yaratabilir. Bu vakalarda dişi ve erkek köpek bir arada uzun süreli tutularak çiftleştirme yapılabilir ve yavru alınabilir.

    Ovaryumdaki yapısal bozukluklar, özelliklede kistik ovaryum nedeniyle ovulasyonun olmaması ve bu nedenle infertilite köpeklerde sık görülür. Dış genital organlarda normal östrus belirtileri görülebilir.Yani vulva ve vaginada kızarıklık, ödem ve akıntı vardır. Dişide çiftleşme isteği görülür ancak çiftleşme gerçekleşse bile yavru alınamaz. Operatif olarak kistlerin uzaklaştırılması olasıdır ancak en radikal tedavi şekli ovaryumların tamamen alınmasıdır.

    Vulva, vagina ve uterustaki her türlü yapısal değişiklik çiftleşmeye engel olacağından direkt olarak kısırlık nedenleri olarak sayılabilir. Uygun bir tedavi ile giderilebilirler ve yavru almak mümkün olabilir.

    Genital Hastalıklar;
    Genital hastalıklar genital kanalı etkileyerek infertiliteye neden olabilirler. Ancak genellikle medikal tedavilere cevap verirler ve uzun süreli uygun tedaviler sonrasında yavru almak mümkün olabilir.

    Enfeksiyöz karakterli vulvitis, vajinitis, metritis gibi hastalıklar infertiliteye neden olabileceği gibi uterusun kistik hyperplazisi, herpes virus enfeksiyonları ve brucella canis enfeksiyonları nedeniyle de kısırlık oluşabilir. Brucella ve herpes virus enfeksiyonlarında fötal ölüm ve abortuslar nedeniyle kısırlık söz konusudur. Normal bir çiftleşme ve sonrasında hamilelik gelişmesine rağmen uterusta yavrunun ölümü nedeniyle düşük şekillenir.

    Yine uterus mukozasında enfeksiyonlara bağlı olarak meydana gelen hasarlar nedeniyle yavrunun implante olamaması ve düşük gerçekleşmesi de kısırlığa neden olan faktörlerden biridir.

    Beslenme ve çevresel faktörler;
    Dişilerin fertilite yeteneğini etkileyen nedenlerden biridir. Yeterli düzeyde protein alamayan dişilerde çifleşme isteği zayıftır.

    Aşırı beslenme ve fazla kilolarda dişilerde fertiliteyi olumsuz etkileyebilir.Aşırı kilolu dişilerde ovulasyon yeteneği düşük olabilir. Buna karşın östrus belirtileri görülmeye başlanıldığında enerji düzeyinin artırılması ovulasyon yeteneğinin yani yumurta sayısının artmasına neden olacağından faydalıdır.

    Aşırı kilonun olduğu kadar ileri derecede zayıflığında kısırlığa neden olduğu bir gerçektir. Yeterli yumurtlamanın olmaması , iskelet ve kas sisteminde zayıflık gibi nedenlerle çiftleşme olamayacağı gibi yavru almakta oldukça güçtür.

    Bazı dişiler görünürde hiç bir neden olmadığı halde erkek köpeği kabul etmeyebilir. Bu durum sadece o erkek köpek ile ilgili olabileceğinden başka bir erkek seçmek durumun çözümü için faydalıdır.

    Ayrıca dişiler kendi ortamlarında daha rahat olacağından mekan değişikliği gibi bir nedenle çitleşmeyebilirler.

    Aşırı soğuk ve ışığın yetersiz olduğu bir ortamda barınan dişilerde ovaryumun yetersiz uyarım alması nedeniyle ovulasyon yeteneği zayıflar ve düzensiz östruslar şekillenebilir. Ortam düzeltilerek şartlar uygun hale getirildiğinde sorun ortadan kalkabilir.

    Tüm bu nedenler yanında unutulmamalıdır ki metabolizmanın yaşlanma ile beraber yavaşlaması söz konusudur ve tüm bedensel fonksiyonlarda olduğu gibi seksüel siklusta da azalma olacağından ileri yaşlarda yavru alma olasılığı daha düşük olacaktır.
    AlıntıAlıntı

  4. #4
    TDW Team-Co Admin as11 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Feb 2007
    Mesajlar
    15.889
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    680 Toplam

    Standart İlgi: Köpekler -Temel Bilgiler

    Hamile Köpeklerde Beslenme
    Tüm canlılarda olduğu gibi köpeklerde de hamilelik dönemi özel bakım gerektiren istisna bir devredir. Bu dönemde hamile köpeğin besinlerdeki normal yaşam payı ihtiyacı daha yüksektir.


    Hamilelikte görülebilecek değişimler


    Vücuttaki yağ miktarında artış
    Aktivitelerde azalma
    Vücut ağırlığında artış

    Gebeliğin ilk haftalarında normal oranda verilen yiyecek miktarını, gebeliğin ileri dönemlerinde miktar olarak artırmak gerekir. Yavruların gelişimine paralel olarak artış gösteren besin ihtiyacı, annenin yemeğini kademeli artırarak karşılanmalıdır. Ayrıca içerdiği protein oranının daha yüksek olmasına dikkat edilmelidir.

    Hamile bir köpeğin beslenmesinde dikkat etmeniz gereken konuları şöyle sıralayabiliriz..

    Öncelikle düzenli ve dengeli bir beslenme hamile köpekler içinde çok önemlidir.
    Yemeğinin miktarını ve mümkünse öğün sayısını artırarak vermek
    Protein oranı yüksek, yağ oranı dengeli gıdaları tercih etmek
    Temiz ve yeterli suyu sürekli bulundurmak
    Gerekli mineral ve vitaminlerin takviyesi yapmak (hekimin önerisi ile)

    Hamile köpekler kilo almaya meyillidir. Ancak annenin aşırı kilo artışı güç doğum olasılığı dikkate alınarak önlenmelidir. Bu amaçla besinlerde ki dengeyi korumalı ve aşırı olmayan düzenli yürüyüşler yaptırmaya özen gösterilmelidir.

    Hamilelik ilerledikçe artan yavru hacmi nedeniyle midenin alanı küçüldüğünden tek seferde fazla yemek vermek rahatsızlanmasına neden olabilir. Sık sık ve daha az miktarlarda yedirmek daha doğru olacaktır.

    Kalsiyum oranında değişim nedeniyle deformasyonlar olabileceğinden gıdasında yeterli ve dengeli bir kalsiyum oranı sağlanmalıdır. Kalsiyum fötusun gelişiminde olduğu kadar laktasyon (süt emzirme) döneminde de önem taşıyan bir mineraldir.

    Enerji kaynağı olarak kullanılan karbonhidratların gıdasında yeterli düzeyde olmasına özen gösterilmelidir. Mısır, buğday, pirinç bu amaçla verilebilecek gıdalar arasındadır.

    Gebelik döneminde gerekli olan günlük enerji (kalori) ihtiyacı belirlenirken annenin vücut ağırlığı, ırkı, aktivitesi, çevre ısısı ve biliniyorsa yavru sayısı gözetilmelidir. Bu durum süt verme döneminde de dikkat edilmesi gereken bir konudur. Bu dönemde de annenin enerji ve besin ihtiyacı süt salgılanmasına bağlı olarak artış gösterir. Vitaminler normal vücut metabolizması için gerekli olduğu kadar hamile bir köpeğin besinlerinde de yeterli oranda bulunmalıdır.

    Doğumdan önceki son günlerde yemek tüketiminde azalma olur, bazende son 24 saatte tamamen durabilir. Bu durum normal sayılabilir. Doğumdan sonraki ilk gün de yiyecek tüketimi az olabilir ancak bol su vermeye dikkat etmek gerekir.

    Ev yemeklerinde gerekli oran ve dengeleri sağlamak oldukça güçtür. Bu nedenle köpeğinizin ırkı ve günlük ihtiyaçları gözetilerek, protein miktarı artırılmış, yağ oranı ayarlanmış, gerekli vitamin ve mineral dengesi sağlanmış yavru köpek maması olarak adlandırılan puppy mamalar ve performans mamalar köpeğiniz için ideal gıda olacaktır.

    Yavru maması olarak adlandırılan puppy mamaların gebelik döneminde de anneye verilmesi yavrunun, fötus evresinden başlayarak aynı protein ve karbonhidratı alması ve oranlarının yüksek olması açısından yararlıdır.
    AlıntıAlıntı

  5. #5
    TDW Team-Co Admin as11 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Feb 2007
    Mesajlar
    15.889
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    680 Toplam

    Standart İlgi: Köpekler -Temel Bilgiler

    Köpeğin Temel Besin Gerensinimleri ve Fonksiyonları
    1) Protein
    Yeni hücrelerin oluşmasında, yıpranan dokuların yenilenmesinde, köpeğin enerji ve güç kazanmasında gereklidir. Gelişmekte olan genç köpekler, yaşlı köpekler; bekçi, av, çoban köpeği dışarıda bulunan ve sürekli enerji harcayan köpekler evde bulunan ve fazla hareket etmeyen köpeklere oranla daha fazla proteine ihtiyaç duyar.

    Yavru emziren anne köpeklere de her zamankinden daha fazla proteinli besinler verilmelidir.

    Protein, doğada hayvansal ve bitkisel olarak bulunur. Köpekler için daha uygun olan hayvansal olanıdır. Et her türlü proteini içerir, bununla birlikte protein değeri yüksek ve düşük olan etler vardır. Mesela aynı hayvanın sık ve sert kaslı etleri, gevşek kaslara oranla daha yüksek protein değerlidir.

    Sözgelimi yürek, böbrek, bacak, kol bölgesinin etleri daha yükse değerde protein taşır. Ayrıca fazla yağlı olmayan dana, sığır, koyun etleri de tavuk etine göre daha yüksek proteinlidir. Bir miktar yağ köpek için gerekli olmakla birlikte, ne türde olursa olsun fazla yağlı etler köpeğe verilmemelidir.

    Etlerin veriliş biçimi de ayrıca önemlidir. Pişirilen etlerin içindeki besin değerlerinin bir kısmı kaybolur, bu yüzden bunları çiğ ya da yarı çiğ halde vermek daha doğrudur.

    Kıyılmış et köpeklerin sindirim sistemleri için uygun değildir. Etlerin parçalar halinde verilmesi gerekir. Böylece köpeğinizin organizması bundan daha yüksek oranda yararlanabilir. Balık gibi kılçıklı, tavuk gibi ince kemikli hayvan etlerinin verilmesi halinde bunların iyice ayıklanması zorunludur. Tavuk kemikleri parçalanırken, sivri ve ince kıymıklar haline dönüştüğünden en az balık kılçıkları kadar zararlı olur.

    Süt, özellikle genç köpeklerin beslenmesinde ve gelişmesinde yararlanılan bir protein kaynağıdır. Bununla birlikte zaman zaman yetişkin köpeklere de süt verilebilir. Yalnız burada bir noktayı daima göz önünde bulundurmak gerekir. Köpek sütü, inek ve koyun sütünden çok değişik bir değere sahiptir. Köpek sütünde protein ortalama %11\ken, inek sütünde ortalama %4\tür. Buna karşın yağ ve karbonhidrat oranı inek sütünde daha yüksektir.

    Köpek sütünün bu özelliği yavru köpek beslenmesinde büyük önem kazanır. İnek sütünün anne köpeğin sütüne eş değer olmadığı bilinmeli, yavru köpeğin annesinden erken ayrılmasına izin verilmemelidir. Aksi halde yavru sağlıksız olabilir. Yapılabiliyorsa, yetişkin köpeklere verilecek sütün az yağlı olması tercih edilmelidir.

    Peynir ve yumurta diğer protein kaynaklarıdır. Bunlar sık olarak verilmemelidir. Yumurta, fazla kalori harcayan av ve yarış köpeklerine pek sık olmamak koşuluyla takviye olarak verilebilir. Peynir ve yumurtayla sık beslenme köpeğin karaciğerini yorar ve üzücü karaciğer problemlerine yol açar.

    2) Karbonhidrat
    Köpeklerin ana besin kaynakları arasında yer alan karbonhidratlı yiyecekler, tahıllar ve patateslerde bolca bulunur. Bununla beraber, bunlar köpekler tarafından pek sevilmez, onalr için çekici bir hale getirilmedikçe istekle yenmez. Halbuki, bunlar organizmanın yaşamını sürdürmesi için zorunlu olan enerjinin sağlanmasında gereklidir.

    Köpeklere veriilmesi tercih edilecek karbonhidratlı yiyeceklerin başında ekmek (tercihen kepekli veya esmer), şekersiz bisküvi, pirinç, bulgur, yulaf, mısır lapası sayılabilir. Bu yiyeceklerin kemik veya et suyuyla yapılması, daha istekle ve sevilerek yenmesini sağlayacağından yararlıdır. Bu lapaların bulamaç halinde olmaması iyice pişmekle beraber pilav gibi susuz olması zorunludur. Aksi halde köpekte ekşime yapar ve tüm yenilenlerin dışarı atılmasına neden olur.

    3) Yağ Çoğunlukla köpeğe verilen çeşitli besinler arasında yeterli ölçüde bulunur. Günlük besininin %10\unun hayvansal veya bitkisel yağlardan oluşması yeterlidir. Yağ, köpeğe verilen vitamin ve minerallerin değerlendirilmesinde olduğu kadar, köpeğe enerji vermeye de yarar.

    4) Vitamin ve Mineraller
    Köpeklerin birçok vitamin ve minerale ihtiyacı vardır. Alınan yiyeceklerin organizmaya yararlı hale dönüşmesi, organizmanın gelişmesi, hücrelerin kendini yenilemesi ve direnç kazanması için bunların alınması zorunludur. Özellik A, D vitaminlerinin, B Kompleksin, kalsiyum ve fosforun önemi büyüktür. Bunlardan başka bakır, demir, çinko, postayum, klor, sodyum köpeğin gereksindiği mineraller arasında sayılabilir.

    Vitamin ve mineraller sebze, meyvelerde büyük oranda olmasına karşın köpekler bu yiyeceklere iltifat etmez. Köpeğinize bunları yedirmenin yolu elma, havuç, marul, lahana gibi meyve ve yiyecekleri severek yediği yiyeceklerin arasına rendelenmiş olarak karıştırıp vermektir.

    Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir şey daha vardır. Köpeklerin sindirim sistemi selülözü sindirecek bir yapıya sahip olmadığından lifli ve kart sebzelerin verilmesine gerek yoktur.

    Dilenirse tablet veya toz halinde bulunan vitamin ve minerallerden köpeğinizin beslenmesini takviye edebilirsiniz. Tabi bu durumda veterinerinize danışmalısınız. Yine A, D vitaminleri için balık yağına başvurabilirsiniz. Köpeğinizin kalsiyum gereksinimini ise doğal yollardan karşılaması daha iyidir. Bunun için en iyi kaynak sığır veya dana kemiğidir. Bu iri kemikler köpeğinize uygun büyüklüklerde kırılarak ve ilik yerleri açılarak verildiğinde köpeğiniz kalsiyum gereksinimini sağlamasının yanında psikolojik bir doygunluk da sağlar.

    Köpeğiniz muhtemelen bu kemikle uğraşırken büyük keyif alacak ve saatlerce oyalanacaktır.
    AlıntıAlıntı

  6. #6
    TDW Team-Co Admin as11 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Feb 2007
    Mesajlar
    15.889
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    680 Toplam

    Standart İlgi: Köpekler -Temel Bilgiler

    Laktasyon (emzirme) döneminde besleme
    Süt üretimi, bir dişinin yaşamındaki beslenmenin en önemli olduğu evredir. Üreme, gelişme ya da tüm yaşam evreleri için hazırlanmış tam ve dengeli bir diyet dişinin bu dönemlerdeki besin ihtiyacını sağlayabilecektir. Emzirilen yavruların süt emme isteği, 20-30 güne kadar ya da 4 haftalık oluncaya dek artmaya devam edecektir. Dolayısıyla, annenin de gıda ve su ihtiyacı bu zaman zarfı boyunca artacaktır. Laktasyonun (emzirme) zirvesinde annenin mama alımı, onun normal olarak aldığı beslenmeden veya erişkin dönemindeki beslenmesinden 2-4 kat daha fazla olabilir. Çok titiz dişiler yavrularını yemek yemek veya su içmek için nadiren bırakırlar ve bunun için teşvik edilmeye ihtiyaçları olabilir. Gebelik süresince uygulanan beslenme programının aynısı laktasyon dönemi içinde kullanılabilir. İyi vücut kondisyonunun korunması ve yavrular için fazla miktarda süt sağlamak amacıyla emziren dişilere istedikleri her türlü mamanın verilmesi önerilmektedir.

    Laktasyon süresince kuru mamayı su ile ıslatmak mama alımını arttırmaya yardımcı olacaktır. Islatılmış kuru mama önermenin diğer bir önemli nedeni de, yavruların 3-4 haftalık olduklarında azar azar katı mama alımına başlayacak olmalarıdır. Yavruları erken dönemde iyi kalitede bir hazır mamaya alıştırmak, obur olmalarını engellemeye yardımcı olacaktır. Bu nedenle evde hazırlanan mamalardan uzak durulmalıdır. Yavrular daha fazla katı mama yemeye başladıkça, dişinin süt üretimi eğilimi azalacaktır. Normal olarak yavrular, 6-8 haftalık olduklarında sütten kesilirler ve sütten kesilme döneminde annenin besin tüketimi normal beslenmesinden %50 daha az olmalıdır.

    Sütten kesme döneminde, süt akışını azaltmaya yardımcı olmak ve memeden süt salınması problemlerini önleyebilmek için aşağıdaki prosedür önerilmektedir;

    - Yavruların sütten kesildiği gün, anne herhangi bir mama almamalı ancak içmek için fazla miktarda taze suyu olmalıdır.

    - Yavrular, anneden ayrılmalı ve yiyecek ve su verilmelidir. - Ilık su ile ıslatılmış kuru mama yavruların gıda alımının uyarılmasına yardımcı olabilir.

    - Sütten kesme işleminden 1 gün sonra, anne daha önceden beslendiği toplam öğünün ¼ ‘ünü almalıdır.

    -Anne ve yavrular sütten kesilmeden sonraki gün, sütü azalmakta olan annelerini emmeleri amacıyla birkaç saatliğine bir araya getirilebilir.

    - 3. günde, dişi önceden beslendiği gıdasının ½’ sini ve 4. günde ¾’ ünü almalıdır. 5. günde, dişiye normalde aldığı gıda miktarı verilebilir.

    Eğer bir defada doğan yavruların sayısı fazla ise, dişi, emzirme döneminde biraz yorgun düşebilir. Bu durumda, sütten kesilmeden 5 gün sonra normal beslenme periyoduna geçmek yerine, vücut kondisyonu normale dönene dek ekstra gıda takviyesi yapılmalıdır.

    Kaynak : Bu makale PURINA PetCare Centerdaki PURINA Labratuvarlarında yapılan araştırmalar sonucunda hazırlanmıştır.
    AlıntıAlıntı

  7. #7
    TDW Team-Co Admin as11 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Feb 2007
    Mesajlar
    15.889
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    680 Toplam

    Standart İlgi: Köpekler -Temel Bilgiler

    Kangal Köpeklerinin Eğitimi
    - YAVRU KÖPEKLERİN EĞİTİLMESİ
    0-6 ay arasında terbiye edilmelidir. 6 aydan sonra köpeğin kullanılacak amaca göre eğitilmesi gerekir. Yavru köpeklere sırasıyla şu aşamalarda eğitim yaptırılmalıdır.
    a) Bu aşamada 0-6 aylık yavrulara terbiye ve eksersizler uygulanacaktır.
    b) 6-12 aylık yavrulara uygulanacak bir eğitim yöntemi olup, bu dönemde birinci aşamadaki eksersizler tamamen pekiştirilir, ayrıca emir sözcükleri, fiziki güç artırma çalışmaları, ayrıca tasmalı ve sevk kayışlı uygulamalar yapılır.
    c) 12-15 aylık köpeklere uygulanacak temel itaat ve ileri itaat eğitimlerindeki tüm programlar bu dönemde eksiksiz olarak tatbik edilmelidir.
    d) Bu dönemler ise 15-18 aylık köpeklerin ileride alacakları özel eğilimler uygulanır. Bu uygulamada köpekler adeta hizmete şartlandırılır.Yavrularda uygulanan temel terbiye yöntemleri şunlardır.

    1- Yavru ile dostluk kurmak.
    Önce köpeğimize onun dostu olduğumuza inandırmalıyız. Köpeğimize bir kimlik kartı çıkartmalıyız. Dünyadaki canlılar arasında köpek kadar ses tonundan sevgi, övgü, azarlama ifade eden ses, hareketler, hatta mimik ve jestlerden etkilenen başka bir canlı gösterilemez. Yumuşak tatlı bir ses, bir üç ayını dolduran bütün köpekler aşılanmalı ve her yıl aşı tekrarlanmalıdır.

    2- Yavruya isim vermek.
    Yavru köpek ile gönül bağı kurulduktan sonra yapılacak ilk iş ona bir isim vermektir. Bu isim tek heceli ve cazip olmalıdır. Ona karşı her an bu isim kullanılmalıdır. Köpekler her sözcüğün anlamını ve o anda yapılan hareketin amacını bir kaç tekrardan sonra mutlaka kavrarlar.

    3- Yavrunun eve uyumunu sağlamak.

    4- Yavrunun tabi ihtiyaçlarını disipline etmek:
    Burada hayvanın pisliğini istenen yere yapması terbiye edilmelidir.

    5- Yavrunun ödüllendirilmesi:

    Köpeğiniz istediğimiz bir hareketi yaptığında onu mutlaka ödüllendirmeliyiz. Bu ödüllendirme hayvanı sevip okşama veya sevdiği bir yiyeceği veya oyuncağı vermek şeklinde olur.

    6- Yavrunun cezalandırılması:
    Cezalandırma ya tepki yada canını yakmakla uygulanır. Tepki genel olarak sert bir ses tonu, ciddi bir ifade ve hareketle onu uyarmaktır. Ceza en son başvurulacak bir yöntemdir. Yanlış ve ağır cezalar köpeğin eğitilmesini zorlaştırır ve hatta sahibine düşman eder.

    7- Yavrunun duyu organlarını geliştirecek eksersizler:
    Köpeklerdeki 4 duyu organını geliştirecek eksersizler şunlardır:

    a) Koku alma duyusunun geliştirilmesi,
    b) İşitme duyusunun geliştirilmesi,
    c) Görme duyusunun geliştirilmesi,
    d) Tat alma duyusunun geliştirilmesi.

    8- Yavrunun tasma ve sevk kayışına alıştırılması:
    Yavru 2 aylık olduktan sonra ayarlı deri tasmaya alıştırılabilir. Bir kaç gün içinde bu işe alışır. 3 ay içinde tasmaya sevk kayışı da bağlayarak yavruyu gezintiye çıkarmalıyız.

    9- Yavrunun sosyal çevreye uyumu:
    Köpek yavruları aynen çocuklara benzerler. İlk gördükleri canlı ve cansız her şeye karşı merak duyarlar. Hatta mimik ve jestleriyle onun ne olduğunu öğrenmek istediklerini belirtmeye çalışırlar. Ve ilk fırsatta o şeyi kesinlikle koklar ve kokusunu aldığı nesneyi hayat boyu unutmazlar. Bu merakları nedeniyle köpekleri 6 ay içinde sosyal çevreye alıştırmak gerekir.

    10- Yavrunun kulübeye veya barınağa alıştırılması:
    Kangal köpekleri özellikle hürriyetlerine çok düşkün bir hayvandır. Bu nedenle henüz 8 haftalıkken yavrular mutlaka kafes veya barınağa konulmalı ve alıştırılmalıdır.

    11- Yavrunun başkası tarafından verilen yemeği reddetmesi:
    Köpek yetiştiriciliğinde bu önemli bir konudur. Hayvan küçükken kendi sahibinin elinden ve kendi kabından yemeğe alıştırılmalı dışardan verilen yemekleri kabul etmemelidir. Ayrıca beslenmesi ihmal edilmemelidir.

    12-Yavruların kötü huylarından vazgeçirilmesi:
    Yavrunun kötü huyları şunlardır:
    a) Çevredeki eşyaları hırpalayıp dağıtmak,
    b) Kavgacı olması
    c) Çekingen ve korkak olması
    d) Şımarık ve sırnaşık olması
    e) Çevredeki canlılara saldırması
    f) Hiç havlamaması.
    4 aya kadar yavrunun bu kötü huylan mutlaka önlenmeli, 4 ve 6 ay arasında noksan veya zayıf olan konularda gerekli pekiştirmeler yapılmalıdır.

    13- Yavrulara eğitim ile ilgili sözcüklerin Öğretilmesi:
    Yavru köpeğe 3-4 aydan sonra gel, git,bak, hayır, kal, yat, ara, bul, getir, götür vb. sözcükler öğretilebilir.

    14- Yavrulara bekçilikle ilgili egzersizler:
    Bekçilik köpeğin yaradılışında mevcut içgüdüsel bir özelliğidir. Ayrıca köpeklerde büyük ölçüde bir kıskanma hissi de mevcuttur. Kendisine ait eşyayı, yemeğini, kaldığı evi, ev halkını özetle her şeyi büyük bir ciddiyetle ve cesurca korur. Bu nedenle onu daha da eğiterek canımızı ve malımızı teslim edebiliriz. Kangal köpeğinde bu şekilde gelişerek bağlı olduğu kişileri canı pahasına mutlaka korur. Bu huyunu ilerletme egzersizlerini de annesinden alır. Bekçilik yapacak bir köpek 2 aylıktan itibaren bakıcısıyla tanıştırılmalı ve nöbet tutacağı yere yavaş yavaş alıştırılarak bağlanmalıdır. 6 ay olduktan sonra gündüzleri bağlanmalı, geceleri serbest bırakılmalıdır. Yemeği ve suyu bakıcısı tarafından verilmelidir Bekçi köpeklerine genellikle dur, hayır, tut gibi kelimeler mutlaka öğretilmelidir.

    15- Yavrularda çoban köpeği ile ilgili egzersizler:
    Çoban köpeği olacak yavrular 4 aylık olduktan sonra imkanlar elverdiğince anneleri ile birlikte sürüye götürülmelidir. Sürüye götürülecek köpeklerin çok cesaretli, çevik ve kuvvetli olması için iyi beslenmeleri gerekir. Sürüye gidecek yavru köpeklerin kesinlikle ezdirilmemesi gereklidir. Bilakis bu yavruların cesaretini artırması için işe yaramayan imha edilecek yavru köpek üzerinde cesaretlerini arttıracak çeşitli egzersizlerle köpeklerin cesaretleri, kendine güveni artırılmalıdır. Böylece vahşi hayvanlara karşı mücadele yeteneği kazandırılmalıdır.

    2- ERİŞKİN KÖPEKLERİN EĞİTİMİ:
    Erişkinlik çağı Kangal köpeklerinde 12 aylıktan sonra başlar. Bu dönemde uygulanacak program daha zor ve ağır olur. Bunun için yavru köpeklere uygulanan program aksatılmadan, eksiksiz ve sabırlı bir şekilde yapılmalıdır ki, erişkin dönemdeki eğitim kolay ve iyi sonuçlar verir.Erişkin köpeklere uygulanacak eğitim iki aşamalı yapılmalıdır.
    a) Temel eğitimler,
    b)Özet eğitimler
    Bu eğitimleri sırasıyla ele alalım.
    a) Temel eğitimler:
    Temel eğitimde amaç genel olarak verilecekler emri köpeğin eksiksiz olarak yapması hedeflenir, Eğitim erken (6-7 ayında) başlarsa daha iyi olur. Temel eğitim köpek eğitiminin temelini teşkil eder.
    Bu eğitim de aşamalı olarak uygulanır.
    a) Temel itaat eğitimi:
    Temel itaat eğitimi hayvanı sıkmadan günde 2 saat süreyle uygulanması gereklidir. Bu eğitimde kontrol altına alınabilmesi için topuk, yat, kalk, otur, hayır, kal, sürün,yapma vb. gibi kelimeler öğretilir ve uygulamalı olarak yaptırılır.
    b) İleri itaat eğitimi
    Bu eğitimin amacı itaat eğitimlerini uzaktan ve serbest egzersizlerle yaptırmak ve bunun sonucunda bakıcının köpek üzerindeki etkisini artırmak ve köpeğin uzaktan kontrolünü yapmaktır.
    c) Destek eğitimi:
    Destek eğitimleri adı altında köpeklerin fiziki güçlerinin geliştirilmesi ve genel bilgi eğitimlerinin yaptırılmasından oluşur.

    1- Fiziki gücü geliştirme eğitimleri:-Yüksek atlama gücünü artıracak engel eğitimi,
    -Uzun atlama gücünü artıracak engel eğitimi,
    -Denge yeteneğini artıracak engel eğitimi,
    -Tırmanma eğitimini artıracak engel eğitimi,
    -Güven duygusunu artıracak engel eğitimi.

    2- Genel Bilgi Eğitimi:
    Bu eğitimde de hayvanın genel bilgisini artıracak egzersizler yaptırılır.
    -Saldırganlık eğitimi,
    -Yabancıların aranma eğitimi
    -Bina, banka, mağaza gibi yerlerde arama eğitimi
    -Kısa iz takibi eğitimi,
    -Köpeklerin silah sesine alıştırılması eğitimi.

    B- Özel Eğitimler:
    Bu eğilimler 15-18 aylık iken uygulanır.Bu bölümde köpeklere:
    1- Bekçi köpeği eğitimi,
    2- Devriye köpeği eğitim,
    3- Av köpeği eğitimi,

    4- Çoban köpeği eğitimi,
    5- Narkotik madde arama eğitim,
    6- Keşif köpeği eğitimi gibi eğitimler yaptırılır
    .Bu eğitimlerden geçen köpekler bu işleri rahatlıkla yaparlar.Kangal köpeklerinin diğer köpeklere orada bu eğitimleri daha iyi uygulayan ve verilen görevi daha iyi yapan, aranan bir köpek ırkı olduğu tespit edilmiştir.
    AlıntıAlıntı

  8. #8
    TDW Team-Co Admin as11 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Feb 2007
    Mesajlar
    15.889
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    680 Toplam

    Standart İlgi: Köpekler -Temel Bilgiler

    Uyuz hastalığı ve tedavisi

    Uyuz bir deri hastalığıdır ve ülkemizde de çok yaygın olarak görülmektedir. Yaygın görülmesinin en büyük sebebi sokak köpekleri diye adlandırılan sahipsiz hayvanların ve pire-kene gibi dış parazitlerin sayısının oldukça fazla olmasıdır. Uyuz hastalığının birçok formu vardır ve oldukça inatçı bir hastalıktır.
    En yaygın bulaşma şekli pire ve keneler, direk temas ve dokunma, ortak kullanılan tasma, mama kabı, yatak vb. eşyalar, ortak kullanılan alanlardır. Doğada oldukça yaygın ve kolay bulaşan bir hastalıktır.

    Bazı türler sadece kulak kepçesi ve çevresinde, bazıları ise göz ve çevresinde lokal lezyonlar oluşturabilirler. Genelde derinin tüysüz bölgelerinde ve dirseklerden başlayan lezyonlar tedavisi yapılmazsa vücuda yayılırlar ve generalize olurlar.

    Uyuz hastalığını yaratan etken derinin epidermis katında veya kıl foliküllerinde yerleşen ve tünel kazarak hareket eden mikroskobik boyuttaki uyuz böcekleridir. Lezyonlu deriden kazıntı yapılarak alınan materyalle hazırlanan preparatlar, mikroskop altında incelendiğinde uyuz etkenleri rahatlıkla görülebilmektedir.

    Ülkemizde yaygın bulunan türleri:
    - Demodex
    - Sarcoptes
    - Otodectes
    - Notoedrestir.

    Uyuz böcekleri; deri döküntüleri, doku artıkları, kan ve doku sıvısı ile beslenirler. Deride derin ve genelde kaşıntılı lezyonlara sebebiyet verirler. Sadece Demodex türü uyuzda kaşıntı azdır veya hiç olmamaktadır.

    Semptomlar...
    - Oldukça şiddetli kaşıntı(bazı türler hari&#231
    - Kızarıklık
    - Deride veziküller
    - Vücutta yaygın yaralar
    - Tüy dökülmesi
    - Deride kalınlaşma
    - Tüylerin dökülmesi(lokal veya genel)
    - Deride ağır bir koku
    - Deride kepeklenme ve kabuklanma
    - Derinin renginde koyulaşma ve pigmentasyon artışı


    Korunma...
    - Köpeklerin hijyenik ortamlarda bakımı
    - Pire ve kenelere karşı önlemleri almak
    - Tüy ve deri sağlığının düzenli kontrolü
    - Düzenli fırçalamak
    - Sık yıkamamak
    - Başka köpeğe ait malzemelerin dezenfekte etmeden kullanmamak
    - Beslenmesine dikkat etmek
    - Yürüyüş ve gezinti alanlarına dikkat etmek
    - Oyun arkadaşlarına dikkat etmek
    - Hekiminizin önereceği aralıklarla dış parazitlere etkili banyo solusyonları ile yıkamak
    - Düzenli Veteriner Hekim kontrolü

    En önemlisi; Vücutta oluşacak bir deri lezyonunda vakit geçirmeden veteriner hekiminize danışmak ve ihmal etmemek gerekir. Çünkü tüm hastalıklar erken teşhisle çok daha kolay ve çabuk tedavi edilebilmektedir.

    Tedavi...
    Tedavisi mümkün olan bir hastalıktır. Tedavide yıkama solusyonları, uyuza etkili enjeksiyonlar, spot on uygulamalar ve oral tedavi yapılabilmektedir. Hekiminiz uyuzun formuna göre tedaviyi seçecek ve uygulamaya başlayacaktır. Genelde iyileşme süreci 4 hafta ile 6 hafta arasıdır. Demodex türü uyuz etkeni foliküllere yerleştiği için tedavisi daha uzun ve zordur. Bu da tedavi sürecinin daha uzun olmasını sağlar. Bazen de uyuz hastalığı; diğer deri hastalıkları ile beraber seyredebilir. Bu durum daha komplike ve daha uzun süreli bir tedaviyi gerektirecektir.

    UNUTMAYIN...
    Uyuz asla öldürücü bir hastalık değildir ve tedavisi mümkündür.Fakat konunun üzerine eğilmezseniz ve tedavisi yapılmazsa bu hastalıkta bile ölümler olabilmekte ve üzücü durumlarla karşılaşılabilmektedir.

    Canımızdan çok sevdiğimiz dostlarımızın sağlıklı ve mutlu olmaları için lütfen onları ihmal etmeyelim. Onların sağlığına ne kadar dikkat ederseniz,onlarla geçireceğiniz günler o kadar uzun ve güzel olur. Veteriner hekimlerimizin tavsiyelerini kulak arkası etmeyelim. Bizler; hem onların hem de sizlerin sağlığı için sürekli olarak yardımcı olmaya ve hizmet vermeye devam ediyoruz.

    Asım Sarıçiftçi
    AlıntıAlıntı

  9. #9
    TDW Team-Co Admin as11 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Feb 2007
    Mesajlar
    15.889
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    680 Toplam

    Standart İlgi: Köpekler -Temel Bilgiler

    Kısırlaştırma
    Dişi kedi ve köpeklerin genel anestezi altında genital organlarının yani uterus (rahim) ve ovariumlarının (yumurtalık) alınması yöntemiyle yapılan bir operasyondur. Bazı durumlarda tek ovarium alınarakta yarım kısırlaştırma yapılmaktadır. Bu operasyon asla tavsiye edilmez. Çünkü daha sonra vücutta bırakılan tek ovariumdan dolayı çeşitli operasyon sonrası komplikasyonlarla karşılaşılabilmektedir. Kısırlaştırmanın bazı avantaj ve dezavantajları vardır.

    Kısırlaştırmanın Avantajları: Kısırlaştırılmayan dişi kedi ve köpekler bazı sağlık problemleri ile karşılaşırlar. Bu jinekolojik problemler, pyometra dediğimiz uterusun irinli yangısı, ovariumun kist ve tümörleri, prolapsus vagina ve uteri (vagina ve uterusun dışarı çıkması) gibi sorunlardır. Yine kısırlaştırılmamış kedi ve köpeklerde meme tümörleri riski daha fazladır. Bu riski en aza indirmek için, çiftleştirilmesi düşünülmeyen evcilin ilk kızgınlığından önce kısırlaştırılması gerekir.


    Pyometranın nedeni enfeksiyon ve hormonal nedenlerdir. Özellikle sık yalancı gebelik geçiren köpeklerle, doğum kontrol ilaçlarını, kontrolsüz kullanan kedi ve köpeklerde rastlanır. Kızgınlığı önleyici amaçla kullanılan preparatların, evcilin çiftleşme isteği göstermediği dönemde verilmesi uygundur. Kızgınlık başladıktan sonra kullanılan ilaçlar pyometraya davetiye çıkarır. Genital sistemin anatomik yapısı nedeni ile Pyometrada sadece antibiotik kullanılması tedavide kesin çözüm değildir. Tekrarlar yaşanabilir. Ayrıca hayvan yaşlandıkça ve vücudundaki enfeksiyon hastalık nedeni ile anesteziye almak risk teşkil edecektir. Bu nedenle erken yaşta kısırlaştırmanın önemi büyüktür.

    Kısırlaştırma sinirli ve saldırgan davranışların giderilmesi amacıyla da önerilmektedir. Ayrıca siklus kanamaları, işaretleme amacı ile sık idrar yapma erkek hayvanların aşırı ilgisi gibi rahatsız edici davranışlardan uzaklaşılır.

    Kısırlaştırmanın Dezavantajları: Kilo alma problemi olabilir. Ancak kilo almanın asıl nedeni ilerleyen yaşa rağmen az hareket ve enerjisi yüksek gıda ile beslemektir. Diğer dezavantaj östrojen yetmezliğine bağlı tüy döküntüsü ve tüylerin yavaş uzamasıdır. Nadiren de olsa bazı evcillerde idrar tutamamaya rastlanır ve durum özellikle uyku halindeyken kendini gösterir.

    Tüm bu avantaj ve dezavantajların dışında sokak kedi ve köpek populasyonunun kontrol altına alınmasında en etkili çözümdür.
    AlıntıAlıntı

  10. #10
    TDW Team-Co Admin as11 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Feb 2007
    Mesajlar
    15.889
    Total 'Thanks' Received by This User :
    0 Bu Konu icin
    680 Toplam

    Standart İlgi: Köpekler -Temel Bilgiler

    Kangal Köpeği
    Kangal çoban köpeği, Anadolu insanının yüzyıllar boyu çobanın yanında onun sürüsünün kötü niyetli kimselerden ve vahşi hayvanlardan korumuş bir köpek ırkıdır. Babiller zamanından beri varlığı bilinmektedir. Bu köpekler savaş köpeği olarak kullanıldığı gibi at ve aslan avında da kendisinden yararlanılmıştır.

    Çeşitli arkeolojik kayıtlarda Osmanlı İmparatorluğu dönemi Arşivlerinde ve Evliya Çelebinin Seyahatnamesinde Kangal Çoban Köpeğinin varlığı kanıtlanmıştır.

    Kökeninin Sivas İli Kangal İlçesinden geldiği tahmin edilmektedir. Buna rağmen Yozgat, Kayseri, Çorum, Tokat, Erzurum ve Erzincanda da saf kanlılarına rastlamak mümkündür. Keza ülkemiz köpek ırklarından Karakaya ve Kızılkaya gibi isimlerle anılan ve ancak kanlarında Türk çoban köpeği gibi bir başka yabancı isim taşımayan ırklarımızla melezlerine ülkemizin her yöresinde rastlamak mümkündür. Ancak birinci derecede saf Kangal Çoban Köpeğini Sivas veya özellikle Kangal İlçesinde bulmamız mümkündür.

    Kangal Köpeğinin yapısı aslanı andırır. Kafa iri, dudaklar sarkık, göz, kulak, ağız etrafı ve burun üstüne kadar siyahtır. Gözleri kafasına göre oldukça küçük, yuvarlakça olup, altın ve kahverengi arasında bir renktedir. Göz etrafı siyahtır. Kulaklar orta boy üçgen şeklinde uçları yuvarlak kafasına yapışık ve sarkıktır. Boyun hafifçe eğik güçlü ve adaleli, orta boyda ve oldukça ayrık, düz ve kalın kemikli, ayak bilekleri kuvvetli ve uzundur. Ön göğüs arkasına göre daha geniş ve omuzlar adalelidir. Gövde baştan sonra bir kare şeklindedir. Vücut güçlü, adaleli, hiçbir zaman şişman değildir. Dirsek hizasına kadar göğüs derin karın hafifçe içine çekiktir. Arka bacaklar güçlü fakat önler kadar değil, arka bilekler oldukça düzdür. Bazılarında ayak pençesinin üstünde bir tırnak bulunur. Ayaklar iri yapılı, kuvvetli parmaklar bombeli ve siyahtır. Kuyruk oldukça yüksek olup rahat durumda iken düşük ve kıvrık, uyarıldığı zaman sırt üzerinde yüksek ve yine kıvrıktır. Post; sık bir alt post üzerinde kısa ve yoğun bir tüy yapısına sahiptir. Vücut rengi bozdan çelik rengine kadar değişiklik gösterir. Göğsünde beyaz bir madalyon bulunabilir. Vücut ağırlığı erkeklerde 50-60 kg., dişilerde 41-59 kg. arasındadır. Yükseklik erkeklerde 74-81 cm., dişilerde 71-79 cm. arasındadır. Bu ölçüler bakım ve beslenme durumuna göre daha da artabilir.


    Kangal Köpeklerinin küçümsenemeyecek derecede zekaları, çok alıngan ve hassas bir ruh yapıları vardır. Çok cesur kuvvetli, çevik ve hızlı koşan bir hayvandır. Verilen görevi can pahasına da olsa yaparlar. Sevinçlerini ve üzüntülerini kolayca belli ederler. Hatta hislerini yalnız hal, hareket, mimik ve jestlerle değil, çıkardıkları çeşitli tonlardaki havlamalarla da açığa vururlar. Sertlik ve yumuşaklık ifade eden sözleri iyi anlarlar ve övüldükleri ve yerildiklerini bilirler. İyi niyetli ve kötü niyetli kişileri hemen anlarlar. Üzüntüsünü genel durumundaki durgunluk, gözlerde donukluk, yüz hatlarında kederli bir görünüm, hal ve hareketlerinde gevşeklik ve yemeklere karşı isteksizliklerle ifade eder. Sevincini ise canı gönülden hal ve davranışlarla gösterir. Sevdiği kişileri çok kıskanırlar. Sahibinin başka bir köpeği gözü önünde sevip onunla ilgilenmesini hiç hazmedemezler. Kan asaletine çok sadıktırlar. Doğada serbest iken başka bir köpek ırkı ile çiftleşmezler. Genellikle anne-babadan doğan kardeşlerin de birbirleriyle çiftleşmedikleri tespit edilmiştir. Kangal Köpeğinin bu üstün özelliklerinden dolayı en kötü şartlarda bile ırk vasıflarından ve ruh yapısından fedakârlık yapmayarak saf kalmayı başarmıştır.



    Bakımlı Kangal Köpeklerine imkanlar elverdiğince tımar yapılması gerekir. Gözlerde akıntı olmamalıdır. Ağız içi pembe görünüşte, dili açık kırmızı, dişler sağlam ve koku olmamalıdır. Vücutta kaşıntı, dış parazitler ve herhangi bir yaralanma olmamalıdır. Bu gözlemin sonunda hayvanda herhangi bir hastalık görüldüğünde hemen veteriner hekime başvurulmalıdır. Köpekler sağlıklı olduğu müddetçe sık sık yıkamaya ihtiyaç yoktur. Hatta sağlığı yönünden zararlıdır. Fazla yıkama deriyi kurutur, çatlatır, tüyleri donuklaştırır ve bunun sonucunda çeşitli deri hastalıklarına sebep olur. Köpekler kaplı bölümlerde ise günlük yem ve su kapları temizlenmelidir. Ayrıca bölmeleri günde iki kez temizlenmelidir.



    Kangal Köpeğinin yetiştirilme amacına ve şekline göre barınağın yapısı ve yeri farklı olmalıdır. Genelde ev dışında görev verildiğinden evin dışında barındırılmalıdır. Tek köpekler için kulübe şeklinde ağaç ve betonarme tipinde barınak yapılmalıdır. Barınaklar yemek yeme ve yatma bölümünden oluşur. Bir köpek kulübesi l m. uzunluğunda 80 cm. yüksekliğinde yapılabilir. Toplu olarak barındırılacak köpekler için hayvan vücuduna göre değişiklikler yapılabilir. Bu barınaklarda genelde hayvanın soğuk havalarda girebileceği bir avlusu olmalıdır. Ayrıca doğum bölümleri ve çiftleşme bölümleri olması gerekir. Barınakların mümkün olduğunca sık sık yıkanması, yataklıkların 10-15 günde bir değiştirilmesi gerekir.



    Köpekler et yiyiciler ailesine giren canlılardır. Ancak, bu bağlantı köpeğin yalnız etle besleneceği anlamını taşımaz. Diğer canlılar gibi köpeklerin beslenmesinde proteinler, karbonhidratlar, yağlar, mineral maddeler ve vitaminler önemli rol oynar. Ancak bilimsel metotlarla beslenmesi sağlık açısından ve zeka gücünün gelişmesi yönüyle önemlidir.
    AlıntıAlıntı

 

 
1. sayfa - 3 sayfa var 123 SonuncuSonuncu

Benzer Konular

  1. WiNDOWS HAKKINDA BAZI BiLGiLER
    Von Nida im Forum PC Donanım
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 1.02.2009, 09:12
  2. temel we dursun
    Von haluk im Forum Şakalar ve Fıkralar
    Cevaplar: 5
    Son Mesaj: 26.02.2007, 11:37
  3. temel ve eşşek
    Von harunsat im Forum Şakalar ve Fıkralar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 8.02.2007, 01:01
  4. temel - papağan
    Von harunsat im Forum Şakalar ve Fıkralar
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 7.02.2007, 08:47
  5. Temel ve Inegi
    Von Dreamboxer im Forum Şakalar ve Fıkralar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 5.02.2007, 22:59

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  

Page generated in 1.711.695.766.87659 seconds with 24 queries Sayfa Boyutu (336887)