Peygamberimizin ahlakı ile ahlaklanmanın yolu onun sünnetine uymaktır.

Kur’ân’ı Kerim’de, Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının (Haşr, 7) (Resûlüm!) De ki: Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir. (Â’li İmrân 31).

Peygamber Efendimiz (sav), Allah (cc)’ın “… ancak o, Allah’ın Resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur.” (Ahzab Suresi, 40) ayetiyle bildirdiği gibi insanlar için son peygamber olarak gönderilen, Allah (cc)’ın en son hak kitabını vahyettiği, güzel ahlakı, takvası, Allah (cc)’a olan yakınlığı ile insanlara örnek kıldığı, Allah (cc)’ın dostu, Rabbimiz’in Katında üstünlüğü olan, müminlerin de dostu, en yakını ve velisidir. Peygamberimiz (sav), Allah (cc)’a olan güçlü imanı ile, Rabbimiz’in kendisine verdiği sorumluluğu en güzel şekilde yerine getirmiş, insanları Allah (cc)’ın yoluna, hidayete davet etmiş ve tüm inananların yol göstericisi ve aydınlatıcısı olmuştur.

Peygamberimiz (sav)’i görmemiş olsak bile, Kuran ayetlerinden ve hadis-i şeriflerden, O’nun güzel tavırlarını, konuşmalarını, gösterdiği güzel ahlakı anlayabilir, O’na benzemek, ahirette O’nunla yakın bir dost olabilmek için elimizden gelen çabayı en fazlasıyla gösterebiliriz. Allah (cc) Kuran’da, Peygamberimiz (sav)’in ahlakında tüm Müslümanlar için güzel bir örnek olduğunu şöyle bildirmektedir:

Andolsun, sizin için, Allah’ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah’ı çokça zikredenler için Allah’ın Resûlü’nde güzel bir örnek vardır. (Ahzab Suresi, 21)

Peygamber Efendimiz (sav), sadece Allah (cc)’ın hoşnutluğunu aramış, hiçbir çıkar veya dünyevi bir kazanç düşünmeden, hayatı boyunca Allah (cc)’ın rızasını, rahmetini ve cennetini kazanmak için çaba göstermiştir. Allah (cc) bir ayetinde müminlere “De ki: “Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah’ındır” (Enam Suresi, 162) şeklinde buyurmaktadır.

Rabbimiz, tüm insanlara din ahlakını, başka hiçbir amaç katmaksızın yalnızca Allah (cc) için yaşamalarını emretmiştir. Bir kimsenin Allah (cc)’a gönülden bağlanması, Allah (cc)’tan başka bir İlah olmadığını bilerek, hayatını yalnızca O’nu razı etmeye adaması ve her ne olursa olsun Rabbimiz’e olan sadakatinden vazgeçmemesi o kişinin ihlas sahibi olduğunu gösterir. İhlas sahibi bir mümin, yaptığı işler ve ibadetlerle Allah (cc)’ın dışında bir başkasının sevgisini, hoşnutluğunu, takdirini, ilgi ve beğenisini elde etmeye çalışmaz. İhlas sahibi müminlere en güzel örnek de Hz. Muhammed (sav) ve diğer peygamberlerdir. Peygamberimiz (sav)’in bu ihlasını haber veren ayetlerden biri şöyledir:

De ki: “Ben, buna karşı sizden bir ücret istemiyorum ve (kendiliğinden) bir yükümlülük getirenlerden de değilim.” (Sad Suresi, 86)

Peygamberimiz (sav) bu derin imanının bir gereği olarak da çevresindeki tüm insanlara karşı çok üstün bir ahlak sergilemiştir. Allah (cc) Kuran’da, Peygamber Efendimiz (sav)’in bu güzel tavrını şöyle bildirmektedir:

Allah’tan bir rahmet dolayısıyla, onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın onlar çevrenden dağılır giderlerdi. Öyleyse onları bağışla, onlar için bağışlanma dile… (Al-i İmran Suresi, 159)

Peygamberimiz (sav) güçlü vicdanı ile ümmetini her yönüyle sahiplenmiş, onlara her konuda bir velinimet olmuştur. Bu özelliklerinden dolayı Peygamberimiz (sav) Kuran’ın birçok ayetinde “sahibiniz” (arkadaş, sıkı dost, sahip) olarak zikredilmektedir. (Sebe Suresi, 46/Necm Suresi, 2/ Tekvir Suresi, 22) Büyük İslam alimi İmam Gazali, hadis alimlerinden derlediği bilgiler ile Peygamber Efendimiz (sav)’in çevresindekilere karşı tutumunu şöyle özetlemiştir:

“… Huzurunda oturan herkese mübarek yüzünden nasibini verir, iltifat buyururdu. Bu yüzden huzurundaki herkes onun nezdinde kendisinden daha değerlisi olmadığı düşüncesine kapılırdı. Evet onun oturuşu, dinleyişi, sözleri, güzel latifeleri ve teveccühü hep nezdinde oturanlar içindi. Bununla birlikte onun meclisi haya, tevazu ve emniyet meclisiydi. Öfkelenmekten son derece uzak ve bir şeye çabucak rıza gösterendi. İnsanlara karşı insanların en şefkatlisiydi. Öyle ya, insanların en hayırlısı insanlara hayrı dokunan, insanların en yararlısı da insanlara faydalı olandır.” (Tirmizi, Taberani; Huccetü’l İslam İmam Gazali, İhya’u Ulum’id-din, 2. cilt, Çeviri: Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, s. 798)

Peygamberimiz (sav)’in derin imanı, ihlası ve güzel ahlakı tüm Müslümanların önemle üzerinde durmaları gereken bir ahlak üstünlüğüdür. Peygamberimiz (sav), dünyada ve ahirette müminlere güzellik getirecek pek çok konuda tüm Müslümanlara örnek olmuştur. O’nun bu üstün ahlakı, iman edenler için yol gösterici olmalı ve inananlar, sadece Allah (cc)’ın vahyi olan Kuran’a uyup Peygamberimiz (sav)’in öğrettiği bu güzel ahlakı yaşayarak, tüm alemlere örnek bir tavır ve ahlak göstermelidirler.

Alıntı...