turk-dreamworld.com Sitesine Hoşgeldiniz.


6 sonuçtan 1 ile 6 arası
  1. #1
    Senior Member Merve77 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2010
    Mesajlar
    157
    Total 'Thanks' Received by This User :
    3 Bu Konu icin
    135 Toplam

    Standart Yemek ve Sağlık...

    Fındık yağı tercih edilmeli

    İngiltere Lincoln Üniversitesi Gıda ve Biyokimya Bölümü öğretim görevlisi ve Fındık Araştırma Komisyonu Başkanı Doç. Dr. Celalettin Alaşalvar, fındık yağının, piyasada bulunan diğer yağlardan daha kaliteli olduğunu savundu. Doç. Alaşalvar, tombul fındığın içinde bulunan Oleic asit, E vitamini ve kalsiyumun insan sağlığına son derece faydalı olduğunu da bildirdi. Giresun Meslek Yüksek Okulu (MYO) Fındık Eksperliği Bölümü öğrencilerine konferans veren Doç. Dr. Celalettin Alaşalvar, yaptıkları araştırmalar sonucunda, en kaliteli fındığın, Giresun'a has tombul fındığın olduğunun ortaya çıktığını kaydetti. Tombul fındığın içinde bulunan Oleic asit, E vitamini ve kalsiyumun insan sağlığına son derece faydalı olduğunu söyleyen Doç. Alaşalvar, "Giresun tombul fındığının yüzde 80'i yağdan oluşuyor. Diğer fındık çeşitlerine göre yağ bakımından daha fazla. Yıllardır zeytin yağının en kaliteli yağ olduğu söyleniyor. Ancak, yaptığımız araştırmalar, fındık yağının en kalitelisi olduğunu ortaya çıkardı" dedi. Fındık yağının damarlarda tıkanmalar yapmadığını, zeytin yağı veya diğer katı yağların ise damar tıkanıklıklarına sebep olduğunu öne süren Doç. Dr. Celalettin Alaşalvar, "Günde yenilen 50 gram fındık, 1 adet yumurta veya 1 bardak süte eşdeğer vitamine sahiptir. Ayrıca fındık, kalp ve damar rahatsızlarını, tümör ve ur gelişimini, prostat kanserini ve diğer kanserleri önlüyor" diye konuştu. Alaşalvar ayrıca, olgunlaşma dönemi, işlenme, iyi depolama ve hava sıcaklığının da fındığın kalitesini arttıran sebepler olduğunu belirtti.


    Ihlamur balı

    Yalova'da üretilen ıhlamur balı Türkiye piyasasında olduğu kadar yurtdışında da rağbet görüyor.Türkiye'de sadece Artvin ve Yalova'da ağırlıklı olarak üretilen ıhlamur balı iç ve dış piyasada adeta kapışılıyor. Kilosu 25-30 milyon arasında değişen bal, birçok hastalığın tedavisinde kullanılıyor. Yalova dağlarında bulunan ıhlamur ağaçlarının çevresine bahar aylarında yerleştirilen kovanlardaki milyarlarca arının ıhlamur çiçeklerinden topladığı nektardan oluşan bal, rengi ve aromasında da farklılık taşıyor. Normal bala nispetle daha koyu ve kıvamlı olan ıhlamur balını üretmenin zor olduğunu söyleyen arıcı Naci Yıldız, "Bu bal kanserin önlenmesinde insan metabolizmasına destek veren bir özelliğe sahip. Yine birçok hastalığın tedavisindede kullanılıyor. Bu yüzden çok talep görüyor. Ancak kısa sürede ve az miktarda üretilebilen bu balı her yerde bulmak mümkün olmuyor. Piyasada üzerine ıhlamur balı yazılarak satılan birçok bal gerçek ıhlamur balı değil. Zira bu bal koyu renkli ve diğerlerine göre daha kıvamlı olur. Kokusu ve tadı da farklıdır" dedi. Üretim aşamasında zorlularla karşılaştıklarını söyleyen Yıldız, "Orman yetkilileri ve köy muhtarları sürekli bizi rahatsız ediyor. Kovanlarımızı kaldırmamızı söylüyorlar. Devletin teşvik kredisi verdiği arıcılık bazen bilinçsiz insanlar sebebiyle ilerleyemiyor. Oysa bu bal Yalova ve Artvin dışındaki illerde üretilemiyor. İlimizde de kısıtlı bir zaman içerisinde toplanabilen bu bal ülke tanıtımında da rol oynuyor. Zira yurtdışından ciddi talep görüyor. Bu konuda yetkililer bizlere destek olmalı" şeklinde konuştu.

    Sakın sana kötüsün diyenlere aldırma bana da gerizekalısın diyenler oldu . Ve ben atomu parçalayıp ellerine verdim..
    -Einstein-
    AlıntıAlıntı

  2. Teşekkür edenler:

    ADANALI. (5.03.2011) , mukakan (17.12.2010) , besir (27.11.2010)

  3. #2
    Senior Member Merve77 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2010
    Mesajlar
    157
    Total 'Thanks' Received by This User :
    3 Bu Konu icin
    135 Toplam

    Standart Cevap: Yemek ve Sağlık...

    Balık mutlu ediyor

    Ağırlıklı olarak balıkla beslenen toplumlarda, et ve sebze ağırlıklı beslenenlere kıyasla ortalama yaşam süresinin daha uzun olduğu, insanların daha çok fiziksel direnç gösterdikleri belirlendi. Uzmanlara göre işin sırrı, tuzlu su balıklarının etinde bulunan Omega-3 yağlarından kaynaklanıyor. Genetik beslenme uzmanlarının yaptığı araştırmaya göre, Omega-3 yağları total kolesterol seviyesini düşürüp kalp-damar sisteminin daha iyi çalışmasını sağlıyor. Omega-3 yağlarının, kalp-damar sistemi üzerindeki koruyucu etkilerinin 6 hafta boyunca günde 100 gram balık tüketimiyle kendini gösterdiği belirtiliyor. ABD'li genetik beslenme uzmanı Doktor Artemis Simopoulos, Omega yağlarının enfeksiyonlara karşı vücudun savunma sistemini güçlendirdiğini, beyin ve hücre gelişimine katkıda bulunduğunu belirterek, "Eğer yaşlanmayı yavaşlatmak istiyorsanız Omega-3'ü artırmanız gerekir" diyor. Dr. Simopoulos, "İtalya'da yapılan bir araştırmada, İtalyan diyetlerinin üzerine 1 gram balık yağı verildi ve bu kişilerde kalp krizinden ölüm oranının çok az olduğu gözlendi. Ayrıca çok miktarda balık tüketen ülkelerde depresyonun da azaldığı belirlendi" diye ekliyor. Dr. Simopoulos, özellikle 65 yaşın üzerindeki insanlara daha fazla balık yemelerini öneriyor. Yapılan araştırmalar Omega-3 yağının yetersiz alımıyla kandaki serotonin seviyesinin düşük olması arasında bağlantı olduğunu gösteriyor. Mutluluk duygusu üzerinde etkili olan serotoninin düşük olması ise depresyon nedeni olarak vurgulanıyor. Yeni Zelanda, Kanada ve Almanya gibi Omega-3 yağının az tüketildiği ülkelerde depresyon oranı yüzde 5 iken Japonya ve Tayvan gibi yeterli dengede Omega-3'ün tüketildiği ülkelerde bu oran yüzde 1 civarında. Amerika'da 44 kişi üzerinde yapılan araştırma, günde 100 balık yağı alımının 4 ay sonra depresyonu azalttığını ortaya koyuyor. Bir başka araştırmaya göre, kandaki yüksek Dha seviyesi (omega-3 yağının bir komponenti) beyin sıvısındaki serotonin seviyesine katkıda bulunuyor. Serotonin 'rahatlık, mutluluk' hisleriyle bağlantılı önemli bir sinir iletkeni. 11 ülkede yürütülen araştırmalar, depresyon oranıyla tüketilen balık miktarının ters orantılı olduğunu gösteriyor. Amerika'da 12 yıl süreyle 80 bin hemşire üzerinde yapılan bir diğer araştırma, haftada bir balık yiyen kadınların enfraktüs geçirme olasılığının, ayda bir kez balık yiyenlere oranla yüzde 22 daha az olduğunu gösteriyor. Uzmanlara göre, haftada beş kez balık tüketimi ise enfarktüs riskini yarı yarıya azaltıyor. Avustralya'da geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir araştırma, beslenmenin cilt yaşlanmasıyla bağlantılı olduğunu ortaya koydu. Özellikle de bol sebze, zeytinyağı, balık yiyen insanların cildinin daha az yaşlandığı, kırışık sorunuyla daha geç tanıştığı görüldü. Balığın cilt yaşlanmasını önleyici etkisi, güneşin ultraviyole ışınları gibi atmosfer etkenlerinin neden olduğu zararları hafifleten antienflammatuar özelliğine bağlanıyor.
    Sakın sana kötüsün diyenlere aldırma bana da gerizekalısın diyenler oldu . Ve ben atomu parçalayıp ellerine verdim..
    -Einstein-
    AlıntıAlıntı

  4. Teşekkür edenler:

    ADANALI. (5.03.2011) , mukakan (17.12.2010) , besir (27.11.2010)

  5. #3
    Senior Member Merve77 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2010
    Mesajlar
    157
    Total 'Thanks' Received by This User :
    3 Bu Konu icin
    135 Toplam

    Standart Cevap: Yemek ve Sağlık...

    Sağlıklı içme suyu

    Türkiye'deki her 10 insandan 7'sinin sağlıklı içme suyundan yoksun olduğu bildirildi. Çevre Mühendisleri Odası 5 Haziran Dünya Çevre günü dolayısıyla yaptığı değerlendirmede, küresel çevre sorunlarının başında küresel ısınma ve iklim değişikliği; orman alanlarının hızla azalması; kuraklık ve çölleşme; sınır aşan hava ve su kirliliği; tehlikeli atıkların sınır ötesi ticareti ve taşınımı; içme suyu kaynaklarının hızla azalması; nehir ve denizlerin kirlenmesi ile küresel yoksulluk ve açlığın geldiğine dikkat çekildi. Değerlendirmeye göre, içinde bulunan yüzyılın en önemli sorunlarından biri, temiz su kaynaklarının hızla azalması, suya erişimin zorlaşması ve su yoksulluğunun giderek artması. Dünyadaki Su Yoksulluk İndeksine göre, Türkiye "orta sınıf" grubuna giriyor. Dünya yıllık yağış ortalaması 1000 milimetre iken Türkiye'deki ortalama yağış 640 milimetre. Benzer şekilde, kişi başına düşen tatlı su miktarı açısından dünya ortalaması 7000 metreküp iken, Türkiye, kişi başına yıllık 2000-5000 metreküp tatlı su kaynağıyla "düşük" sınıfta yer almakta. Devlet İstatistik Enstitüsü 2001 yılı verilerine göre, nüfusunun ancak yüzde 72'sine su şebekesi, yüzde 75'ine ise kanalizasyon şebekesi ile hizmet veriliyor. Yaklaşık olarak her 4 insandan 1'i yeterli su ve atık su hizmetlerinden yoksun. Yine aynı verilere göre, insanların ancak yüzde 30'una arıtılmış su hizmeti sunulurken, ancak yüzde 17'sinin atık suları uygun şekilde arıtılıyor. Diğer bir deyişle, her 10 insandan 7'si sağlıklı içme suyundan yoksun bulunurken, her 10 kişiden 8'inin ise atık suları arıtılamıyor.
    Sakın sana kötüsün diyenlere aldırma bana da gerizekalısın diyenler oldu . Ve ben atomu parçalayıp ellerine verdim..
    -Einstein-
    AlıntıAlıntı

  6. Teşekkür edenler:

    ADANALI. (5.03.2011) , mukakan (17.12.2010) , besir (27.11.2010)

  7. #4
    Senior Member Merve77 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2010
    Mesajlar
    157
    Total 'Thanks' Received by This User :
    3 Bu Konu icin
    135 Toplam

    Standart Cevap: Yemek ve Sağlık...

    Alabalık lezzeti

    Alabalık türleri arasında en lezzetlisinin kırmızı benekli alabalık olduğu, bilimsel anket çalışmasıyla belirlendi. Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Su Ürünleri Bölümü'nün yaptığı 3 yıllık çalışma sonucu, doğal ortamda ender bulunan kırmızı benekli alabalık, kültür ortamına alıştırılarak üretilmeye başlandı. Kırmızı benekli alabalığın, kültür ortamında yetişen gökkuşağı olarak isimlendirilen diğer cins alabalıktan daha lezzetli olup olmadığını belirlemek için 20 kişinin katıldığı bir anket çalışması yapıldı. Aynı ortamda, aynı yem ile yetişen kırmızı benekli ve gökkuşağı türlerinden alabalıklar, alüminyum folyoda fırında pişirilerek, değişik gruplardan 20 kişiye servis yapıldı. Balıklar hakkında bilgisi olmayan ve ankete katılan kişiler, balıklardan hangisinin lezzetli olduğu sorusuna, kırmızı benekli alabalığın daha lezzetli olduğu yanıtını verdiler. Ziraat Fakültesi Su Ürünleri Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Esat Mahmut Kocaman, anket sonuçlarının bilimsel yayında kullanılacağını söyledi. Kocaman, yaptığı açıklamada, alabalık türleri arasında lezzet farkını belirlemek için anketi yaptıklarını belirterek, ''Kırmızı benekli alabalığın, aynı ortamda aynı yem ile beslenmelerine rağmen gökkuşağı türünden daha lezzetli olduğunu belirledik. Bölüm arkadaşlarımızla yaptığımız bu çalışmayı, bilimsel yayında değerlendireceğiz'' dedi. Fakültenin balık çiftliğinde üretilen kırmızı benekli alabalığın kilosu 12 milyon liraya, gökkuşağı alabalığın kilosu ise 7.5 milyon lira satılıyor. Kocaman, her iki tür alabalığa da tüketicilerin ilgi gösterdiğini, ancak, kırmızı benekli alabalığın daha çok rağbet gördüğünü söyledi. 3 yıllık bir çalışma sonucu doğal ortamda ender bulunan kırmızı benekli alabalığı kültür ortamında yetiştirmeyi başardıklarını hatırlatan Kocaman, damızlık kırmızı benekli alabalığın satışını da yaptıklarını sözlerine ekledi.
    Sakın sana kötüsün diyenlere aldırma bana da gerizekalısın diyenler oldu . Ve ben atomu parçalayıp ellerine verdim..
    -Einstein-
    AlıntıAlıntı

  8. Teşekkür edenler:

    ADANALI. (5.03.2011) , mukakan (17.12.2010) , besir (27.11.2010)

  9. #5
    Senior Member Merve77 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2010
    Mesajlar
    157
    Total 'Thanks' Received by This User :
    3 Bu Konu icin
    135 Toplam

    Standart Cevap: Yemek ve Sağlık...

    Mangal olayı

    Mangalda pişirdiğiniz ete duman kokusunun ve tadının sinmemesi için, iyice yıkadığınız bir elma ya da bir parça limonun kabuğunu ateşe atın. Ateşe atacağınız birkaç sap biberiye de ete farklı tat katabilir. Ama bu tadın ve kokunun çok baskın olmaması için biberiyenin etin pişirme süresinin sonuna doğru ateşe atılması gerekir. Mangal yaparken etten akan yağlar, kor halindeki kömür parçalarının üstüne düştüğünde alevlenmeye sebep olur. Bu da eti yakar. Ama ateşi söndürmeyecek miktarda suyu elinizle ateşin üzerine serperseniz, alevler dinecektir. İster fırında olsun ister mangalda, ızgara yiyeceklerin tadı bir başka olur. Ama fırın ızgarasında pişirilen etlerin yağlarını tepsiden temizlemek de zordur. Bu işin de altından kalkabilmek için fırın tepsisine bir miktar su doldurmanız yeterli. Yağlar soğuduğunda suyun yüzünde toplanacak ve tepsinin kolay temizlenmesini sağlayacaktır.
    Sakın sana kötüsün diyenlere aldırma bana da gerizekalısın diyenler oldu . Ve ben atomu parçalayıp ellerine verdim..
    -Einstein-
    AlıntıAlıntı

  10. Teşekkür edenler:

    ADANALI. (5.03.2011) , mukakan (17.12.2010) , besir (27.11.2010)

  11. #6
    Senior Member Merve77 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2010
    Mesajlar
    157
    Total 'Thanks' Received by This User :
    2 Bu Konu icin
    135 Toplam

    Standart Cevap: Yemek ve Sağlık...

    İstanbul'un şık restoranlarının ünlü şefleri, yarattıkları yeni lezzetleri Robb Report dergisine anlattı. İşte, lüks mekan sevenler için hazırlanan kışlık damak tadı haritası...TUĞRA RESTAURANT (ÇIRAĞAN KEMPİNSKİ)
    MODERN OSMANLI MEVSİMİ GELDİ
    Çırağan Palace Kempinski'nin Michelin yıldızlı baş aşçısı Olivier Chaleil, yeni mönüsünün çıkış noktasını "Türk mutfağında yenilik yapılsın istiyorum. Her şey değişip gelişmelidir. İleri gitmeyen, üzerinde düşünülüp uğraşılmayan her şey ölür" sözleriyle açıklıyor.
    ESKİ VE YENİ BİRLİKTE
    Tuğra Restaurant'ın baş aşçısı Uğur Alparslan ile birlikte yapılan çalışmalardan; konukları 1910- 2010 arasında zaman yolculuğuna çıkaran iki konseptli mönü çıkmış. 1910 adlı mönüde klasik Osmanlı lezzetleri, 2010 adlı mönüde ise aynı lezzetlerin modern yorumları sunuluyor. Örneğin 1910'daki geleneksel şekerli balkabağı, 2010 mönüsünde karşımıza balkabağı sorbe olarak çıkıyor. Tam bir takım çalışmasıyla yaratılan kış mönüsü altı ayda oluşturulmuş. Her zaman sadelikten yana olan Chaleil, Osmanlı mutfağında kullanılan malzemelere (ördek eti gibi) ağırlık vermiş. Ama Türk yemeklerinde görmeye pek alışık olmadığımız kaz ciğeri, Asya mutfağına özgü siyah domates ve morel mantarı gibi lezzetlere de şans tanımış. Tel: 0212 326 46 46

    MIMOLETT
    ANNENİN ELİ DEĞMİŞ GİBİ
    Murat Bozok, geçen Aralık ayında açtığı Mimolett'in kısa sürede gördüğü yoğun ilgiden aldığı cesaretle, kış mönüsünü hazırlarken iddialı lezzetler seçmiş. Bozok, amacının yerel malzemelerle rafine tatlar yakalamak olduğunu söylüyor:
    HER YEMEKTE TÜRK MUTFAĞININ İZİ
    "Ulaşmaya çalıştığımız tat 'annelerin yemeği'. Kimse kaz ciğeri ya da geyik etiyle büyümemiştir elbette ama nihai lezzetin bıraktığı etkinin anne yemekleri kadar unutulmaz olmasını arzuluyoruz." Kış mönüsündeki tavşan köftesinde bu etkiyi görmek mümkün... Mimolett'te temelde Akdeniz mutfağı hakim. Her yemeğin mutlaka Türk mutfağından bir iz taşımasına özen gösteriliyor. Vanilyalı ve tarçınlı dondurmayla servis edilen sütlaçlı sufle ile uykuluk sote, öne çıkan lezzetler... Tel: 0212 245 98 58

    AGATHA (PERA PALACE)
    ESİN KAYNAKLARI OTELİN TARİHİ...
    Agatha'nın şefi J.W. Maximilian Thomae, bu yeni mekan için mönü oluştururken tarihi otelin geçmişinden ilham aldıklarını söylüyor. Kış mönüsü, Orient Express güzergahındaki ülkelerin mutfaklarından (Fransız, İtalyan ve Türk) lezzetlerle dolu.
    YEMEKLER DÜŞÜK ISIYLA PİŞİRİLİYOR
    Pişirme tekniklerinde de aynı etki görülüyor. Restoranda 'düşük ısıyla pişirme' ve Osmanlı İmparatorluğu'ndan kalan 'marinasyon' teknikleri kullanılıyor. Örneğin; mesir macunu gibi tanıdık bir lezzet, kuzu etinin marine edilmesinde rol oynuyor. Gül suyuyla hazırlanmış trüf çikolata, çemende marine edilmiş somon pastırması, şeftali pestiline sarılmış bıldırcın kebabı; farklılığı ortaya koyan yemekler. Tel: 0212 377 40 00

    GAJA RESTORAN (SWISSOTEL)
    YER MANTARI ÖN PLANDA
    Swissotel'deki Gaja Restoran'ın şefi James Wilkins önderliğinde hazırlanan kış mönüsünde, mevsim malzemeleri ön planda tutulmuş. Wilkins, mevsime özgü ürünleri hafif ve lezzetli yemekler yaratmak için yenilikçi yöntemlerle bir araya getirdiklerini söylüyor. Doğal lagos balığı carpaccio ve turunçgil, haşlanmış rezene ve taze fesleğenle servis edilen ızgara ıstakoz, buna en iyi örnek.
    ÖZEL TADIM MÖNÜSÜ VAR
    Kış sezonu, yer mantarı mevsiminin başlangıcı olduğu ve James Wilkins yer mantarını çok sevdiği için; mekanda Ekim sonunda özel bir tadım mönüsü hazırlanacak. Pek çok yemek, Piyemonte bölgesinden getirilen siyah ve beyaz yer mantarlarıyla servis edilecek. İsteğe göre ana mönüdeki diğer yemekler de yer mantarıyla sunulacak. Gaja'da hiçbir ülke mutfağı baskın değil ama iki yıl Japonya'da çalışan Wilkins'in yemeklerinde Asya mutfağının tadını almak mümkün.
    Sakın sana kötüsün diyenlere aldırma bana da gerizekalısın diyenler oldu . Ve ben atomu parçalayıp ellerine verdim..
    -Einstein-
    AlıntıAlıntı

  12. Teşekkür edenler:

    ADANALI. (5.03.2011) , mukakan (17.12.2010)

 

 

Benzer Konular

  1. Öğrencilere yol ve yemek bedava
    Von Sanchooo187 im Forum Son Dakika Haberleri
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 3.10.2010, 11:18
  2. Öğrencilere yol ve yemek bedava
    Von Sanchooo187 im Forum Son Dakika Haberleri
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 3.10.2010, 11:11
  3. Bucaspor'dan yemek!
    Von Sanchooo187 im Forum Son Dakika Haberleri
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 30.09.2010, 13:20
  4. Yemek Duası ...
    Von asemo im Forum Şakalar ve Fıkralar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 20.02.2008, 11:53

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  

Page generated in 1.711.657.220.32531 seconds with 19 queries Sayfa Boyutu (256486)