Evet, kâfi ve vâfidir. Dün bizim söylediğimiz bu söz, bugün herkes tarafından söylenir olmuştur. Batı yeni yeni ihtidâ hâdiseleriyle bunun açık bir delîlidir.

Bir fabrikanın çalışma sistemini, onu kurup yapandan daha iyi kim bilebilir. En basit bir elektronik âletin dahi çaIışma şeklini bir bilene danışıyorsunuz. İnsanı yaratan kim ise onun gerek ferdi gerekse içtimâ? yaşama tarzını en iyi bilen o olacaktır. İnsanı Allah yaratmıştır. Öyleyse insan için en geçerli sistem de O'nun gönderdiği sistemdir.

Bugün bu realite herkes tarafından kabul ediliyor, zira, beşer eliyle ortaya konan bütün sistemler bugün iflâs etmiştir. Geçici muvaffakiyetleri onların devamlı kalmalarına yetmemiştir. İşte tarihte görülen en meşhur beşerî sistemlerden Feodalizm, Kapitalizm, Sosyalizm ve Komünizm bir biri ardınca hep yıkılıp-gitmiş ve arkada bir sürü feryâd-u figân bırakmışlardır. Halbuki İslâm ilk kurulduğu günden beri özünden hiçbirşey kaybetmeden bugünlere gelip ulaştı.

Batı, bu işin farkındadır. Bizim gönderdiğimiz mürşid ve mübelliğler Batı dünyâsının birçok yerinde hüsnü kabul görmektedir. Kilise anfileri âdeta İslâma hizmet eder hâle gelmiştir.

Dünyâ yeniden bir İslâm anlayışına hazırlanıyor. Bugün altından kalkılamayan problemlerin ancak İslâm ile halledileceği kanâatı oldukça yaygındır.

Fazilet odur ki düşmanlar dahi kabul ve i'tirâf etsin. İşte bugün o merhaleye gelinmişdir ki, düşmanlar dahi verdikleri beyânatlarıyla bu hakîkatı kabullenmiş görünmektedir. Bugün Avrupa'da, İslâmı kabûl ettiği halde, çevresinden endişe ettiği için, bunu açıklamayan pek çok insan vardır. Ve bunların ekseriyeti de kilise mensuplarıdır.

Sonra bu gibi sorulara müşahhas misâl vermek için bütün mes'eleleri teker teker sayıp İslâmın o mes'eleleri nasıl hallettiğini bir bir göstermek gerekir. Bu da birkaç ciltlik eserle ancak mümkün olacaktır. Soru-cevap faslında böyle bir mevzûu derinlemesine tahlil elbetteki imkânsızdır. Ayrıca onlar, İslâm'ın hangi mes'eleyi halledemediğini göstermeliler ki, biz onun cevabını vermiş olalım. Onlar mücerret sordukları için bizim cevabımızda mücerret olacaktır. Cevabı herkese müsellem olan bir mes'ele hakkında esasen daha fazla söz, hem isrâf hem de abesle iştigâldir. İslâm ise isrâf ve abes işi asla tasvib etmez.