Büyük arif İmâm-ı Rabbânî (k.s) yazdığı bir mektupta ramazan ayının, Kur’ân-ı Kerîm ile tam bir münasebeti olduğunu, Kur’ân-ı Kerîm’in bu ayda indiğini,

“Ramazan ayı, Kur’an’ın indirildiği aydır” (Bakara, 2/183) âyet-i kerimesinin bunu doğruladığını söylemiş ve şöyle demiştir:

“Bu münasebetle ramazan ayı, bütün hayır ve bereketleri kendinde toplamıştır. Sene içinde herhangi bir yolla kişiye ulaşan bütün bereket ve hayırlar, kıymeti büyük olan ramazan ayının bereket deryasından bir damladır. Bu ayda sağlanan cemiyet (toparlanma) hali, sene boyunca elde edilecek olan cemiyetin sebebidir. Bu ayda düşülen tefrika (dağınıklık) hali ise, sene boyunca tefrikaya yol açar. Ramazan ayı, kendisinden hoşnut ve razı olduğu halde ayrılan kimseye ne mutlu! Ramazan ayı, kendisine kızgın ve kendisinden memnun olmadığı halde ayrılan kimseye de yazıklar olsun. Çünkü o kimse, birçok bereket ve hayırdan mahrum kalmıştır. Ramazan ayında Kur’ân-ı Kerîm hatmetmenin sünnet oluşu, bütün aslî kemâlât ve bereketlere erişmeye vesile olması sebebiyle olması mümkündür. Ramazan ayı ile Kur’an hatmini bir araya toplayan kimsenin, ramazan ayının bereket ve hayırlarından mahrum kalmaması umulur. Bu ayın gündüzlerinde bulunan bereket diğer aylarınkine benzemez. Gecelerinde bulunan hayırlar da başka ayların geceleri ile kıyas edilemez.” (İmâm-ı Rabbânî, Mektûbât, 4. Mektup)


“Seyyid Muhammed Raşid (k.s) hazretleri farz ve vacip ibadetlerinin dışında nafile ibadetlere, bilhassa geceleyin yapılan amellere çok önem verir, sofilere gece namazına kalkmayı tavsiye ederdi.

Vitir namazını gece teheccüd namazıyla birlikte kılardı. Kuşluk namazını diğer zamanlarda dört, Ramazan ayında sekiz rekat kılardı.

Gecenin çok az kısmını uyku ile diğer zamanını güneş doğuncaya kadar ibadetle ihyâ ederdi.

Ramazan ayında amelini arttırır, gece ve gündüz olmak üzere günde 2 defa tesbih namazı kılardı. İlk on beş gün teheccüd namazını ailesi ile son on beş günü camide cemaatle kılar, Ramazanın son on günü gecesinde uyumayarak, Kadir gecesine vasıl olmaya çalışırdı. Diğer zamanlar günde bir cüz Kur’ân-ı Kerîm okurken, bunu Ramazan ayında iki günde bir hatim indirmeye kadar fazlalaştırırdı.

Ramazan ayı orucu dışında Şevval ayı orucunu, Arefe günü orucunu ve Muharrem orucunu hiç terk etmezdi.

Hangi şartlarda olursa olsun hatme-i hacegânı yapmaya çalışır ve yakınlarına da tavsiye ederdi.” (Dr. A. Salahaddin Kınacı, Seyda Hazretleri’nin Hayatı, S. 21-22, Sey-Tac Yayınları, 2008.)