************************** ALINTIDIR ******************************

29 Ekim Cumhuriyet Bayramının 89.yılı kutlamaları bu yıl ülkemizde birçok ilklerin yaşanmasına ve oldukça renkli görüntülerin ortaya çıkmasına neden oldu.

Ülkemizde ilk defa iki farklı güç, odak veya derin yapılanma Cumhuriyet Bayramını birbirlerinden farklı organizasyonlarla kutlamaya çalıştılar.

İsrail işbirlikçisi Cumhuriyetçiler ile Milli Görüş merkezli Cumhuriyetçiler arasındaki rekabetten dolayı bu yılki törenlerde geçmişte şahit olmadığımız görüntüler ile büyük gerginlikler yaşandı.

Her iki küresel yapılanma görüntüde Cumhuriyet Bayramını kutlamış olsalar dahi ikisinin de kutladığı Cumhuriyet hakikatte aynı Cumhuriyet olmadığı gibi iki tarafında Cumhuriyete yükledikleri misyon ve vizyonda oldukça farklıdır!

Zaten yaşanılan kavganın asıl sebebi de bu.

İsrail işbirlikçisi kişi, kurum, sermaye, medya ve siyaset çevrelerinin Cumhuriyete yükledikleri misyon; Sabetayist zümre oligarşisinin sırtını Dünya Siyonizm’ine dayayarak kurdukları ve bu ülkenin asli unsurları Müslüman halkımızın dinini, inancını, tarihini, kimliğini potansiyel tehdit olarak ilan ettikleri hile rejimi ve köle düzeninin ilelebet yaşatılması ile malum kesimlerin rejimin kurucu iradesi olarak elde ettikleri imtiyazların korunmasıdır.

İsrail sever Cumhuriyetçiler için İsrail devletinin varlığı, çıkarı ve menfaatleri her daim Türk devleti ile Milletimizin bekasından çok daha önceliklidir. Bu çevrelerin siyasi, ekonomik, askeri ya da kültürel gelişmelerdeki tavırlarını belirleyen ana unsur İsrail’dir.

Milli Görüş eksenli devlet kadrolarının Cumhuriyete yükledikleri misyon ise; 1000 yıllık Selçuklu-Osmanlı İslam medeniyetinin çağımızın şartlarına uygun olarak ihyası anlamına gelen Yeniden Büyük Türkiye liderliğinde İslam birliğini gerçekleştirmek ve D-8 ilkeleri çerçevesinde Adil Düzene dayalı Yeni Bir Dünya kurmaktır.

Ülkemizde olduğu kadar tüm dünyada küresel çapta organize olmuş ve birbirleri ile ölümüne bir hâkimiyet mücadelesinde bulunan bu iki derin odağın amacı elbette sadece Cumhuriyeti kutlamak değildi.

Asıl gaye Cumhuriyet Bayramı üzerinden birbirlerine karşı bir güç ve gövde gösterisinde bulunmaktı.

Peki, yaşanan süreçte kaybeden ve kazanan taraf hangisi oldu?

İsrail merkezli karanlık mihrakların, kuruluşlarının Cumhuriyet Bayramını kutlamak için seçtikleri mekân sokaklar ve meydanlardı.

AKP iktidarı, bu yıl ki Cumhuriyet kutlamalarına PKK-KCK terör örgütü mensupları ile bazı illegal Komünist-Marksist grupların provokasyon yapma hazırlıklarına dair istihbarat kaynaklı uyarıları dikkate alarak Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyük illerde ancak belirlenmiş güzergahlarda kutlama yapılmasına izin veren bir talimat yayımladı.

Sabetayist medya ise bu uygulamayı adeta Cumhuriyet Bayramı yasaklanıyormuş şeklinde çarpıtarak oluşturdukları korku imparatorluğu üzerinden kamuoyunu ayaklandırmak için elinden gelen bütün hünerlerini sergiledi.

İsrailci medya şebekesinin Atatürkçü, laik, batı tipi hayat tarzı ve yaşam biçimini benimsemiş olan geniş halk yığınlarını sokağa döküp adeta terörize etmek için yapmadıkları manipülasyon ve dezenformasyon kalmadı.

Amaçları geçmişte Abdullah Gül’ün Çankaya Köşküne çıkma sürecinde tertipledikleri Cumhuriyet mitinglerine benzer şekilde tüm ülke sathında tekrar milyonları meydanlara dökmek ve bu kalabalıklardan bir AKP aleyhtarlığı çıkartıp önümüzdeki yerel ve genel seçimlere yönelik ülke siyasetini yeniden dizayn etme fırsatını yakalamaktı.

Tüm çaba ve olağanüstü gayretlerine rağmen sadece Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyük illerde CHP önderliğinde, Ergenekon sevdalısı bir kısım örgütlerin, derneklerin desteğinde bindirilmiş kıtalardan oluşan ve adı, şanı belli yerleşim bölgelerinde yaşayan son derece önemsiz sayılabilecek sayıdaki malum kesimleri sokağa dökebildiler.

İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerde sokağa dökülenlerin sayısı bu illerin toplam nüfusu ile kıyaslandığında bile oldukça önemsiz ve güdük kaldı.

Geçmişteki Cumhuriyet mitingleri ile kıyaslandığında oldukça sönük geçen alternatif Cumhuriyet kutlamaları bir kez daha gösterdi ki; İsrail odaklı Sabetayist derin devlet, milli devlet karşısında dağılmak ve yok olmak sürecinin son safhasına gelmiş bulunmaktadır.

Öncelikle Türkiye, İstanbul, Ankara veya İzmir’den ibaret bir ülke değil.

Türkiye’de 81 tane vilayet ve 892 tane ilçe var.

Sabetayist medya kesimlerinin canhıraş gayret ve çabalarına rağmen İstanbul, Ankara ve İzmir dışında hiçbir vilayet ve ilçede alternatif Cumhuriyet Bayramı kutlamaları için halkı sokaklara dökme planı tutmadı.

İsrail sevdalısı derin ihanet şebekelerine koskoca Türkiye’de sadece bazı büyükşehirlerin malum ilçelerinde yaşayan azınlıktaki Kripto kesimleri ile aldatılmış kalabalıklar, sokaklar ve meydanlar kalmıştı.

Demek ki atı alan çoktan Üsküdar’ ı geçmiş, köprünün altından çok sular akmıştı!

Oysa Milli Görüş güdümlü milli devlet yapılanması öyle mi?

Milli devlet, Cumhuriyet Bayramını 81 il ve 892 ilçede resmi törenlerle kutladıktan sonra aynı günün akşamında bütün ülke sathında 5 yıldızlı otellerde sivillerinde katılımı ile son derece nezih ve güzel bir ortamda verilen resepsiyonlarla sürece renk kattı.

Özellikle Başkent Ankara’da hanımı başörtülü bir Cumhurbaşkanının önderliğinde davetlilerin eşleri ile birlikte katıldıkları Çankaya Köşkündeki Cumhuriyet Bayramını resepsiyonu tek kelime ile muhteşemdi.

Üstelik Çankaya Köşkündeki davette çok önemli ilkler de yaşandı.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin komuta kademesi Genelkurmay Başkanının önderliğinde tam kadro üstelik de değerli eşleriyle davete icabet ettiler.

Başbakan ve Bakanlar Kurulu da aynı şekilde kıymetli hanımları ile birlikte tam kadro Köşkte hazır bulundular.

Ülkenin muhalefetini temsil eden partilerin liderleri ve üst düzey kadroları da Çankaya Köşkünde idiler. Milletvekilleri ve üst düzey bürokratlarında katılımıyla Köşk adeta dolup taştı.

Ülkenin tüm üst düzey yargı kurumları Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yargıtay, Danıştay, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu törene icabet ettiler.

Ülkenin en büyük sermaye çevrelerinden önemli işadamları, medya dünyasının bazı duayen isimleri, kültür ve sanat hayatından bir kısım sanatçılarda Köşkteki resepsiyonda hazır bulundular.

Kısacası milli derin devlet legalleşip resmi tek devlet olmuştu.

Milli derin devletin düzenlediği Cumhuriyet Bayramı törenlerindeki ihtişam, tertip, düzen, aşk ve heyecan ile İsrailci Cumhuriyetçilerin organize ettikleri alternatif kutlamalardaki basitlik, sıradanlık, acizlik ve bayağılık kıyaslandığında ortaya şöyle bir tablo çıkıyor:

1/ Milli devlet, ülkenin 81 vilayeti ile 892 ilçesinde var.

İsrailci Ergenekoncu şebeke ise sadece İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerde o da tuzu kuru kesimlerin yaşadığı bazı ilçelerde var.

2/ Milli devletin kutlama törenlerine Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Muhalefet liderleri, Yüksek Yargı Organları, Bakanlar, TSK Komuta Kademesi, Milletvekilleri ve üst düzey bürokratlar katıldı.

İsrail işbirlikçisi ihanet şebekesinin alternatif kutlama programlarına ise Yahudi-Masonik medyanın yoğun katkılarıyla CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Milletvekilleri, Kemalist ideolojiye sahip bir kısım sendika ve sivil toplum kuruluşları ile bazı marjinal Sol-Sosyalist örgütler katıldı.

3/ Milli devlet, Cumhuriyet Bayramını büyükşehirler başta olmak üzere tüm illerin en güzel ve en büyük caddelerinde yerel bürokratların eşliğinde bölge halkının da katılımıyla askeri ve polisiyle el ele kutlamayı başarırken; İsrail sevdalısı kesimler için böyle bir tablo artık hayal bile edilemez.


Geçmişte Müslümanlar milli bayramlarını sokaklarda, meydanlarda kutlarken; hile rejimi ve köle düzeni ise resmi bayramlarını devlet gücü ve olanaklarından sonuna kadar faydalanarak kutlardı.

Şimdi ise Müslümanlar milli ve dini bayramlarını devlet gücü ve imkânlarından yararlanarak kutlarken; hile rejimi ve köle düzeni mensupları ise sokaklara kadar düştüler.


************************** ALINTIDIR ******************************