Almanya’nın önde gelen altı ekonomik araştırma enstitüsünün yarıyıl ekonomik tahmin raporunda yüzde 6’lık daralma öngörülmesi bekleniyor. Ancak ekonomik belirsizlikler tahminlere güveni azaltıyor.


Ekonomik tahminlerin ne kadar anlam taşıdığı uzun süredir tartışma konusu. Konjonktür araştırmacılarının tahminleri neredeyse hiç tutmadı. Alman Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü de bu nedenle 2010 yılı için tahminde bulunmaktan vazgeçti.

Alman ekonomik araştırma enstitüleri neredeyse her defasında tahminlerinin kurbanı oldu. Essen’deki Rheinland Westfalya Araştırma Enstitüsü 2008 yılının Mart ayında Almanya’nın ekonomik büyüme hızının yüzde 1,7 olacağı tahmininde bulunmuş, bir sonraki çeyrekte ekonomi canlanınca tahmin oranını yüzde 2,2’ye çıkarmıştı. Yıl sonunda ise büyüme hızının yüzde 1,1’de kaldığı ortaya çıktı.

Ciddiye almaya değer mi?

İlkbahar ve sonbaharda ortak tahminlerini kamuoyuna duyuran Alman araştırma enstitüleri son sekiz yılda sadece bir kez haklı çıktı. Önünde eksi işareti bulunan rakam ve oranların adeta birbiriyle yarıştığı günümüzde uzmanların tahminleri ciddiye alınmaya değer mi? Almanya hükümeti tahmini büyüme hızını eksi yüzde 2,5’ten eksi yüzde 4,5’e çekmeye hazırlanıyor. Deutsche Bank baş iktisatçısı Norbert Walter, Alman ekonomisinin bu yıl yüzde 5 oranında daralacağını iddia ediyor. Commerzbank’ın baş iktisatçısı Jörg Kraemer ise yüzde 6 ila yüzde 7’lik ekonomik küçülmeden söz ediyor. Kraemer, Alman sanayisinde sipariş girdilerinin bu yıl Ocak ve Şubat aylarında önemli oranda düştüğünü kaydederek, “Bugünün sipariş eksiği, yarın üretimde gerileme demektir. Alman ekonomisi bu yılın ilk çeyreğinde, savaştan bu yana görmediğimiz ölçüde küçüldü. Bu da 2009 tahminlerine baz alınacak verilerin son derece kötü olduğunu gösterir. Negatif büyüme oranını yüzde 6 ile yüzde 7 arasında tahmin etmemizin nedeni de bu” diyor.

‘Tahminlere ara verilsin’

Berlin’deki Alman Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü’nün başkanı Klaus Zimmermann, krize bağlı belirsizlikler nedeniyle Aralık ayında tahminlere ara verilmesini önermiş ama meslektaşlarını ikna edememişti. Zimmermann’a hak vermeyenlerden biri de Federal hükümetin eski ekonomik raportörler kurulu başkanı Bernd Rürup. Özellikle kriz dönemlerinde özel sektör ve hükümetin tahminlere ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Rürup, “Belirsiz dönemlerde tahmin hazırlamak, konjonktür tahlilinde uzmanlaşmış iktisatçının boynunun borcudur. Sadece istikrar dönemlerinde ekonomik tahmin yapılabileceğini söyleyen politikacı da kendine yanlış meslek seçmiş demektir” diye konuştu.

Alman Ekonomik Araştırma Enstitüsü ise olumsuz tahminlerin şirketleri ‘kötü’ yola sevk edebileceğini, bütün branşlarda yatırım planlarının ertelenebileceğini ve bütün bu olumsuz göstergelerin yansıyacağı bir sonraki tahminlerin daha da kötü çıkacak olmasını gerekçe göstererek tahminde bulunmaktan vazgeçti. Commerzbank baş iktisatçısı Jörg Kraemer ise bu görüşe neden katılmadığını şöyle izah ediyor:

"Aslında bunun tam tersi doğru. Biz iktisatçılar konjonktürü sürükleyenler değil, konjonktürün sürükledikleriyiz. Bunu, oranların her defasında ekonomi uzmanlarının korktuklarından daha kötü çıkmasından da anlayabilirsiniz. Oranlar tahmin ettiklerinden kötü çıktığı için onlar da bir sonraki tahminlerinde oranları biraz daha düşürüyorlar. Özet olarak tahminde bulunanlar oranları şekillendirmez, aksine oranlar yani konjonktürel gelişme onları değişmeye zorlar.”