Ayrilik-Bosanma Davalari
Yurtdışında yaşayan yabancılar arasında görülen en büyük sorunlardan birisidir, boşanmalar. Kuşkusuz bunun çeşitli sebepleri bulunmaktadır. Etrafımızda sürekli duyduğumuz bu tür davaların işleyişini ve nelerin yapılması gerektiğini kısaca buraya alıyoruz.
Evli kişiler; evlilik birliğinin artık mümkün olmadığını kabullenmeleri durumunda, boşanmak için kaldıkları yerin Aile Mahkemesine başvurada bulunarak dava açarlar. Burada önemli olan evli kişilerin hangi ülkenin vatandaşı olduklarıdır, ki söz konusu olan hangi ülkenin hukuku odluğudur. Eğer eşlerden birisi alman ise boşanma davası Almanya’da açılabirlir. Fakat buna rağmen Almanya’da boşanma davası açmak zorunluluğu yoktur. Çünkü eşlerden birisinin Türkiye vatandaşı olmasından dolayı boşanma davası pekala Türkiye’de de açılabilir.
Eşlerden birisinin Alman olmasından dolayı Almanya aile hukukuna göre ilgili mahkeme, taraflara en azından bir yıl ayrı yaşamalarını beyan eder. Taraflar bir yıl ayrı yaşadıktan ve her iki taraf boşanmayı kabul ettikten sonra evlilik birliğinin sarsılmış olduğu kabul görür. Taraflar üç yıl ayrı yaşadıktan sonra her halukarda evlilik birliğinin sarsılmış olduğu kabul görmekte, tersi iddia edilememektedir.
Ayrıca Almanya aile hukukuna göre bir yıl ayrı yaşamadan da boşanmak mümkündür. Bunun için her iki tarafın anlaşarak mahkemeye birer dilekçe vermeleri gerekmetedir.
Eşlerden birisinin birisi Türkiye vatandaşı olduğundan, Türkiye aile hukukuna göre boşanma davası açılabilir. Türkiye aile hukukuna göre eşlerin bir dönem ayrı yaşama zorunluluğu bulunmamaktadır. Evlilik en az bir yıl sürmüşse, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin, diğerinin davasını kabul etmesi halinde (anlaşmalı boşanma), evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Mahkeme boşanmanın mali sonuçları ve varsa çocukların durumu hususunda tarafların düzenlemesini uygun bulduktan sonra tarafları boşar.
Boşanma davalarına; eşlerden birisinin nüfusa kayıtlı olduğu yerdeki Aile Mahkemesi yoksa Asli Hukuk Mahkemesi bakar. Taraflar kendileri veya vekalet verdikleri birer avukat aracılığıyla da başvuruda bulunabilirler.
Türk medeni kanununa göre; zina, cana kast, pek fena muameleler, cürüm ve haysiyetsizlik, terk, akıl hastalığı ve evlilik birliğinin sarsılması veya müşterek hayatın yeniden kurulamaması boşanma gerekçeleri olarak kabul edilrler. Mahkeme tarafların boşadıktan sonra boşanma kararının ilgili nüfus müdürlüğüne ibraz edilmesi gerekmektedir.
Türk medeni kanununa göre; boşanan kadın, boşandığı kocasının soyadını kullanamaz. Boşandığı kocasının soyadını kullanabilmesi için bu konuda hakimde karar alması gerekir. Koca, boşandığı eşine kendi soyadını kullanmasına izin vermeyebilir. Yine Türk medeni kanununa göre; boşanan erkek ise boşanma kararından sonra hemen evlenebilir. Kadın ise kanun gereği 300 günlük bekleme süresini doldurmadan evlenemez.
Bunlara ek olarak: Alman mahkemelerinin verdikleri boşanma kararları doğrudan Türkiye’de icra edilememektedir. Ayrıca Türk mahkemelerinde de dava açmak zorunluluğu bulunmaktadır. Türkiye’de açılan tanıma / tenfiz davası denilen bu davalar, her ne kadar çekişmesiz de olsa, usul yönünden diğer davalarla aynı prosedüre tabidirler. Dolayısıyla davadaki usul işlemleri asıl dava kadar zahmetli ve uzayıcı olmaktadır.
Bu tür davalarda genellikle yaşanan sorun ise yabancı mahkemeden alınmış boşanma kararlarının Türkiye’de nüfus siciline kayıt edilmemeleridir. Bu durum bilinmediğinden ancak yeni bir evlilik işlemi yapılacağı sırada öğrenilmekte ve zaman darlığı nedeniyle evlenmek istiyen kişiler mağdur olmaktadır. Bunun için yabancı ülkede alınan mahkeme kararının ve kesinleşme şerhi içeren belgenin Türkçe çevirisiyle birlikte, Türkiye’deki mahkemeye sunulması zorunludur. Aksi halde yabancı ülkede boşanmış kişi, Türkiye’de nüfus sicilinde halen evli gözüktüğünden yeni bir evlilik işlemi yapamayacaktır.
Avrupa ülkelerindeki boşanmaya ilişkin mahkeme masrafları avukat ücretiyle beraber 4-5 bin Euro’yu bulmaktadır. Özellikle her iki tarafın da Türk olması halinde Türkiye’de dava açılması her yönden isabetli olacaktır.
Özet olarak: Eşlerden birisi yabancı olsa dahi yabancı ülkede boşanma davası açmak zorunluluğu yoktur. Keza Türk Mahkemelerinin boşanma kararları yabancı makamlara sunulduğunda resmi geçerliliğe sahiptir. Böylece ayrıca tanıma / tenfiz davası açılmasına gerek kalmadan, doğrudan boşanma davası açılmış olunacaktır. Hatta eşlerden birinin yabancı olması halinde dahi, masrafın az olması nedeniyle Türkiye’de dava açılması tercih edilmelidir.
Paylaş