******************ALINTIDIR*********************** ***
Özellikle Suriye’de yaþanan insanlýk dýþý vahþet karþýsýndaki kararlý tutumunu sürdürmesi üzerine batýda Türkiye aleyhine bir yalan haberler furyasý, dezenformasyon kampanyasý baþlatýldý. Trendi giderek yükselip psikolojik savaþa dönüþen bu hasmane tutumun baþýný ABD ve Ýngiliz medyasýný kullanan Yahudi Lobisinin çektiði gözlemlenmektedir.
Beyaz Saray yönetimi ile uzun süredir ayrý mecralarda sularý akan Ýsrailci NEO-CON ve Pentagon çevreleri Türkiye karþýsýnda her konuda olumsuz bir tutum sergilemektedirler. Arap Baharýnýn etki altýna aldýðý tüm ülkelerde Türkiye ile batýlý ülkeler ve NATO arasýnda farklý yaklaþýmlardan doðan pürüzler, sürtüþmeler, tartýþmalar yaþandý, yaþanmaya devam ediyor.
Bunun en keskin örneði Arap Baharýnýn Libya ayaðýnda ortaya çýktý. Türkiye ilk önce NATO dâhil, hiçbir dýþ müdahalenin yapýlmamasýný istedi. NATO’da kararlar ittifakla alýndýðý için Türkiye’nin bu engellemesi karþýsýnda Fransa devreye sokularak Libya’ya dolaylý askeri müdahalede bulunuldu.
Türkiye, devre dýþý býrakýlmasýna yönelik Fransa’nýn tek yanlý müdahalesinden ise birlikte hareket edilmesinin daha doðru olacaðýný düþünerek NATO olarak Libya’ya girilmesini önerdi. Türkiye’nin ilk isteði gibi bu önerisi de dikkate alýndý ve Fransa yerine NATO Libya’ya müdahale etti.
Bu basiretli tutumu nedeniyle, Libya’ya yapýlan NATO müdahalesi içinde yer aldýðý halde Türkiye, Arap toplumlarý tarafýndan batýlý ülkelerin bir müttefiki þeklinde algýlanmayarak farklý bir kategoride deðerlendirildi. Çünkü Türkiye’nin hiç istemediði halde, mecbur kaldýðýndan, Libya’ya müdahalede ABD ve müttefikleri içinde yer aldýðý algýsý güçlü þeklide oluþtu.
Batýlý ülkelerin stratejisini sonuçsuz býrakarak Arap halklarýnýn yanýnda yer alan bu isabetli tutumu ve kývrak politikasý batý iþbirlikçisi ve Ýsrailci çevreler tarafýndan zikzak yapmak ve tutarsýzlýk diye nitelenerek þiddetle eleþtirildi. Sonuçta iþbirlikçilere raðmen Türkiye Libya’da etkili bir konum elde ederken yönetim ve toplum tarafýndan en çok sevilen ülke oldu. Olup bitenlerden ise batýlý ülkeler sorumlu tutuldu. Arap kamuoyuna ve Ýslam Âlemine de durum böyle yansýdý.
Olumlu sonuçlarý hiçe sayýlarak Türkiye’nin Libya politikasýnýn eleþtirilmeye devam edilmesi bunu yapan çevrelerin içyüzlerini dýþa vurmuþ oldu. Ne var ki bu çevrelerin etkili kamuoyu oluþturmada sahip olduklarý güç ayný eleþtirileri Arap Baharýnýn Mýsýr ayaðýnda sürdürmelerine imkân saðladý.
Türkiye Libya’da olduðu gibi Mýsýr’da da mevcut yönetim ile çok iyi iliþkiler içerisinde olduðu halde Arap Baharýný destekledi. Ýþbaþýna gelen yeni yönetim ile de ittifak halinde hareket ediliyor. Ayný durum Tunus’ta da gerçekleþti. Türkiye’nin dostu ve Erbakan’ýn sýkça etkinliklerine davet ettiði El-Nahda Partisi’nin lideri Raþit Gannuþi Tunus’ta seçim kazanýp baþbakan oldu. Mýsýr’da ilk yapýlan serbest seçimde Cumhurbaþkaný seçilen Muhammed Mursi de bir samimi Türkiye dostudur.
Türkiye’nin Arap Baharý yaþanan diðer ülkelerde uyguladýðý ve iyi sonuç aldýðý bu basiretli politika þimdi özel durumu dikkate alýnarak Suriye’de de uygulanmaktadýr. Türkiye’nin Suriye politikasý da ABD’deki, Avrupa ülkelerindeki, Türkiye’deki Ýsrailci kesimler ve Yahudi lobileri tarafýndan þiddetle eleþtirilmekte, büyük tepkilere maruz býrakýlmaktadýr.
Dýþarýdan, içeriden yapýlan eleþtiriler, gösterilen tepkiler Türkiye’nin Suriye politikasýný etkilemede yetersiz kalýnca bu kez birtakým provokasyonlara, bunlara dayalý dezenformasyonlara baþvurarak ve manipülasyon yaparak sonuç almaya yöneldiler.
Türkiye daha önce Arap Baharýnýn yaþandýðý ülkelerde olduðu gibi Suriye’deki mevcut yönetim ile de çok iyi iliþkiler içerisindeydi. Arap Baharý Suriye’ye sirayet etmeden önce Baþbakan Erdoðan’ýn Beþþar Esat ile iki kardeþ komþu ülkenin liderleri olarak dostane iliþkilerinin saðladýðý samimiyetle birlikte ve dayanýþma içerisinde önlem almalarý konusunda birtakým çalýþmalar yapýldý.
Bu amaçla birtakým demokratik açýlýmlarla mevcut yönetim tarafýndan bir deðiþim/dönüþüm süreci baþlatýlmasý için sürekli telkinler yapýldý, önerilerde ve destek vaadinde bulunuldu. Ancak Türkiye ile Suriye’nin bu ileri düzeydeki iliþkilerinden rahatsýz olan Ýsrail ve bazý batýlý ülkeler engelleyerek buna fýrsat vermediler.
Nitekim daha önce Türkiye’nin Suriye ile Ýsrail arasýnda arabuluculuk yaptýðý barýþ görüþmeleri de ansýzýn yapýlan kanlý Gazze saldýrýsý ile sonuçsuz býrakýlmýþtý. Türkiye, tüm istediklerini Suriye’ye hiç eksiksiz kabul ettirdiði halde anlaþma aþamasýna gelen görüþmeleri Ýsrail’in sabote etmesinin bile faturasý içimizdeki Ýsrailliler tarafýndan Türkiye’ye, Baþbakan Erdoðan’a kesildi.
Ýsrail çýkarlarýna endeksli Sabetayist Yahudilerin ve onlarýn azat kabul etmez kölesi iþbirlikçilerinin baþka türlü bir yaklaþým sergilemelerini beklemenin anlamsýzlýðý sayýsýz örnekleriyle kanýtlanmýþ bulunan bir olgudur.
Ýsrail çoðu zaman çeþitli konulardaki görüþünü açýk etmeyip derin bir suskunluk içerisine girerken yapmaya çalýþtýðýný ABD’deki çeþitli Yahudi lobileri ve Türkiye’deki Ýsrailciler üzerinden dillendirip hayata geçirmeye çalýþýr. Bu öteden beri Ýsrail’in bilinen bir yöntemidir.
Arap Baharýnýn Suriye’ye sýçramasýyla baþlayan süreçte yaþananlar karþýsýnda Ýsrail bu yöntemle politikalarýný hayata geçirmeye çalýþtý. Bugüne kadar Suriye konusunda diþe dokunur herhangi bir açýklamada bulunmayan Ýsrail, ABD Yahudi lobileri ve Türkiye’deki Ýsrailciler aracýlýðýyla düþünce ve isteklerini dillendirip hayata geçirmeye çalýþtý.
Ýsrail, ABD Yahudi lobisi ve içimizdeki Ýsrailciler, Arap Baharýnýn Suriye’ye sýçramasý üzerine Esat yönetimini ayakta tutabilmek için Türkiye’yi askeri müdahaleye zorlayarak iki ülke arasýnda, bütün Arap Dünyasýnýn tepkilerine yol açacak bir savaþ çýkartmak için provokasyonlara baþladýlar.
Hala nasýl olduðu açýklýða kavuþturulamayan Türkiye’nin düþürülen uçaðý üzerine Suriye’ye savaþ açýlmasý için yapýlan kýþkýrtmalar sonuç vermedi. Türkiye’nin çekilmek istenen tezgâha gelmediði, Suriye ile savaþa girip muhalefetin iþini zora sokmaya, Beþþar Esat yönetimine bir hayat öpücüðü sunmaya niyeti olmadýðý anlaþýlýnca düþürülen uçak konusunda art arda bir sürü yalan servis edip kamuoyunu dezenformasyon bombardýmanýna tuttular.
Genelkurmay Baþkanlýðýnýn açýklamalarý yerine okyanus ötesinden yükselen bulutlardan dökülen yalan saðanaðýna itibar eden Ýsrailciler ve kontrollerindeki medya unsurlarý ne edip edip Türkiye’yi Suriye’ye saldýrtmaya çalýþtýlarsa da bir türlü baþaramadýlar.
Ýsrail, ABD Yahudi Lobisi, Siyonist batý medyasý ve onlarýn Türkiye’deki uzantýsý Ýsrailcilerin kolay pes etmeye havlu atmaya hiç niyetleri yoktu. Bu kez Hatay’da Suriyeli mültecilere yönelik yalanlar uydurmaya, iftira kampanyalarý baþlatmaya, Sünni-Alevi çatýþmasý çýkartmaya yoðunlaþtýlar.
Okyanus ötesinden yollanan yalan yüklü bulutlar Türkiye’de saðanaða ve fýrtýnaya dönüþüyor, her gün yeni bir kýþkýrtma kampanyasý baþlatýlýyordu. Psikolojik savaþ yöntemlerinin yakasý açýlmadýk yöntemleri uygulanarak bir yandan Türkiye suçlu gösterilmeye çalýþýlýrken diðer yandan Suriye’ye girmesi için ne gerekirse fazlasýyla yapýlýyordu.
Bu da sonuç vermeyince Türkiye sýnýrý boyunca silahlanan Kürt militanlarýn Kuzey Irak’taki gibi bir özerk bölge oluþturduðu ve artýk Kürdistan’ýn Suriye ayaðýnýn da tamam olduðuna iliþkin bir yalan kampanyasý baþlatýldý.
Aslý astarý olmayan hikâyeler uydurarak, oluþturulan birtakým göstermelik ufak tefek olaylarý abartý ile bangýr bangýr yayarak kamuoyunu ayaða kaldýrmaya, Türk Silahlý Kuvvetlerini panikletip sýnýrýn ötesine geçmeye, böylece savaþa yol açmaya zorladýlar. Yine bu tezgâh da tutmadý.
Þimdi bu iddialara yenileri eklenip Suriye muhalefeti Kürt gruplarla çatýþmaya girdi denilerek böyle devam etmesi halinde Beþþar Esat yönetiminin devrilmeyeceði korkusunu pompalýyorlar. Hâlbuki bir Kürt-Arap kapýþmasý yaþanmasý halinde Esat yandaþlarý da muhalefet saflarýna katýlýrlar! Dert edindikleri Esat rejiminin devrilmesi mi; yoksa Suriye’deki Kürt militanlarýn etkisizleþtirilmesi midir; belli deðil. Ama elbette ki erbabý biliyor.
Bundan da bir þey çýkmadýðý görülünce Suriye tarafýndan sýnýra yakýn Türkiye topraklarýna yönelik kýþkýrtma maksatlý top atýþlarý yapýlmaya baþlandý. Bu kez bu bahaneye sarýlarak bir yandan sýnýr bölgesindeki vatandaþlarýmýzý kýþkýrtýp ayaða kaldýrmaya, diðer yandan da Türkiye ne diye Suriye içinde olup bitenlere karýþýp baþýna dert alýyor denilerek devletin baþarýlý bölge politikasý karalama kampanyalarýnýn hedefi haline getirilmeye çalýþýldý.
Defalarca, izlenen dýþ politika devletin politikasýdýr vurgusu yapmasýna karþýn Dýþiþleri Bakaný Ahmet Davutoðlu’nu uygulanan politikadan sorumlu tutarak hedef haline getiren Ýsrailci çevrelerin Ýsrail’in talimatlarýný yerine getirmekten baþka bir düþüncelerinin olmadýðý sayýsýz olayla test edilip kesinlik kazanmýþ bulunuyor.
Henüz bir yalan senaryosu doðrultusunda yürütülen kampanya devam ederken bir yalan yaðmuru daha baþlýyordu. Bu kez de Türkiye tarafýndan indirilip aranan ve savaþ malzemelerine el konulan Rus uçaðý etrafýnda kýyamet kopartýlmaya çalýþýldý.
Rusya Dýþiþleri Bakanýnýn bile bir ihbar ya da þüphe söz konusu ise Türkiye’nin hava sahasýndan geçmekte olan bir uçaðý geri dönmeye ya da arama yapýlmasý için iniþe zorlamasýnýn uluslararasý anlaþmalardan doðan bir hakký olduðunu ifade etmesine raðmen Ýsrailciler yaygaralarýný sürdürüp kamuoyunun kafasýný karýþtýrmaya devam ettiler.
Ardýndan olaya iliþkin okyanus ötesinden yalan bulutlarý yükselmeye, Türkiye sahasýnda saðanak halinde yaðmaya baþladý. Konuya iliþkin o kadar çok çeliþkili, abartýlý, manipülatif yalan haberlere, yorumlara yer verildi ki herkesin kafasý karýþtýrýlýp aklý allak bullak edildi. Basit uçak indirme olayý çetrefillendirilerek muammaya dönüþtürüldü. Maksat Türkiye-Rusya iliþkilerini bozup Beþþar Esat yönetiminin ayakta kalmasýna katký saðlamaktý.
Bütün bunlarýn yanýnda Türkiye sýnýrýndan sürekli Suriye muhalefetine silah ve militan gönderildiði þeklindeki haberler ara vermeden, hýz kesmeden içeriden ve dýþarýdan karþýlýklý servis edildi. Tüm yapýlan resmi açýklamalar ve yalanlamalar ýsrarla görmezden, duymazdan gelindi.
En son ABD’nin Avrupa’daki güçlerinin komutaný Mark Hertling’in ortaya attýðý iddialara mal bulan maðribi gibi atlayan Ýsrailciler Türkiye’yi zora sokup Beþþar Esat yönetimini sýkýntýdan kurtarmaya yönelik çabalara koyuldular. Genel Kurmay Baþkanlýðý ve Millî Savunma bakanlýðýnca yalanlanan iddialar üzerine yorumlar yapýlýp ahkâm kesilmeye devam ediliyor.
General Hertling Ýsrailcilere malzeme oluþturmak amacýyla bir dizi yalan uydurdu. Türkiye’ye ABD askeri gönderildiðinden tutun, Kara Kuvvetleri Komutaný Hayri Kývrýkoðlu’nun Suriyeli mültecilerin sayýsýnýn 140 binleri geçtiðini söylediðine ve Suriye’den yapýlan topçu atýþlarýný aslýnda kimin ya da kimlerin yaptýðýnýn bilinmediðine kadar dezenformasyon amaçlý bir sürü iddia ortaya attý.
Hertling’e göre Suriye’den Türkiye tarafýna yapýlan top atýþlarýný muhalif güçler ve Kürt militanlarýn yapmalarý da söz konusudur. Bunlarý Esat güçlerine baðlamak için yeterli kanýt yok. Genelkurmay Baþkanlýðýnýn Esat güçleri tarafýndan yapýldýðýna dair radarlardan tespit yapýldý açýklamasýnýn ise General Hertling için hiçbir önemi yok. Söz konusu top atýþlarýnýn kendileri tarafýndan yapýlmadýðý Esat yönetimi tarafýndan bile iddia edilmezken, ABD Generali Hertling kraldan fazla kralcý kesiliyordu!
Genelkurmay Baþkanlýðý ve Millî Savunma Bakanlýðý tarafýndan kesin bir dille yalanlanan iddialarý ABD Genelkurmay Baþkanýnýn da doðrulamaya yönelik laflar ettiði haberleri gelmektedir. Bununla yapýlmak istenenin Türkiye’yi Arap toplumlarý karþýsýnda zora sokmaktan baþka bir þey olmadýðýný anlamak zor deðil.
ABD’de Beyaz Saray’a raðmen Ýsrail çýkarlarýna kendini adayan Pentagon Yahudi unsurlarýn tam kontrolünde bulunuyor. Öyle ki Pentagon’da Beyaz Saray yönetimine yönelik bir darbe giriþiminin bile konuþulduðundan söz edilmektedir.
Ancak Pentagon saplandýðý Irak bataklýðýnda El Kaide tarafýndan evire çevire dövülürken güçbela çekilip gittiðinde 6 binden fazla asker kaybetti. Þimdi de Afganistan’da Taliban’dan yediði dayaklar ve verdiði kayýplar yüzünden çekilmeyi hesaplarken Suriye için Ortadoðu bataklýðýna geri dönmek gibi bir düþüncesinin olmayacaðý açýktýr.
Irak’tan ayrýlýrken de Ýran’ýn adamý Nuri Maliki’yi yönetime getirip Ýslam Birliði önünde bir Þii kuþak oluþturma planýnýn hayata geçirilmesine çalýþtý. Þimdi de Suriye’deki Nusayri azýnlýða dayalý Baas rejimi devrilmesin ve Þii kuþak çözülmesin diye -artýk müdahale gücü olmadýðý için- fitne üretmeyi çare olarak görüyor. Baþka bir ifade ile savaþamayan Pentagon dedikodu üreterek sonuç almaya çalýþýyor.
Zaten Pentagon bugüne kadar dünyanýn hiçbir yerinde herhangi bir savaþý kazanabilmiþ deðildir. Bütün acýmasýzlýðýna ve yaptýðý vahþete raðmen Vietnam’da yenilgiye uðrayýp geri çekildi. Somali iþgal edip yenilgiye uðrayarak geri çekilmek zorunda kaldýðý bir diðer ülkedir. Irak’tan henüz tümü ile çekilebilmiþ deðil. Bütün bu ülkelerde geriye yakýlmýþ, yýkýlmýþ þehirler, katliamlarla imha edilen kitleler býrakýp yönetimi terörizme teslim etti.
Þimdi, sergilediði her türlü vahþete raðmen Afganistan’da da savaþý kaybetmek durumunda kalan NATO destekli Pentagon yine çekilip kurtulmak için yollar arýyor.
Allah’a çok þükür, artýk Pentagon’un iþgal ettiði ülkelerden çekilirken býraktýðý boþluða küresel güç olarak Türkiye yerleþiyor ve oralara barýþ, özgürlük ve hizmet ***ürüyor. ABD’nin çekildiði yerlere Türkiye yerleþiyor. Somali, Bosna Hersek, Kosova, Makedonya Türkiye’nin etki alanýna girdi.
Kafkasya ve Orta Asya ülkelerinde de Türkiye’nin etkisi artarak sürüyor. Bu yüzden Ýsrail’in bütün kýþkýrtmalarýna raðmen Rusya Suriye’de Türkiye’yi karþýsýna alacak etkili adýmlar atamamaktadýr.
Irak’ta ise Ýran’ýn adamý Maliki’nin yönetimi dýþýnda Sünniler, Kürtler ve hatta bazý Þii gruplarýn iliþkilerini geliþtirmeye çalýþtýklarý bir Türkiye’nin bölgeyi ekonomik olarak hinterlandýna soktuðu vakýa olarak ortadadýr. Kuzey Irak Kürt yönetimi ise her gün daha fazla yanaþtýðý Türkiye ile birleþmeye bile sýcak bakmaktadýr.
Mýsýr bile artýk ABD’nin deðil, Arap Baharýnýn yaþandýðý diðer ülkeler gibi Türkiye’ye dost/müttefik olma yolundadýr. Lübnan’ýn Türkiye’ye yakýnlaþma çabalarý da yadsýnabilir deðildir. Esat yönetimi yýkýldýðýnda Lübnan’daki gizli Ýsrail iþbirlikçisi Hizbullah’ýn da ayakta kalmasý mümkün deðildir.
Suriye’de Nusayri azýnlýða dayalý komünist Baas rejimi devrildiðinde Ýsrail nefes alamayacak hale gelse bile Pentagon’un yapabileceði hiçbir þey yoktur. Ýsrail’i korumaya yönelik umutlarýný Türkiye içindeki Ýsrailci yapýlanmaya baðlayan Pentagon’un þimdilik yapabildiði tek þey Neo-Conlarla birlik olup yalan, dezenformasyon gibi psikolojik savaþ argümanlarý üretip fitne fesat çýkarmaktan ibaret kalmaktadýr.
ABD Yahudi Lobisi, Neo-Conlar ve Pentagon ne yaparsa yapsýn, Ýsrail hangi tür provokasyonlara baþvurursa vursun, Ýsrailciler ne kadar savaþ tamtamlarý çalarsa çalsýnlar; Türkiye asla Suriye’nin sýnýrlarýndan içeri girecek þekilde bir askeri müdahaleye ya da harekâta giriþmeyecektir. Bundan endiþe edilmesi tamamen yersizdir.
Suriye muhalefeti önünde sonunda baþarýlý olacak, ülkesini yakýp yýkan, halkýna katliam yapan bu rejim her halükârda çökecektir. Bu açýk gerçekliðin Ýsrail de, Neo-Conlar da, Pentagon da, Rusya da, Çin de, içimizdeki Ýsrailciler de çok iyi farkýndadýrlar.
Bütün herkesin tek umudu Türkiye’yi razý edip Beþþar Esat sonrasýnda Ýsrail ile özde dost/müttefik ama sözde düþman bir yönetimin Suriye’de iþbaþýna getirilmesidir. Türkiye’ye yönelik baskýlarýnýn ve çevirdikleri dolaplarýn asýl amacý buna razý etmektir.
Oysa artýk Türkiye’de hiçbir iktidarýn, hatta bir askeri darbe yönetiminin bile Ýsrail ile dostane iliþki, samimi ittifak içine girmesi mümkün deðildir. Bundan böyle ne Mýsýr, ne Suriye, ne Ürdün, ne Irak, ne Lübnan Ýsrail ile barýþ içerisinde yaþayabilir. Ýsrail hiçbir þekilde Filistin sorununa da bir çözüm bulamaz. Ýsrail Pentagon’u Ortadoðu bölgesine yeniden geri döndüremez. Dolayýsýyla ABD’nin de desteðini alamaz ve hiçbir komþu ülke ile savaþý göze alamaz.
Ýsrail kurtuluþu için bütün ümidini Türkiye ile -bir yetkilisinin ifadesiyle- yeniden metres hayatýný yaþamaya dönmeye baðlamýþ bulunuyor. Bunun için Ýsrailcilerin kamuoyu oluþturma çabalarýnýn, PKK terörünün, okyanus ötesinden kaldýrýlan bulutlardan yaðdýrýlan yalan saðanaðýnýn, Oslo’daki müzakere sürecine yeniden dönülmesinin sonuç verebileceði düþünülüyor.
Oysa Türkiye’deki Ýsrail destekçisi hile rejimi ve köle düzeni durup dururken kendiliðinden çöküþ sürecine girmedi. ABD’nin Irak’a girmesi, yenilgiye uðramasý, sonunda bölgeyi terk ederek gitmesi bir tesadüfler zinciri sonunda gerçekleþmedi. Arap Baharý hiç yoktan ortaya çýkmadýðý gibi Türkiye de bölge lideri küresel bir güç olarak piyangodan çýkmadý.
******************ALINTIDIR*********************** ***
Paylaþ